Sevgi ve şefkat kadar önemli olan bir duyguda din ve maneviyat duygusudur. Beş, altı yaşından itibaren çocuğun aklı ermeye başlar. Bu yaşa gelince, çocuğa Allah`ın varlığı öğretilmeli ve insanın yaptığı iyi ve kötü her hareketi, Allah`ın gördüğü anlatılmalı ve her zaman iyi hareketlerde ve davranışlarda bulunması gerektiği telkin edilmelidir. Sağlıklı ve itikadımıza uygun bir din eğitimi alarak büyüyenler, polisinin olmadığı yerlerde, Allah korkusu ile suç işlemezler, hiç kimseye zarar vermezler, anne ve babalarını, çocuklarını, doğup büyüdükleri ülkelerini hiçbir zaman terk etmezler. Bu sebepten sağlıklı bir din eğitimi, çocuğunun iyi bir evlat, iyi bir öğrenci, iyi ana, iyi baba, iyi bir insan, iyi bir vatandaş, ülkesine, milletine, ailesine faydalı olmasında çok önemli rol oynar. Böyle bir insan başta yüksel bir ahlaka sahip olur. Başta kendisine, ailesine, topluma ve çevreye zarar verecek her türlü kötü alışkanlık ve davranışlardan uzak durarak, bu davranışlar içerisinde olanlara güzel ve sağlıklı yaşantısıyla örnek teşkil eder.
Sağlıklı bir din eğitimi alarak büyüyenler, argo konuşmaz, devletine ve milletine zarar vermezler, alkol, uyuşturucu ve kumar olmak üzere her türlü kötü alışkanlıklar ve ahlaksızlıklar ile dolandırıcılık, hak yemek, kanunsuzluk yapmak, devlete ve millete isyan etmek, hırsızlık, rüşvet, eşkıyalık, cinayet, teröristlik, insanlarının can, mal ve namusuna musallat olmazlar, ihanet, isyan ve intihar gibi suçlardan uzak durur. Bu vasfı, insanın hem kendisi, hem ailesi, hem de devleti için çok önemli güvenlik unsurudur. O nedenle çocuk, bu yaşlarda dini eğitimi evde anne ve babasın dan, camiden, dini eğitim kurumlarından, okulda ise ders kitaplarından, öğretmenlerinden alır. Bu eğitimde gerek anne ve baba, gerekse öğretmen ve eğitimciler, çocuklara her bakımdan iyi birer örnek olmalı, davranış ve yaşantılarıyla, bilhassa dil halleriyle onlara sevgi, saygı ve itimat telkin etmelidir. Çocuk, almış olduğu dini eğitim sayesinde utanma duygusu sayesinde bazı işlerin çirkinliğini fark eder ve onları yapmaktan kaçınır. Bu durum, onun kalbinin temizliğinin işareti, ergenlik çağında ise olgun aklın müjdecisidir. Netice olarak sağlam ve dünyanın en güçlü ve en huzurlu ülkesi Türkiye`nin devamı için çocuklarımızı ve gençlerimizi dini ve milli eğitimini almış, sporun ve dengeli beslenmenin yararlarından mahrum etmeden yetiştirmek aslı görevlerimizdendir. Ünlü düşünür Aristo`nun bir sözüyle yazımı bitirmiş olayım. "Çocukların ve gençlerin yetişmesini çok önemseyiniz. Çünkü, bu yolda en küçük ihmaller, ülkenizin yapısını ve istikbalini mahveder." demektedir.