Terör ve uyuşturucular, Türkiye’nin 40 yıldır en önemli sorunu olarak ülke gündemimizin en olumsuz maddeleri olarak, maalesef toplumumuzun huzurunu bozmaya devam etmektedir. Terör ve uyuşturucular tehdit olarak artık sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın en önemli sorunu halini almış bulunmaktadır. Bu iki tehlikeyi yok etmek, artık tüm dünya ülkelerinin birlikte karar alma ve birlikte hareket etme noktasına getirmiştir.
Bugünkü yazımda dünyanın başına bela olan bu iki büyük sorunundan uyuşturucu kullanımına değineceğim. Bendeniz Rize ve ilçelerimizde maddi ve manevi gücümün yettiği ölçüde gönüllü olarak, sigara, alkol, kumar ve uyuşturuculara yönelik 10 seneye yakın birkaç arkadaşımın manevi katkılarıyla gönüllü, Yeşilay Rize Temsilciliği görevini yürütmek için çabaladım. Artık bu saatten sonra bireysel olarak çok faydalı olamayacağımı, gecen yılın ortalarına doğru, Yeşilay Genel Merkez yetkililerimize aktararak, bundan böyle 30 yıla yakındır köşe yazısı ve serbest özel haber muhabir olarak esas mesleğim olan gazetecilik ve yöneticilik çerçevesinde bu sorunlarla ilgili köşe yazıları yazarak faydalı olabileceğimi ifade ederek Yeşilay’dan resmi görev noktasında müsaade istemiştim. Fakat ölene kadar da Yeşilay gönüllüsü olarak, her zaman, Yeşilay’ın yanında duracağımı söylemiştim ve tekrardan söylüyorum.
Çağımızın en önemli sorunları arasında yer alan uyuşturucu tüketimi, ülkemiz de ve dünyanın dört bir yanında hızla yayılmaktadır. Uyuşturucudan meydana gelen vaka ve ölümlerin yazılı ve görsel basında sürekli yer alması bunun en önemli kanıtıdır. Geçen aylarda Rize’nin şehir merkezi deniz sahilin de iki gencin uyuşturucu alarak hayatlarını kaybettiklerine hep birlikte şahit olduk.
Görünen odur ki, zararlı alışanlıklar noktasında vaktinde yeterli tedbirler alınmadığı, eğitimler verilmediği takdirde, uyuşturucularının bugünkünden daha fazla, başata gençliğin ve insanlığın geleceğini tehdit etmeye devam edeceği görülmektedir.
Kimyasal nitelikleriyle insan organizmasını yıkan, yok eden uyuşturucular, bağımlılık yapması yönüyle de pençesine aldıklarını kolay, kolay burkamamaktadırlar. Uyuşturucular, sağlıklı fert ve toplumların yapısını bozan en önemli etkenler olarak birçok ailenin yıkılmasına ve toplumların huzursuzluğuna neden olmaktadırlar. Sebep ve sonuçları ne olursa olsun, başata geleceğimiz olan, gencecik evlatlarımızı pençesine alarak hayatlarının baharında ölüme sürüklemektedir. Son yıllarda dünya sağlık örgütü, Sağlık Bakanlığımız ve Yeşilay gibi ilgili kurum ve kuruluşların yapmış oldukları bazı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan raporlarda, zararlı maddeler kullanım yaşının 12 yaşın altına düştüğü rakamları elde edilmiştir. Gençliğimizi ve geleceğimizi tehdit eden, bu illet karşısında 26’cı hükümetimiz ve millet olarak hepimizin topyekûn bir seferberlik ilen ederek, bu tehlikeye karşı harekete geçmeliyiz.