Bir atasözü vardır ki her zaman değerini korur ve her zaman söylenmesine ihtiyaç duyulur. Huylu huyundan vazgeçmez. Dervişin fikri ne ise zikri de odur derler ya. Buna dayanarak kişi ne ise ve ne düşünüyorsa onun devamlı etkisi altında kalır. Basında çalışan kişiler ve makale yazanlardan tek bir tanesinin acaba gazete sahibi patronun emrinden dışarı çıkabilir ve istediği gibi yazı yazabilir mi? Bunu her kişi bildiği halde neden devamlı basın özgürlüğü diye söyleyip dururlar. Kişi basında yazı yazıyor diye her istediğini veya millete hakaret gibi sözleri kullanma yetkisine sahip olabilir mi? Bunun yanında yalan gibi ifadelerde bulunabilir mi?
Basında yazı yazanlar mevcut olan haberlere az da olsa kendi görüşleri ile açıklayıcı cümleler kullanarak yazılarını yazarlar. Acaba gazete sahibi istemeden kalem oynatabilirler mi? Hangi gazetede patronun görüşü dışında bir yazarın bulunduğunu gördünüz. Bir cumhuriyet gazetesi, bir zaman, bir başka gazetenin hiçbir zaman patronun dışında düşüncesi olan tek bir yazar bulamazsınız. Görüş ve düşüncelerinde fanatik olanlar ve de sağcı, solcu, sosyal demokrat deyimleri ile anılanlar aynı görüşteki basın patronları tarafından çalıştırılırlar.
Gazete patronları ve sahipleri de kendi gazetelerinin müşterilerinin istediği şekilde yazıları süsleyerek yayınlarlar. Hiçbir vatandaş okuduğu gazete ihtiyacını karşılamak için gazete bayiine uğradığında, bana bir gazete ver dediği duyulmamıştır. Şu gazete var mı? diye sorarak okuduğu ve kendi görüşüne uygun gazeteyi almayı tercih ederler. Bir gazetede yazı yazan yazar, oynattığı kalemini mevcut patronun isteği dışında kullanamaz. Bunu her kişi bildiği halde neden devamlı basın özgürlüğü diye feryat ederler. Elbette ki gazeteler de bazı görüş farklılıklarının olması doğal karşılansa da mevcut olan ve meydana gelen olay ve olayları abartarak basına yansıtmak uygun görülmemelidir. Bir yazar, istediği gibi, toplumun aleyhinde veya toplumda hezeyan, karışıklık yaratacak bir haberi yazsa da onun olup olmadığını bilerek yazmalıdır. Yalan, yanlış ve abartıcı yazılar toplum tarafından da arzu edilen yazılar değillerdir.
Ülkemizde bir yanlış anlayış hüküm sürmekte ve alışılan bir söz kullanılmaktadır. Efendim, basın özgürlüğü.. Ne demek? Bunu bana birisi tarif etsin de öğrenelim. Mevcut hukuk her konuyu aydınlatıcı bir tarzda ortaya koymuş ve her kişi de bunlara uymak zorunluluğunu taşımalıdır. İlgililer veya bu basın özgürlüğünü ağzında sakız etmiş olanlar bu ülke insanlarını ne kabul ediyorlar. Demokrasinin verdiği serbestlik yetkisini ülke ve insan aleyhinde mi kullanmak istiyorsunuz. Basın özgürlüğü diyorsanız, kendi görüş ve düşüncesine göre gazete yayınlayanlar da en iyi yazarlara sahip olmayı düşünerek neden çalıştırmıyorlar da kendi görüşüne sahip olanları tercih ediyorlar? Basın özgürlüğü diye basında yazı yazanlar ifade etmeli, yoksa dışarıdaki kişi ve siyasiler bu sözü muhataplara karşı bir savunma ve tenkit olarak kullanmamalıdırlar.
Özet olarak, basında yazı yazan bir kişi dokunulmazlık taşımamakta, hukukla ilgili bir suç işlemiş ise onun karşısında kendisini savunarak hakkını aramalı, ifadesi alınmaz, aman karakola getirilmez diye bir savunma ile olayı savsaklamak uygun olmamalıdır. Bir vekil ve üst yetkili bir kişi ifade için gerekli davranışı gösteriyorsa basınla ilgili kişi de aynı uygulamaya tabi tutulmalıdır. Bunu davula vurmaya gerek görülmemelidir. Hukuk ve onunla ilgili sayın yargıçlar gereğini yerine getirerek suçu ifade etme yetkilerini kullanarak her kişi hakkına razı olarak günahının cezasını ve sevabını çekmelidir.
Kişi, ülke aleyhinde bir suçla ilgili gerekli ifadeyi ilgililere vermeli, kişiler arasında ayrım yapılmamalı, gerekirse haklı ise onu da yargıda aramalıdır. Teferruata yer verilmemelidir. Bir basında yazı yazan kişi bana bir cevap verebilir mi ki kendisi basında özgür davranmaya sahip midir? Dahasını sizlere ve okurlarıma bırakıyorum.