Kültür Bakanlığımız tarafından yayımlanan ve İtalyan Ord. Prof. Dr. Anna Masala tarafından kaleme alınan, ”Türkiye’ye Aşk Mektuplarım” adlı kitapta, 37 başlık altında Türkiye'nin çeşitli bölgelerinin güzellikleri ve oralarda yaşayan yaşlı ve genç insanların özellikleri anlatılıyor.
Sizlere ülkemizin insanının ne kadar saygılı ve sevgili olduğunu kaleme alan bu yabancı yazarın kitabından örf ve adetlerimizin yaşatılması noktasındaki önem ve değerin bu yazarın şehirlerimizi gezerek, görerek elde ettiği tespitleri kitabında yazdığı birkaç örneğisizlerin bilgisine sunuyorum. Ve diyorum ki, bundan böyleülkemizin dört biryanında devam eden, gelenek, görenek, örf ve adetlerimizin, güzelhasletlerimizin gelecek nesillere ve ülkemizinhuzuru ve insanı noktadaki güzelliklerini yaşatmak adına dünyada yaşanmakta olan bu zalim ve zülümlükler karşısında çok daha önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. İşte yabancı yazarın Türkiye’de yaşayarak kaleme aldıkları, “Bir Türk evine girince, her şeyden önce ninenin elini öpmek gerekir. Nineler evlerinde o kadar saygı görürler ki, ev sahibinin annesi mi yoksa kayınvalidesi mi belli olmaz... Bütün Türk çocukları iki okula gider: Nineninki ve öğretmeninki... Bana göre dünyanın bütün ülkelerinin Türk nine ve dedelerine ihtiyacı vardır...
Aynı günde davet eden dostlarımı darıltmamak için 3 kere akşam yemeği yedim. Sadece Türkiye'de böyle bir misafirperverlik vardır. Anadolu'da en fakir köyün en fakir insanı tek tavuğunu alır ve misafiri için keser...
Türkler misafirlere hediye vermeyi severler. Meselâ bana, boncuklar, bilezikler, yemeniler, kıymetli kitaplar, el işçiliği tabaklar, gümüş bir ayna ve daha birçok güzel hediyeler verildi...
Yunus Emre'ye tevazumu, tasavvuf şiirine sevgimi; Hacı Bektaş'a da Anadolu insanına sevgimi borçluyum. Fakat manevi dünyamda başka evliyalar, başka hocalar, başka şairler de yaşar. Türkiye'den uzak olduğum zaman, gurbete düştüğüm zaman hiç yalnız değilim. Hatta Hacı Bayram Veli'nin, Eşrefoğlu Rumi'nin, Ahmet Yesevi'nin, İstanbul'daki bütün evliyaların aydınlık yüzlerini görüyor ve kalbimde hissediyorum..."diye yazmıştır. Yazarın yazdıklarında ne fazlası, ne de eksiği vardır. Yazar AnnaMasala’yı bağrıma basıyorum. Ve bu köşemden Rize’ye de davet ediyorum.
RİZE VALİSİ ÇEBER, KAMU HİZMETİ VEREN SİZ GAZETECİLER` DE BENİM MESAİ ARKADAŞLARIMSINIZ
10.01.2019 - 16:26- 0
- 0
- 1314
RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ 2016-2017 AKADEMİK YIL BASIN TOPLANTISI
27.09.2016 - 09:45- 0
- 0
- 2045
RİZE`NİN YENİ VALİSİ YAZICI; "ATANMIŞ GİBİ DEĞİL, ADANMIŞ GİBİ ÇALIŞACAĞIZ"
04.06.2014 - 17:01- 0
- 0
- 1272
SİGARA İÇENLERE MEKTUP
04.07.2013 - 09:06SİGARA İÇENLERE MEKTUP Aile bireylerimiz için her türlü zorluğa katlanır, onlar için her türlü fedakarlığı yapacağımızı söyler dururuz. Evlatlarımız için gecemizi gündüzümüze katar çalışırda, çalışırız. Onlarının geleceğini, onlarının eğitimini ve istikbalini düşünürde, düşünürüz. Hastalansalar, Allah korusun başlarına üzücü ve olumsuz bir şey gelirse saatlerce uğraşır saatlerce başlarında bekleriz. Yeri gelince aç dururu, o tok olsun diye, yoruluruz, sağlığımızdan fedakarlık ederiz. Onlar dinlensin diye ve bunun gibi onlarca örnekler yazabilirim. Bir çoğumuz bu yazdıklarımı yapmıyor muyuz ? Yapıyoruz ! Ya annelerimiz... Fedakar, cefakar, bir çoğu, bir o kadar çileli ve vefakar anneler... Annelerimizin çocukları için yaptığı fedakarlıklarının haddi, hesabı ve sınırı yoktur. Bir anneye veya babaya sorsak... "Çocuklarınız için hiç gözünüzü kırpmadan kendinizi tehlikeye atar mısınız?" Ona kol kanat gerer misiniz? Tehlike altında olmalarını istemediğimiz için elimizden geleni yapmaz mıyız? Allah göstermesin, evimiz yanıyor olsa, içeri girer canımız pahasına çıkarırız. Bir araba üzerine gelse, arabanın önüne atlar kendimizi siper yaparız. Velhasıl kısacası çocuklarımız için hiçbir fedakarlık ve tehlikeden kaçınmayız. Peki bu kadar çok sevdiklerimiz için niçin yıllarca içtiğimiz, kendimize, aile bireylerimize ve çevremize maddi ve manevi zehir saçtığımız sigarayı niçin bırakmıyorsunuz? Aile bireylerimizle daha fazla daha fazla zaman geçirmek için... Onlarla daha sağlıklı ve mutlu günlerde bir arada olmak için... Onlara kötü örnek olmamak için... onların yanında içtiğimiz sigara ve diğer zararlı maddeler ile onları da zehirlememek için... Ve bunun gibi onlarca nedenle başta sigara ve türevi zararlı maddeleri onlar için bırakmanız gerekmez mi? Haydi bu sefer kendiniz düşünüyorsanız, sevdiklerinizde düşünün... Yukarıda onlar için katlanamayacağımız hiç bir şey yoktur demedik mi ? Soruyorum sizlere, evlatlarımız bir ot parçasından, bir filtreden daha mı kıymetsiz? Hiç de öyle olduğunu zannetmeyin dediğinizi duyuyorum gibi... değil mi? O zaman gelin, biz Müslümanlar için çok önemli bir ibadet olan rahmet, mağfiret, bereket, arınma, temizlenme ayı olan, Ramazanı da fırsat bilerek hayatımızda ki sigara dosyasını kapatalım. Sigaraya sağlıklı iken son verelim... Sigara sizi hayattan silmeden, siz onu hayatınızdan silin atın... Sigarayı bırakmak ve mutlu olmak için gereken tek şey "KENDİNİZ" başka hiç bir şeye gerek yok. Şimdiden, hepinizin mübarek ramazan ayını tebrik ediyorum. Allah`tan sizlere sigarasız sağlıklı uzun ömürler diliyorum. B.A.K (Yeşilay Rize Temsilcisi)
- 0
- 0
- 1750
ORGANİK ÇAY TARIMI!
05.06.2013 - 22:49ORGANİK ÇAY TARIMININ ÜRETİCİ VE RİZE`YE KAZANDIRACAKLARI
- 0
- 0
- 1771