Özetle, Hz. Ali Efendimizin kim olduğu noktasında bilgilerimizi tazeleyelim. Hz. Ali (ra) ; Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in ashabı, damadı ve dördüncü halifedir.
Resulullah (asm)'ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebu Talib, annesi Kureyş'ten Fatıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir. Künyesi Ebu Hasan ve Ebu Turab (toprağın babası), lakabı Haydar; unvanı Emiru'l-Mü'minin'dir. Ayrıca 'Allah'ın Arslan’ı' ünvanlıyla da anılır.
Ali bin Ebu Talip, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in hem damadı hem de amcası Ebu Talip’in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkektir. Hazreti Ali “radıyallahü anh” büyük bir suikasta uğramış ve ağır yaralı olarak hane-i saadetlerine nakledilmişti. Şehit olmadan önce yavrularını topladı ve onlara nasihatlerde bulundu:
Yavrularım! Yalnız da kalsanız, insanlar arasında da bulunsanız daima Allahtan korkunuz, takva üzerinde bulununuz. Çünkü Rabbiniz daima sizi görür ve yaptıklarınıza şahittir.
Neşeli olduğunuz zamanda da, kızgın olduğunuz zamanda da söylediğiniz sözlere dikkat ediniz. Daima hak söz söyleyiniz. İnsan kızdığı zaman ne söylediğinin farkına varamaz. Şeytanın insana en çok musallat olduğu zaman, onun kızgın olduğu zamandır.
Zengin de olsanız, fakir de olsanız, israftan sakınınız. İsraf haramdır.
Hüküm verdiğiniz zaman karşınızdaki dostunuz da düşmanınız da olsa adil davranınız. Taraf tutmayınız. Çünkü verdiğimiz hükümlerden hesaba çekileceğiz.
Yavrularım, yorgun olduğunuzda da, zindeyken de ibadetlerinizi ihmal etmeyiniz. Vakit çok kıymetlidir. Vaktinizi değerlendiriniz.
Her hâlükârda Cenabi Hak'tan gelene razı olunuz. Size huzur ve saadet de verse, sıkıntı ve hastalık da verse kaderinize rıza gösteriniz.
Kendi ayıp ve kusurlarını gören, başkalarının ayıp ve kusurlarıyla ilgilenmez. Kendi kusurlarını gidermeye çalışır. Biz başkalarının ayıplarını örtersek, Rabbimiz de bizim ayıplarımızı örter.
Yavrularım! Kim kibirlenirse alçalır, kim aklına güvenirse pişman olur. Çok konuşanın çok hatası olur. Bir evlâda bırakılacak en güzel miras güzel ahlâktır. Güzel ahlâk sahibi olan kişi, kıyamette Peygamberimiz aleyhi selama en yakın kişi olacaktır. (Tam İlmihal Saadeti Ebediye)