Öğle uykusu, İslâm dünyasındaki ismiyle kaylûle, vaktiyle hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıydı. Eskiden hayat güneş doğmadan başlar; herkes işine gücüne, dükkanına, mektebine, çiftine-çubuğuna koşardı. Akşam herkes evine gelir; yatsıyı kılıp yatardı. Elektrik, televizyon, bilgisayar ve internet tabiatıyla yoktu. Gayrimüslimler, yatsıyı bekleyemeden yatana; “Akşam oldu, gavur yattı.” diye çıkışırlardı. Dindarlar ayrıca gece kalkıp teheccüd denilen gece namazı kıldığı için, gündüz bir miktar uykuya ihtiyaçları olurdu. Bu uykunun ideal vakti öğlen güneş tepeye varmadan evvel olmakla beraber, güneş doğduktan ikindiye kadar zamanı vardır. Güneş doğarken uyumak mekruh görülmüş, güne erken başlamamanın aklı ve rızkı azaltacağı, üstelik sırt ağrılarına yol açacağı söylenmiştir. “Dünya erken kalkanlarındır.” sözü meşhurdur.
Gün geçmiyor ki, öğle uykusunun faydalarından bahsedilmesin. İnsanlar, mazisi çok eski bu uykuyu âdeta yeniden keşfediyor. Modern hayatta pek elverişli sayılmasa da, gün ortasında şekerleme için bu kadarcık bir zaman ayırmanın sıhhate ve iş performansına çok faydalı olduğu söyleniyor.
Her şartta öğle uykusunu bırakmayan ve herkese de tavsiye eden Vehbi Koç‘un adını anmamak olmaz. Bir yurt dışı seyahatinde hava meydanında revire gidip rahatsızlık bahanesiyle içeride biraz yatmış. Çıkınca da; “Hem uyudum, hem de bedavadan tansiyonumu ölçtürdüm.” demiştir. Eskiden bazı dükkânlarda öğle uykusu için peyke bulunurdu.
Öğle uykusunda İspanyollar önde gelir. Bu âdet Araplardan geçmiştir. Arap ülkelerinde öğle saatinde ortada kimse görülmez. Akdeniz ve Lâtin ülkelerinin hepsinde yaygındır. Balkanlarda saat 1-2 arası yemek yenir, sonra herkes yatar. Asyalılar da bu uykuya çok düşkündür. Hindistan’da sustana (ufak şekerleme), Çin‘de wujiao (şekerleme) denir. Mekteplerde bu iş için yarım saat mola vardır. Japonya‘da işçilere uyku için bir yer ayırmak mecburidir. Amerika, İngiltere ve Fransa, devlet eliyle teşvik etmektedir. Görgü kaidelerine dair eski kitaplarda, öğleden sonra kimseye ziyaret yapılmaması ve telefonla aranmaması ehemmiyetle tavsiye edilir. Kaynak: ( dünden bugüne)