Üçüncü haftaya giren Taksim Gezi Parkında başlatılan protesto gösterilerinin İstanbul, Ankara, İzmir ve Anadolu’nun diğer birkaç ilinde devam etmesinin artık bir Gezi parkı, yeşilliği koruma ve çevre meselesi olmadığı görüntüsünden çıkmıştır. Bugün görülmektedir ki, bu eylemler hükümeti hedef alan eylemlere dönüşmüştür. Haftalardır çeşitli meydan ve sokaklarda kamu ve şahıs mallarına verilen zararlar, atılan sloganlar, taşınan ve sağa sola asılan yazılı pankartlar bunu göstermektedir. Haftalardır sürdürülen amacı farklı bu eylemlerdeki görüntü ve davranışları ülkemiz ve insanımızın hiç hak etmediği eylemler olarak tarihe çirkin bir sayfa olarak geçecektir. Üstelik dünya ülkelerinden bu mevsimde en çok turist çeken dünya şehri İstanbul’umuz ve diğer birçok şehirlerimizde turizm mevsimde yaşanan ve önemli kayıplarımıza sebep olan bu çirkinliklere artık son verilmelidir.
Şu da bir gerçektir karşı düşüncede olan insanlar şu anda, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere yapılanları ve yaşatılanları ibretle derin üzüntüyle, sabırla izlemektedirler. Türkiye’de yaşayıp ve Türkiye’nin imajına dış dünya da artık daha fazla zarar vermeye, ülkemizin imajını kaybettirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Çünkü Türkiye demokratik bir ülkedir ve demokrasiyle yönetilmektir. Bu insanlar ne çabuk unuttular, bu ülkede her on yılda bir darbelerle intikaya uğrayan demokrasinin yolunu, özgürlüklerinin yolunu, ekonomik, sosyal ve siyasal refahı, her alanda devrim niteliğinde yapılan hizmetleri güçlü ve büyük Türkiye’nin yeniden hayat bulmasını Ak Parti iktidarı gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye de yorulmadan, yılmadan devam etmektedir.
Bence gezi parkı olaylarına bulaşan ve arkasında duran diş güçlerin, dahası dış düşmanların en büyük sebep ve desteklerinden birisi, Ak Parti iktidarının bu ülkenin kurtuluşu için 10 yıldır yapmış olduğu bu icraatlarındaki rahatsızlıklarıdır. Bu olaylarda ABD ve AB’nin ülkemizin on yıldır çok istikrarlı bir şekilde kalkınmasına hazımsızlığı ve rahatsızlıkları hasım hane bir şekilde bir kez daha ortaya çıkmıştır. ABD ve AB içerisinde bulundukları ekonomik ve politik çıkarları gereği, ülkemizin dünya genelinde konuşulan ekonomik ve sosyal gelişmesi karşısında yaşadıkları hazımsızlık ve rafsızlıklarıyla bu olayların arkasındaki en önemli güçler olarak bulunduklarını biliyoruz. Üzüntümüz genç kardeşlerimizin bu diş ve iç düşmanlarının oyununa gelmeleridir. Her Türk vatandaşının Demokratik hak arayışına bu ülkede kimse karşı gelmez ve gelemez, yeter ki kanun ve yasallar çerçevesinde gerçekleşmiş olsun. Ama bu yaşananlar maalesef kanun tanımamaktır. Kimin ne hakkı var benim gezeceğim, yürüyeceğim, dinleneceğin alan ve parkları haftalardır yasal olmayan bir şekilde işgal etmeye, kendi mekanınmış gibi sayarak her türlü çirkin görüntüyü sergilemeye. Allah aşkına bunun adına çevrecilik, yeşili korumacılık diyebilir misiniz? Lütfen artık kendimize gelelim ve bu çirkinliklere son verelim. Her türlü özgürlüklerimizi yasal yollarla arayalım. Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimseye kanunsuzluk yapma özgürlüğünü vermez.
İlk başta bir kısım çevrecilerin bu parktaki ağaçların sökülerek yerlerinin değiştirilmesinde ki tepkilerini ortaya koymak için başlattıkları protestoları Ak Parti iktidarını hazmedemeyen olaylarda ön planda olan birçok marjinal, ideolojik, politik, radikal, ulusalcı guruplar ve onları destekleyen hükümet karşıtı iç ve dış güçler, faiz lobileri, daha onlarca Ak Parti hükümetinin başarılı icraatlarına, yıllar sonra en büyük sorunumuz terörün barışla sonuçlanmasından rahatsız olanlardır. Ülkemizde 10 yıldır vaktinde gerçekleşen her seçimde seçmenin ikisinden birisinin oyunu alan ve 10 yıl zarfında ülkeyi Asya’nın ve Avrupa’nın başta ekonomik, sosyal ve siyasal istikrarını temin etmiş, her alanda en hızlı büyüyen ve dünya da söz sahibi olan bir ülke olmasına tahammül edemeyenler gezi parkını bahane ederek, kendilerince hükümeti zor duruma düşürme hesaplarını sürdürmektedirler.
Gezi Parkı bahanesiyle Ak Parti iktidarına karşı hemen cepheleşen bu kötü niyetli çoğunluğu marjinal gruplar kendileri yetmiyormuş gibi sosyal medyayı asılsız yalan ve kinleriyle tahrik ederek spor takımlarını, okul öğrencilerini ve bir kısım gençlik örgütlerini sahaya çekerek bunlardan medet umarak ne kadar zarar verirsek o kadar başarılı sayılırız inadında ısrar etmektedirler. Bence bu guruplar ve bu insanlar kanunu sınırları aşarak, kanunlarımızı yok sayarak suç işlemektedirler. Gelin artık demokrasi dışı bu yanlış metotlardan vaz geçin. Bir hesabınızın var olduğu belli. Bu hesaplaşmanızı sandıkta gösterin. Lütfen ülkemize, ailenize, kendinize daha fazla zarar vermeyin. Buna hiç birimizin hakkı yoktur.