Farklı diller söz konusu olunca çoğumuz hemen, “Bir dil bir insan, iki dil iki insan” deriz. Peki; Yüce dinimiz İslam yabancı diller öğrenme noktasında bizler ne emretmektedir?
İşte bilgilerinize aktarıyorum!
Dil, bir iletişim aracı, kültürün aynası hatta bir düşünme aracıdır. İnsan olarak her birimizin dünyanın her yerinde birbirimizle iletişim kurmada kullandığı en etkin işlev aracı dilimizdir. Edindiğim bilgiye göre bugün hali hazırda yeryüzünde kullanılan dil sayısı üç bin-beş bin arası bir rakamla ifade edilmektedir.
Batının ilim, fen, teknik ve her sahadaki fennî gelişmelerini almak elbette lâzımdır. Zaten İslâmiyet bunu emreder. Yabancı dil öğrenmenin lâzım olduğunu hadis-i şerifler haber vermektedir.
Zeyd bin Sabit hazretleri buyurdu ki:
“Resul aleyhisselâm bana Yahûdî dilini öğrenmeyi emreyledi. Öğrendim. Yahudilere gönderilen mektupların çoğunu bana yazdırırdı. Onlardan gelen mektupları bana okuturdu.”
Zeyd, böylece İbrani ve Süryânî lügatlerini öğrendi.
Büyük İslam âlimi Seyyid Abdülhakim Efendi, mükemmel arabi, farisi konuştuğu hâlde, buyurdu ki:
“Yabancı dil bilseydim, bütün dünyaya faydalı olurdum. İslâm dininin üstünlüklerini, rahat ve huzur kaynağı olduğunu ve medeniyette, fende ve ahlâkta ilerlemeye ışık tuttuğunu dünyaya bildirmek için, kısacası, İslamiyet’e ve bütün insanlara hizmet için, yabancı dil öğrenmek muhakkak lâzımdır.”demektedir.