AHLAK BEKÇİLİK İSTEMEZ, EĞİTİM GEREKTİRİR
Sayın Kılıçdaroğlunun dediği gibi gençliğimizin ahlak bekçiliği ile ilgisi ve de ihtiyacı yoktur. Ahlak tek başına bir kelime de değildir. Ahlak, ahlak kültürü ile özdeşleşmiş olarak kullanılır. Ahlak kültürü çocuğun ana karnından itibaren ve aile fertlerinin bebeğe etkisi ile gelişmeğe başlar. Mevcut Ribot kanunlarına göre çocuklar küçük yaştan itibaren öğrendiklerini hayat boyu unutamazlar. İşte, ahlak kültürü de o günden itibaren çocuklara aşılanmağa çalışılır. Ailenin her davranış ve düşüncesinin ortaya atılışı ile çocukların etki altında kalması ahlak kültürünün gelişmesini sağlar. Aile tarafından çocuklar devamlı olarak gözlem altında bulundurulur ve her davranış ve hareketlerinde çevrelerine, mevcut eşyalara zarar vermemesi için ikaz edilerek, kendi oyuncaklarını iyi ve temiz kullanmasına varana kadar her konuda ikazı gerektirir.
Ahlak kültürü kişilerin davranışlarına duygularından intikal ederek kullanılır. Kendisine ait eşyaların kullanılmasından, bulunduğu çevreye zarar vermemesinden, davranış ve hareketlerinden başlamak üzere çocuklara çevresi ile iyi münasebetler, büyüklere saygı, küçüklere sevgi ve onları koruma alışkanlıkları verilir. Mevcut olan elbiselerini koruma, kendisine ait eşyaları kollama, evde bulunan eşyaları koruma, kollama v eyerinde kullanma çocuklara öğretilerek ilk ahlak kültürü aşılanır. İnsanların başkalarına saygılı olması, onlara şefkatle yaklaşması, acıma hissinin doğması, çevresini ve mevcut eşyaları koruma ve kollaması gibi alışkanlıklarla ahlak kültürü kazandırılır.
Gençlerimiz aileden aldıkları ahlak kültürünü okullarda ve eğitim süreleri içinde geliştirmeğe çalışırlar. Eğitimciler her öğretmek istedikleri konularla ilgili gerekli ahlaki kültürü de beraberinde öğretmek durumundadırlar. Bir öğretimin eğitim durumu kazanması için o öğretilen konunun kişi davranışlarına da intikal ettirilmesi ile maharet haline getirilmesi sonucu öğrenildiği de bilinmelidir. Ezber yapılan öğretim hiçbir zaman eğitim olamaz. Bir öğrenci sabah kalktığında yapacak olduğu temizliği anlat dediğiniz zaman onu anlatır ve ilk kalktığında elini yüzünü yıkadığını, kulaklarının içini temizlediğini, tırnaklarını kontrol ettiğini size anlatsa da kendisini kontrol ettiğinizde onların hiç birisinin yerine getirmemiş olduğunu görürsünüz. Buna ezber öğretim denir.Ne zaman anlattığını uygular ve zamanında yerine getirirse o zaman o öğretim eğitim haline gelmiş olur ve davranışlarına etki eder.
Okullarımızda bu duruma şahit olabilirsiniz. Her hangi bir eğitimci öğretmen öğrettiği konu ile ilgili kültür ahlakını öğrencilerine aktarmaz ise o öğretim geçerli sayılmamalıdır.Birçok okullarda buna önem verilmemekte, yapılacak incelemede bu açıktan görülmektedir. Gençlerimiz aileden aldıkları ahlak kültürünü geliştirerek ve eğitim yuvalarında daha da çok öğrenerek alışkanlık ve maharet haline getirirler.Okullarımızda öğrencilerimiz bir hata yapıyorsa bu ahlak kültürünün yeterli olarak öğretilmemesinden kaynaklanmaktadır. Gezin. Okulları görürsünüz.Bunun en bariz örneği, gençlerin aralarında arkadaşlık bağlarının yeterli olup olmadığına bağlı olduğu, başkalarını koruma, sevme, yardımlaşma, kollama, çevreyi koruma gibi davranışlar hepsi ahlak kültürü ile ilgilidir.Okullar arasındaki disiplin suçlarının çokluğu ve azlığı ile okullarda hangisinde ahlak kültürüne daha çok önem verildiğine şahit olursunuz.
Bu konuda eğitim enstitüleri ile öğretmen okulları ve imam hatip okulları ile diğer düz okullar arasındaki davranış ve eşyaları kullanmada, kişilere saygıda olan farklılıklarla ahlak kültürünün varlığını görürsünüz.Hepimiz şahit oluyoruz. Bir imam hatip okulunda umumaait kullanılan yerlerdeki eşyalarla sınıf sıralarını kontrol ederseniz oralarda düz liselerde istenmeyen ve ahlak dışı yazılara, sıraların bıçakla kazınarak isimler yazıldığına şahit olur, bir imam hatip okulunda bunlara tesadüf edemezsiniz. İşte, ahlak kültürünün işlenmesinin ve öğrencilere aşılanmasının bariz örneğini burada görebilirsiniz,İnanç ve din derslerinin de bu konuda önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bir incelemede buna şahit olursunuz.Kısaca, ahlak aileden itibaren çocuklara aşılanan bir davranış türüdür.Zaman içinde bu duygu ve düşünce gün geçtikçe gelişmekte ve insanlar arası münasebetler istenen şekilde oluşmaktadır. Bir eylem sırasında, eylem özgürlük olsa da çevreye zarar vermek bir ahlaksızlık sayılmalıdır. Bunu bilmeyen ve başkalarına zarar vermenin ahlak kültürü ile izahı yapılamayacağını bilmeyenler ana muhalefet gibi ahlaktan ve ahlak kültüründen bahsedemezler. Gezi olayını destekleyen kişi çevreye verilen zararı hiç aklına getirip bir kültür ahlaki noksanlığı olduğunu bilmeyenler bu konuda söz sahibi olamazlar. Her kişi ahlak kültürüne sahip olmalı ve daha sonra konuşma hakkını bulabilmelidir. Öğrenci yurt ve evlerinde bazı istenmeyen olayların bir kültür ahlakının noksanlığı olduğu da unutulmamalıdır. Bu bakımdan ilgililer bu yerlerde gerekli önlem ve tedbirleri yasa ile düzenlemelidirler. Hiç kimse iktidarın ifadelerini bahane ile konu haline getirmemelidir.Birlikte varsa noksanlar bunun çareleri aranmalıdır.