Konya’da her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen ve bu yıl “Selam Vakti” temasıyla gerçekleştirilen Hz. Mevlana'nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri başladı.
Mevlânâ Celâlettin’i Rûmî hazretleri, Allahü telanın aşkı ile dolmuş evliyanın büyüklerindendir. 1207’de Belh şehrinde doğup, 17 Aralık 1273’te Konya’da vefat etti. Babası Bahaeddin’i Veled de, büyük âlim ve veli idi. Daha çocuk iken babasının kalbindeki feyzlere kavuştu. Babası ile Hicaz’a, sonra Şam’a, oradan da Konya’ya geldi. Önce babasının halifesi seyyid Burhaneddin Tirmüzî’den 9 sene feyz aldı. Sonra, Şemseddin’i Tebriz onu yetiştirdi. Celâlettin’i Rûmî, ney ve dümbelek çalmadı, dönmedi, raks etmedi. Bunları, sonra gelen cahiller uydurdu. Divanında 30 bin, Mesnevîsinde 47 bin beyit vardır. Mesnevîsini nazım şeklinde yazarak, düşmanların değiştirmesine imkân bırakmamıştır. Pek çok menkıbesi vardır.
Bir Açıklama;
Mevlânâ hazretleri, “Kim olursan ol, yine gel!” demiş. Bu kapalı bir söz olup, izahı gerekir. İstismarcılar, bu sözü esas alıp; “Bak, Mevlânâ, kim olursan ol, yine gel, diyor. Dinli dinsiz ayırımı yapmıyor. Herkesi sevmeliyiz. Herkesi kardeş bilmeliyiz.” diyerek, dinsizlik olan hümanizmi aşılıyorlar. Hâlbuki Hazret-i Mevlânâ; “Kim olursan ol gel! Biz kimsenin geçmişine bakmayız, geçmişine tövbe edip, Müslüman olan kimseyi, bağrımıza basarız, kardeş biliriz.” diyor. Kâfirleri de kardeş biliriz, demiyor. Demez, çünkü Kur’an-ı kerim; “Ancak Müslümanlar kardeştir.” buyuruyor.
Konya’da her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen ve bu yıl “Selam Vakti” temasıyla gerçekleştirilen Hz. Mevlana'nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri başladı.
Mevlânâ Celâlettin’i Rûmî hazretleri, Allahü telanın aşkı ile dolmuş evliyanın büyüklerindendir. 1207’de Belh şehrinde doğup, 17 Aralık 1273’te Konya’da vefat etti. Babası Bahaeddin’i Veled de, büyük âlim ve veli idi. Daha çocuk iken babasının kalbindeki feyzlere kavuştu. Babası ile Hicaz’a, sonra Şam’a, oradan da Konya’ya geldi. Önce babasının halifesi seyyid Burhaneddin Tirmüzî’den 9 sene feyz aldı. Sonra, Şemseddin’i Tebriz onu yetiştirdi. Celâlettin’i Rûmî, ney ve dümbelek çalmadı, dönmedi, raks etmedi. Bunları, sonra gelen cahiller uydurdu. Divanında 30 bin, Mesnevîsinde 47 bin beyit vardır. Mesnevîsini nazım şeklinde yazarak, düşmanların değiştirmesine imkân bırakmamıştır. Pek çok menkıbesi vardır.
Bir Açıklama;
Mevlânâ hazretleri, “Kim olursan ol, yine gel!” demiş. Bu kapalı bir söz olup, izahı gerekir. İstismarcılar, bu sözü esas alıp; “Bak, Mevlânâ, kim olursan ol, yine gel, diyor. Dinli dinsiz ayırımı yapmıyor. Herkesi sevmeliyiz. Herkesi kardeş bilmeliyiz.” diyerek, dinsizlik olan hümanizmi aşılıyorlar. Hâlbuki Hazret-i Mevlânâ; “Kim olursan ol gel! Biz kimsenin geçmişine bakmayız, geçmişine tövbe edip, Müslüman olan kimseyi, bağrımıza basarız, kardeş biliriz.” diyor. Kâfirleri de kardeş biliriz, demiyor. Demez, çünkü Kur’an-ı kerim; “Ancak Müslümanlar kardeştir.” buyuruyor.