Bir ay boyunca her gün olmasa da, haftada bir kaç gün siz değerli okuyucularıma, Ramazanın ruhuna ve uhuvvetine uygun sohbet yazıları yazmaya çalışacağım. Tabii bu yazılarımı kaynağa dayandırarak, hepimizin bilmesi ve hayatımınız içerisinde yer alması gereken türden manevi yazılarımdan oluşacaktır.
Müslüman ramazan ayına özel değil, bütün hayatı boyunca her zaman vakur, kibar, sabırlı, ihlaslı, ailesini, vatanını, insanları, hayvanları, tabiatı velhasıl kâinatta hak olan her zerreyi seven ve sayan kişi olmalıdır. Müslüman alçak gönüllüdür, kendisine başvuran herkesi sabır ve hoşgörüyle dinler ve imkan buldukça yardım eder.Müslüman, Allah-ü telanın yasak ettiği, zararlı şeyleri almaz, kullanmaz, dinlemez, okumaz ve bakmaz. Hiç kimse ile münakaşa etmez. Zira münakaşa, dostluğu giderir, düşmanların çoğalmasına sebep olur. Bu sebeple, dost, düşman herkesle tatlı konuşmalı, güler yüzlü olmalıdır.
İslam Âlimlerinden, Muhammed bin Kutbüddini İzniki Hz. “Müslümanın hayırlısı, şu altı hasleti kendisinde bulundurandır. 1-Doğru itikatta İbadetlerini vaktinde yerine getirir. 2-İlim ve Sanat öğrenir. 3-Hiç kimseye kötülük ve fenalıkta bulunmaz. 4-Haramlardan çok sakınır. 5-Kimsenin malına, canına ve namusuna göz dikmez. 6-Ölümüm her an geleceğini hiç unutmaz. ” buyurmuştur.
Netice olarak, Müslüman bu dünyada gurbettedir! Müslümanın asıl vatanı ahirettir. İnsan dünyada bile uzun yıllar ayrı kaldığı memleketine geldiğinde sevinir. Onun için mümin, asıl vatanına kavuşacağı için ölümüne sevinir. Ölüme hazırlana, ölümünü yakın bilen, seven kimsenin bir tek alameti vardır ki, o da güler yüz ve tatlı dillidir. Ölümü seven kimsenin, yüzü güler, ağzından bal damlar. Zaten mümini, gayrı müslimden ayıran en mühim farklardan biri de, güler yüzlü, tatlı dilli ve merhametli olmasıdır. Ramazanı şerif ayınız mübarek olsun. b.a.k.