Her Müslüman, ay takvimine göre her yılın bir ayını oruçlu geçirmekle mükelleftir Müslüman açısından son derece önemli olan regaip, Miraç, Berat ve Kadir geceleri bu önemli ayının başlamasıyla sırasıyla gelmektedirler. Allah-ü tela Bakara Suresinin 183. ayeti kerimesinde "Ey iman edenler! Allah`a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." buyurarak, orucu kesin bir dille emreder. İftarları, teravihleri, sahurları, bazen sabahlara kadar süren ramazan sohbetleri, Kadir gecesi ve sonundaki hak edilen bayramıyla, 11 ayın sultanıdır mübarek ramazan ayı. Oruç baharda ağaçların filizlenmesi gibi iyilik filizlerini artırır. Ama ne yazık ki günümüzün bir kısım insanları, duygu filizlerini değil, gösteriş ve tüketim alışkanlıklarını yeşertebiliyor ramazan`da. Hiç bir ramazanda unutmamalıyız ki, Ramazan ayının asıl amacı, şatafatlı sofralar, gösteriş, riya, israf, kilolarımıza kilo katmak, mağazalarının ürünlerini fahiş fiyata satarak fırsatçılık yapmak, mutfaklarımıza daha fazla gıda doldurmak değildir. mübarek ramazan ayı, daha çok ibadet yapmak, tefekkür etmek, hayatımızın muhasebesini yeniden yapmak, arınmak, daha az yiyerek beden temizliği yapmak, daha fazla yardımlaşmak, zekat, fitre, sadaka, iyilik, yetimleri ve muhtaçları, yaşlıları, hastaları daha fazla hatırlamak, yoksulu daha fazla gözetmek, teravih, sahur, iftar, sohbet, muhabbet demektir. Bu sayede ruhu ve bedeni dinlendirmektir.
Nasıl ki namaz için abdest gün boyu bedeni temiz tutuyorsa, oruç da hem arınma sağlar hem de bedeninin fiziksel aktivitesini güçlendirir. On bir ay, gün boyu tüketilenleri sindirmekle mükellef olan ağız, mide, karaciğer, böbrek, bağırsak, dişler, pankreas gibi sindirim organları Ramazan ayı boyunca çok daha düşük bir tempoda çalışarak adeta istirahat etmiş olurlar. Bu sayede bir kısım organlarımızda varsa sorunları gidererek zindelinmiş oluruz.
oruç sayesinde beden yıl boyu biriktirmiş olduğu kirlerden ve yağlardan arınmış olur. Oruç ibadeti de diğer ibadetlerde olduğu gibi kulun sağlığı açısından konulmuş bir ibadettir ve bu farziyetteki hikmetleri modern tıp henüz yeni yeni fark etmektedir.
Peki Ramazan`da yemek konusunda nelere dikkat etmeliyiz?
Bir kere, Ramazan yemek ayı değildir, çok yemek ayı hiç değildir. Çünkü az yemek değil, bilakis çok yemek insanı daha fazla acıktırır. Ramazan da iftar heyecanını sadece hak edenler hissederler. Bu ayda yemek noktasında dikkat edilmesi gerekenlere gelirsek, Ramazanda yiyeceğiniz gıdalar her zamanki gibi, helal ve temiz kazanılmış olmalıdır. İftarda aç bir mideye aralıksız yemek doldurmak mide başta olmak üzere sindirim sisteminde tarifsiz bir ifsat meydana getirir. İftar başta olmak üzere her yemekte mideyi doldurmanın ölçüsü kaçırılmamalıdır. Bir güne yakın bir süre 17-18 saat aç kalmış mideye çeşit çeşit gıdaları, üstelik farklı ısılarda hızlı hızlı göndermek, insanının kendine kötülük yapmasından başka bir şey değildir. Ama bugün maalesef üretenden çok, tüketen bir toplum olarak eski alışkanlıkların doğru olmadığı da gün gibi ortadadır. İnsanın her zaman az yemesi, çok yemesinden hayırlıdır, sağlıklıdır. Bütün olay sünnete uygun yemek ve sünnete uygun yaşamaktadır. Ramazan ayımızın hakkıyla ihya edilmiş her yönüyle gerçek Ramazan olmasını Allah-ü teladan diliyorum.