Kendimi çok başarılı saydığımdan değil, bu gün İlimizde, Ülkemizde ve dünyanın her yerinde insanların uğradıkları başarısızlıkların bir muhasebesini yapacak olursak, ezici çoğunluğun, teşvik edici olmayan ortamlardan uzaklaşmadıklarından veya hayatta olması gereken güçlüklerle baş edemeyecek şekilde hırslarını kaybettiklerinden dolayı çoğu zaman yenilgiye uğradıklarına şahit oluruz. Hastaneler, hapishaneler, içinde yaşadıkları tehlikeli çevreden kaçamayan, nefsine hakim olamayanlar, nefsine uyarak başına iş alanlar ve neticesinde suç işleyen insanlarla doludur. Dünyada beden ve ruh temizliği kirlenmiş, kirlerle yoğrularak yetiştirilmiş ve alışkanlıklarla donanmış milyonlar çamur birikintisinde yüzüp durular. Bu kişiliklerin, bacakları gelişmediğinden dolayı başka ortamlara sıçrayamaz, hayatlarının sonuna kadar o kirli ve karanlık yerlerden çıkamazlar. Diğer bir deyişle, başarısızlığa uğrayan insan günlerini aynı çamurlu ortamda geçiren, bir baltaya sap olmaktan öteye gidemeyen, kendisini ve yerleşik alışkanlıklarını, artı ona bahşedilen fırsat ve nimetleri değerlendiremeyen insanlarla doludur. Deyim yerindeyse bu gibi insanlar beden ve ruhlarını kirlettiklerindendir, gerçeğe bir türlü ulaşmak istemezler. Yazımın başlığındaki kastım budur. Yoksa yüzümüzü ve ellerimizi temiz tutmamız gerektiğinden bahsederek nasihat çekecek değilimdir. Daha ziyade temiz bir çevrede bulunmanın zihni temizlediğini, bu iki unsurun bileşiminin ise ruhu temizlediğini ve hayatı tekdüzelikten göstermektir amacım.
Hepimiz için imtihan yeri olan bu hayatta görevimiz ve sorumluluğumuz, beşer olarak vazifemiz olan hayat ömrümüzde başarıya nasıl ulaşıldığını ne şekilde anlatırsak anlatalım, arkadaşlarımızı, komşularımızı azamı gayret göstererek, kırmadan, dökmeden, doğru seçmemiz gerektiği konularını ihmal etmemeliyiz ki, hayatımız huzurlu ve temiz yürüsün.Bu hepimizin bugünü, yarını ve sonrasında ki ahiret hayatımız için çok önemlidir. Ancak insanlardan ayrı yaşayamayacağımız için, bir beğenmişlik, Allah muhafaza bir kibirlilik, bir ayrıcalık içinde davranmamız çok yanlış tavır ve anlamlara sebep olur. Tam aksine, Peygamber efendimizin buyurduğu gibi, “İnsanların en hayırlısı, İnsanlara en faydalı olandır” hadisi şerifi doğrultusunda sürekli ilerlemeye gayret eden, başarılı bir insanın, zamanı israf ederek, hevessiz, oyun eğlenceyle, iş yapma arzusundan uzak, cahil, cühela arkadaşlarıyla birlikte geçirmemesi gerektiği anlamına gelir.İnsan hayatı ayakların başarısızlık öyküsünü dinleyerek, kaytararak, hep eleştirerek, yol ve yordam bilmeden, yorulmadan, çalışanlara kızarak, sigara, içki, şans oyunları oynayarak geçirilmeyecek kadar kısadır hayatımız. Hayatta her şey gayretli ve istekli olmaya bağlıdır. Canla başla çalışarak hayatını kazanan, bireysel ve ya ailesel mutlu olan, yanına geldikleri insana ilham ve heyecan veren insanlarla arkadaşlık edilmelidir. Böyle kişilerin haliyle ruhları da, bedenleri de temiz olur. Bir yaşlı bilge, “Başarı başarıyı çeker” demiş.Çünkü başarısızlığı, zihin ve beden kirliliğinden daha çabuk getiren başka bir etken yoktur. Bedeniniz, ruhunuz, yüzünüz ve yuvanız hep gülsün inşallah.