Uzun görüşmeler sonucu mecliste mevcut partilerce bir koalisyon kurulması sağlanamamış ve anayasa gereği cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak bir seçim hükümeti ile seçime gidilmesin talimatını vermiştir. Her partiden oy oranına göre bakan verilmesi için çalışmalarda CHP ve MHP seçim hükümetine bakan vermemiş, daha önceki yazımda bahsettiğim gibi parti içinde başkanlar vesayetini kullanmışlardır. Vermeyen partilerin verecekleri kadar dışardan bakan alınarak seçim hükümeti oluşturulmuştur. Bu hekim hükümeti ile iktidar oluşacak ve ülke istikrarsızlıktan kurtulacak ve millet huzur bulacaktır. Partiler bu sorumluluğu almamış ve ülkelerini düşünmemişlerdir. Ancak, MHP den Sayın Tuğrul Türkeş vesayet dinlemeden vatan, bayrak ve millet sevgisi ağır basarak bakan olarak görev almıştır.
Bunun sonucunda da Tuğrul Türkeş partisinden ihraç edilmiş ve fakat halkının kalbinde vatan sevgisini gösterdiği için yerini takdirle muhafaza etmiş ve daha da önemlisi değerini arttırmıştır. Muhalefet partilerinde bulunan vekiller için demokrasi yerine vesayet kullanılarak kişi hakları ve özgürlükler ikinci plana itilmiştir. Anayasa gereği kurulan hükümete dışardan alınan kişilerin yemin etmesi gerekirken meclis başkanı anayasayı okumadığının sonucu olarak bu kişilerin yemin edip etmemesini oya sunmuştur. Burada üç muhalefet birlik yaparak hayır demiş ve mecliste tartışma çıkmıştır. Meclis başkanı Aydın Koray anayasada yemin etmeleri gerektiğini okumamış ve hayır sonucunda kendi yetkisinin olup olmadığını oylamıştır. Sonuç olarak yemin etmelerine karar verilmiş ve yemin ettirilmişlerdir. Çok önemli olan, muhalefetin, biz asla bir araya gelemeyiz, kapılarını kapatmış olanlar hayır oyunda, anayasa oylamasında olduğu gibi birleşmiş ve söylediklerini dikkate almamışlardır.
Buradaki hayır oyu uygulamasındaki tek amaçları, muhalefetin Ak partiye karşı olan kin ve öfkelerinin sonucu olmuştur. BU muhalefet partilerde vatan, bayrak ve ülke bütünlüğü ikinci planda gelmektedir. Ana muhalefet genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu tutumuna bakmaksızın Doğu Perinçek ‘le birleşmeyi göze alarak görüşmelerde bulunmaktadır. Ancak, halkımız bu ana kadar olan ve bitenleri, muhalefetin ülke aleyhine düşüncelerini çok iyi takip etmekte, bilmekte ve bir kasımda oyunu nasıl kullanacağını da şimdiden karara bağlamıştır.
Düşününüz ki, seçim hükümeti kurulmuyor, koalisyon olmuyor. Ülkenin nereye gittiği de düşünülmüyor. Muhalefet tek amaçlı olarak, mevcut iktidar gitsin de ülke ne olursa olsun düşüncesini taşıyor. Bu gidişle bu muhalefetlerin amacı açık olarak görülmekte, tek amaçları iktidarı düşürmek olmaktadır. Muhalefet, iktidar düşsün, ülke batarsa da batsın düşüncesini unutmalı, birlik ve beraberliğe sarılmalıdır. Zira, bir zararda kendilerinin de etkileneceğini bilmelidirler. Bir ana muhalefet, bu güne kadar terör olaylarında pek sesini isteyerek çıkarmamış ve seçime yaklaştığımız şu günlerde köprü üzerinde terörü protesto ile ilgili gösteriş olarak bir protesto yapmıştır.
Özet olarak, mevcut muhalefet partileri, iktidarda olan Ak partiye olan kin ve öfkelerini ön planda tutarak ülkenin varlığını, bütünlüğünü, birliğini, bayrak ve devletini unutursa sonun çok üzücü olacağını bilmelidirler. Bu ülke için çalışan ve gecesini gündüzüne katanlardan Allah razı olsun sözümle başarılar diliyorum.