Kul hakkı, insanın sahip olduğu hakları demektir. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerim kul hakkı üzerinde önemle durmaktadır. Allah’ın emir ve yasaklarının hemen hemen dörtte üçü kul hakkı ile ilgilidir. Bu sebeple, Allah ’a kulluk, yalnızca belli ibadetleri yerine getirmek değil, aynı zamanda insan haklarına da büyük saygı duymaktır. Aksi takdirde insanların bir arada kardeşçe yaşamaları, devletler kurmaları mümkün olmaz. Toplumun kaynaşması, kötülüklerden uzak, kardeşçe yaşayışın sağlanması için kul haklarına saygılı olmak o kadar önemlidir ki, Allah her türlü günahı affettiği halde, kul hakkını affetmiyor. İhanet etmek, utandırmak, küçümseme, mala ve cana zarar vermek, alış verişte aldatmak, dargın durmak, iftira etmek, arkasından konuşmak, laf taşımak, dedikodu yapmak, anarşi çıkarmak, dini ve milli değerlere saygısız davranmak kul hakkını zedeleyen davranışlardandır.
Kul ve kardeş hakkı Cennete girmeye manidir
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa fakat üzerinde bir kuruş kul hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe Cennete giremez.Kul hakkı çok mühimdir. Allahü teâlâ her türlü günahı affedebilir. Ama kul hakkıyla gelmeyin buyuruyor. Kul hakkıyla gidenin işi adalete bırakılır. Adaletin ne şekilde hüküm vereceği belli olmaz. Allah korusun çok kimse ümitle gider de, hâli perişan olur.Size haksızlık eden, zulmeden, malınızı mülkünüzü gasp eden aslında size iyilik etmiştir. Eyvah onların haline. Sen mazlum, onlar zalim. Alan düşünsün. Ahirette zalim ağlayacak, mazlum gülecek. Zalim verecek, mazlum alacak.Günahı çok olan ehlisünnet âlimlerinin kitaplarını dağıtsın.
Kendisine himmet gelen kimse, yerinde duramaz.
Fakirlere verilen sadaka namazdaki kusurları giderir.
Cenab-ı Hak Ramazan orucunun karşılığı ile iftiraya uğrayan kullarının ecirlerini hesapsız vereceğini vaat ediyor. Merhametlilerin en merhametlisi olan Allahü teâlânın kereminin sonsuzluğuna bakın ki; mümin kullarının hesaplarını sevap-günah tartısıyla ölçmenin yanında; kulun lehine olarak iki kapıyı ardına kadar açık bırakıyor.
Kardeş haklarına gelince, kişinin kendisine ebeveyninden sonra en yakını kardeşidir. Aynı anne babadan gelme, aynı çatı altında büyüme, hatta çok zaman aynı his ve duyguları paylaşma gibi, diğer akrabalardan farklı olarak pek çok müşterek taraflar bulunmaktadır. Kardeşler, birbirlerini tamamlayan bir bütünün parçaları gibidir. Hiçbir şey bu birliği bozmamalı, kardeşleri birbirlerinden uzaklaştırmamalıdır. Büyük kardeşler, küçükler için anne baba gibidir. Öyle ki, babasını kaybeden insan abisini baba gibi bilir; annesini kaybeden de ablasını anne gibi kabul eder. İşte bu gerçeği Peygamberimiz şu hadisleriyle çok veciz bir şekilde ifade buyurarak kardeşlerin hak ve hukukunu bildirmiştir: “Büyük kardeşin küçük kardeşler üzerindeki hakkı, anne babanın çocukları üzerindeki hakkı gibidir.” (Beyhaki, Şuabu’l-İman) Yine Efendimiz (s.a.v) bir başka hadislerinde, “Kardeşlerden en büyüğü baba mesabesindedir” (Beyhaki, Şuabu’l-İman) buyurmuştur.
Şüphesiz şu dünyada hiçbir insan birbirine denk değildir. Kardeşler de öyle… Kardeşlerin kabiliyetleri birbirlerini kıskançlığa sevk etmemelidir. Kimi insan ilme meraklıdır, o sahada ilerler, tanınan biri olur; kimi insan da ticarete meraklıdır, o sahada çalışır, ilerler, zengin olabilir. Bunları olgunlukla karşılamalı, herkesin aynı şey olamayacağı, aynı sahada çalışamayacağı gerçeği unutulmamalıdır. Aralarındaki -varsa tabii- fikir ayrılıklarını, konuşarak, birbirlerinin düşüncelerine hürmet duyarak çözüm yoluna koymalıdırlar. Sertlikler ve tartışmalar daima kötü sonuçlar doğurur. Ailevi huzursuzluklara, tatsızlıklara neden olur. Bu durumların hiçbirisi bir kardeşi diğerini küçük görmeye, kıskanmaya götürmemelidir. Kardeşler arasında sevgi ve saygıyı azaltan sebeplerin arasında belki de en önemlisi kıskançlıklardır. Kıskançlık duygusunun hiç kimiyse bir yararı olmamıştır. Bu nedenle kardeşler birbirlerini kıskanarak hem kendilerini hem de kardeşlerini huzursuz etmemelidir.
