Geç geldi, erken geldi derken, birde baktık ki dağlarımız ve yüksek coğrafyalarımız beyaz örtüyle kaplandı. Havalar birden 5-10 derece düşerek bir hayli soğuyup, soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Evlerde ısınma araç ve gereçleri çalıştırılmaya başlandı. Kışlıklar gar dolaplarından çıkartılıp, giyinmeye başlandı.
Bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de artış gösteren korona virüsün soğukları sevdiği DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından da açıklanmış bulunmaktadır.
Kovid-19 salgının ikinci dalgasının sürdüğü kış mevsiminin başlamasıyla birlikte farklı bölgelerimizde kar ve yağmur yağışlarıyla birlikte soğuklar bir hayli artmış oldu. O nedenle bilhassa çocukların ve de yaşlıların kendilerine biraz daha dikkat etmeleri gerekiyor. ABD Uluslararası Yaşlanma Enstitüsü başkan vekili Terrie Wetle yaşlıları hipotermi konusunda şöyle uyarıyor:
“Yaşları ilerleyen kişilerde hipotermi riski de artıyor. Bunun sebebi yaşlanmaya bağlı fizyolojik değişimlerin yaşlıları soğuğa karşı daha duyarlı yapmasıdır.”
Hipotermi, vücut sıcaklığının normalin altına düşmesidir. Yaş ilerledikçe görülmeye başlayan fizyolojik değişimler, bedenin soğuğa karşı gösterdiği, titreme gibi, kan dolaşımının düzenlenmesi gibi önemli tepkileri zayıflatıyor. Yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan kalp krizi ve dolaşım sistemi bozuklukları, bedenin termostadını olumsuz etkiler.
Yaşlılar evlerini genellikle pek fazla ısıtmazlar. Ne var ki bu durum onları ciddi bir risk altına sokar. 180C’de bile hipotermi olabiliyor.
Hipoterminin belirtileri, Uyku hali, kafa karışıklığı, sakarlık, konuşmada bozukluk ve derin olmayan soluma gibi belirtileri vardır. Bu hastalığı öğrenmenin en iyi yolu kişinin ateşini ölçmektir. Hipotermiye karşı tedbirler. Alkol alınmaması, soğuk havalarda sıcak yiyecek ve içeceklerin alınması, yatarken sıcak tutacak şeyler giyilmesi, alınan ilâçlara dikkat edilmesi... Doktorlar, eğer beden sıcaklığı 35.50C’nin altına düştüyse ciddi bir durumun söz konusu olduğunu ve hastaneye gidilmesi gerektiğini de söylüyorlar.
Kaynak: Bilim ve Teknik