Kur’an-ı Kerim’de kardeşlerin birbirlerini kıskanmalarının kötülüğü ile ilgili iki kıssa anlatılır. Biri Yusuf (a.s) ile kardeşleri arasındaki, diğeri de Hz. Adem’in iki oğlu Habil ile Kabil arasındaki kıssa. Yusuf suresinde, Hz. Yusuf’a kardeşlerinin yaptıkları kötülükler uzun uzun anlatılır. Sonunda her şey ortaya çıkınca kardeşleri Hz. Yusuf’a (a.s) “Allah’a yemin olsun ki, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.” dediler. Yusuf (a.s) da onları af ve müsamaha ile karşılayarak şöyle demiştir:“Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yusuf, 91-92)
Kardeşler arasında en sık yaşanan anlaşmazlıklardan biri de miras taksimidir. Hatta bu durum bazı ailelerde öyle bir hale gelebilmektedir ki, kardeşler ömür boyu birbirlerine kırgın ve dargın kalabilmekte, çocukları da birbirlerinden kopuk yaşamaktadır. Menfaat söz konusu olunca insandaki hırs duygusu devreye giriyor. Oysa mirasla ilgili hüküm ve vazifeler bilinse ve varisler birbirinin hakkını gözetse böyle vahim hatalara düşülmeyecektir.
Şunu da unutmamalıyız ki, kardeşler arasındaki iletişimin sağlıklı olmasında anne babanın çok büyük rolü bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz de buna, “Hiç bir (anne) baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır” (Tirmizi) buyurarak işaret etmişlerdir. Büyüklerin, “Ne ekersen onu biçersin!” sözü de, evlatların ileriki hayatlarına her halükarda yön verecek olanların anne baba olduklarını bizlere haber vermektedir. Sonuç olarak çocuklarımız arasındaki problemlerin de küçük yaşlardan itibaren verilen yahut verilemeyen eğitimle alakalı olduğunu unutmamalıyız.
RİZE VALİSİ ÇEBER, KAMU HİZMETİ VEREN SİZ GAZETECİLER` DE BENİM MESAİ ARKADAŞLARIMSINIZ
10.01.2019 - 16:26- 0
- 0
- 1314
RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ 2016-2017 AKADEMİK YIL BASIN TOPLANTISI
27.09.2016 - 09:45- 0
- 0
- 2044
RİZE`NİN YENİ VALİSİ YAZICI; "ATANMIŞ GİBİ DEĞİL, ADANMIŞ GİBİ ÇALIŞACAĞIZ"
04.06.2014 - 17:01- 0
- 0
- 1271
SİGARA İÇENLERE MEKTUP
04.07.2013 - 09:06SİGARA İÇENLERE MEKTUP Aile bireylerimiz için her türlü zorluğa katlanır, onlar için her türlü fedakarlığı yapacağımızı söyler dururuz. Evlatlarımız için gecemizi gündüzümüze katar çalışırda, çalışırız. Onlarının geleceğini, onlarının eğitimini ve istikbalini düşünürde, düşünürüz. Hastalansalar, Allah korusun başlarına üzücü ve olumsuz bir şey gelirse saatlerce uğraşır saatlerce başlarında bekleriz. Yeri gelince aç dururu, o tok olsun diye, yoruluruz, sağlığımızdan fedakarlık ederiz. Onlar dinlensin diye ve bunun gibi onlarca örnekler yazabilirim. Bir çoğumuz bu yazdıklarımı yapmıyor muyuz ? Yapıyoruz ! Ya annelerimiz... Fedakar, cefakar, bir çoğu, bir o kadar çileli ve vefakar anneler... Annelerimizin çocukları için yaptığı fedakarlıklarının haddi, hesabı ve sınırı yoktur. Bir anneye veya babaya sorsak... "Çocuklarınız için hiç gözünüzü kırpmadan kendinizi tehlikeye atar mısınız?" Ona kol kanat gerer misiniz? Tehlike altında olmalarını istemediğimiz için elimizden geleni yapmaz mıyız? Allah göstermesin, evimiz yanıyor olsa, içeri girer canımız pahasına çıkarırız. Bir araba üzerine gelse, arabanın önüne atlar kendimizi siper yaparız. Velhasıl kısacası çocuklarımız için hiçbir fedakarlık ve tehlikeden kaçınmayız. Peki bu kadar çok sevdiklerimiz için niçin yıllarca içtiğimiz, kendimize, aile bireylerimize ve çevremize maddi ve manevi zehir saçtığımız sigarayı niçin bırakmıyorsunuz? Aile bireylerimizle daha fazla daha fazla zaman geçirmek için... Onlarla daha sağlıklı ve mutlu günlerde bir arada olmak için... Onlara kötü örnek olmamak için... onların yanında içtiğimiz sigara ve diğer zararlı maddeler ile onları da zehirlememek için... Ve bunun gibi onlarca nedenle başta sigara ve türevi zararlı maddeleri onlar için bırakmanız gerekmez mi? Haydi bu sefer kendiniz düşünüyorsanız, sevdiklerinizde düşünün... Yukarıda onlar için katlanamayacağımız hiç bir şey yoktur demedik mi ? Soruyorum sizlere, evlatlarımız bir ot parçasından, bir filtreden daha mı kıymetsiz? Hiç de öyle olduğunu zannetmeyin dediğinizi duyuyorum gibi... değil mi? O zaman gelin, biz Müslümanlar için çok önemli bir ibadet olan rahmet, mağfiret, bereket, arınma, temizlenme ayı olan, Ramazanı da fırsat bilerek hayatımızda ki sigara dosyasını kapatalım. Sigaraya sağlıklı iken son verelim... Sigara sizi hayattan silmeden, siz onu hayatınızdan silin atın... Sigarayı bırakmak ve mutlu olmak için gereken tek şey "KENDİNİZ" başka hiç bir şeye gerek yok. Şimdiden, hepinizin mübarek ramazan ayını tebrik ediyorum. Allah`tan sizlere sigarasız sağlıklı uzun ömürler diliyorum. B.A.K (Yeşilay Rize Temsilcisi)
- 0
- 0
- 1749
ORGANİK ÇAY TARIMI!
05.06.2013 - 22:49ORGANİK ÇAY TARIMININ ÜRETİCİ VE RİZE`YE KAZANDIRACAKLARI
- 0
- 0
- 1771