BAKIN, ATATÜRK NE DİYOR
Ülkemizin kurtarıcısı, dünyanın takdirlerini kazanan lider ve büyük önder Mustafa Kemal Atatürk Türk gençliğine atfen ve büyükleri de çok ilgilendiren hitaben, geleceğini gören keskin zekası ve engin tecrübesi ile şöyle sesleniyordu. Bu seslenişi ile zamanımızdaki olan ve olması ihtimal dahilinde bulunan eylemler ve devlete zarar getirecek olay ve yaratan kişilere sesleniyor ve EY TÜRK GENÇLİĞİ Başlığı ile gençliğe sesleniyordu. Bu gençliğe hitabesi mevcut yaşlılarımızı da ilgilendiren ve bugünün gençlerinin yarının büyüğü ve idarecisi olacağını düşünerek seslenişi tüm toplumu ilgilendiriyordu.
EY TÜRK GENÇLİĞİ; Birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici ( iç ve dışta) bedhahların ( düşmanların) olacaktır. Bunlara karşı hangi durumda olursan ol imkan ve şeraiti düşünmeyeceksin. Bazı menfaat gurupları yabancılarla işbirliği içinde olabilirler diyor ve bu günü kastediyor. Hatta, makam sahibi ve iktidarda olanlar da şahsi menfaatları uğrunda dış düşmanlarla birlik içinde olabilirler diyor. Ey Türk istikbalinin evladı, İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur diyor ve bu ifadeden gençlik ve idarede olup yaşlı bulunanlar da gerekli dersi almalıdırlar.
Bu gün aynı oyunlar oynanmakta ve tek amaçları mevcut iktidarı düşürmek olmaktadır.Var olan iktidarın millete hizmet gayreti içinde bulunmaları ve yapılan hizmetler yabancılarla iş birliği içinde olanlar iktidarın yaptığı hizmetleri istememekte ve menfaatlarına zarar verdiğini düşünerek iç düşmanlarla birlik yaparak iktidara karşı oyum kurmak ve düşürmeği amaçlamaktadırlar. Atatürk bu sözleri ve nasıhatı bana değil, ülkenin gençlerine ve yarının büyüklerine hitaben söylüyor. Hala bundan ders almak durumunda olmayanlar ve eylemlerde bulunanlar ülkeye en büyük zararı vermenin faturasını hazırlamağa çalışıyorlar. Bu davranışlarından kendilerinin de zarar göreceğini düşünmüyorlar.
Ne hazindir ki ana muhalefet bunlara karşı bir uyarıda bulunmuyor ve aksine kapı gibi arkasındayız diyorlar. Bundan güç alan eylemciler devamlı olarak çevreye zarar veriyor,emniyet güçlerine saldırıyor. Taş atıyor, araçları yakıp yıkıyor, iş yerlerine zarar veriyorlar. Daha sonra da emniyet güçleri için zor kullandı diyorlar. Buna bahane olarak da taksim gezi parkında üç beş ağacın kesilmesini bahane ederek eylem yapıyorlar. İktidar ve emniyet güçlerinin il valisi ile birlikte görüş ve konuşmalarından bir netice alınmayınca zor kullanılarak gezi parkı eylemcilerden temizleniyor. Bunlara destek olan ana muhalefet Kadı köy mitingini iptal ederek gezi parkına vekilleri ile birlikte gidiyor ve eylemcilere destek oluyor. Bir ilgili vekilleri de çocuklara para vererek polislere küfür etmelerini istiyor. Bu davranış bir vekile uygun düşmemekte olduğu açık olarak biliniyor.
Daha da önemlisi, iktidar tarafından yapılmak istenen milli iradeye saygı mitinglerinin iptalini istiyorlar. Bunun tek nedeni de halkımızın bu yaptıkları desteğe karşı olduğunun açık olarak görülmesi ve kendilerinin eylemcilere desteğinin doğru olmadığını görmesine milletin uyanmasını istemiyorlar. Halkımız kimlerin ülke aleyhine davranış içinde olduğunu ve bu kişilerin dış devletlerden ülkemizin kalkınmasını istemeyenlerle iş birliği içinde olduklarını bilmiyorlar. Ülkede yapılmakta olan termik santraları, üçüncü köprü, büyük hava limanı ve ikinci boğazın başkalarına zarar vereceği bilindiği için buna karşı olan dış güçlerin kandırdığı içteki eylemciler bu davranışları ile ülkeye verdikleri zararı, başkalarını ekmeğine yağ sürdüklerini unutuyorlar. Ülkemizde darbe yapmak isteyenler de amaçlarını gerçeğe dönüştürememeleri ile başarı elde edememişler, ana muhalefet de devamlı darbe ile iktidara gelmeyi amaç edindiği ve oyla gelemeyeceğini bildiri için Silivri’de darbecilere destek vermek ve yargıyı işgale kalkışıyor. Devlet aleyhinde bulunan kişilerin yaptığı her hareket çok önceden deşifre olduğu için başarıya ulaşamıyorlar ve her geçen gün bunun öfkesini yaşıyorlar. İşte, Atamızın gençliğe ve kötü niyetli olanlara verdiği dersi bilmeyenler bunu iyi öğrenmeli ve kendilerine çeki düzen vermelidirler. Demokrasi sandıkla iş başına gelindiğini öğrenmeyenler ve bununla iktidar olamayanlar ülkeye verdikleri zararlı davranışlarından vaz geçmelidirler. Atatürk’ün kurduğu parti mensupları bu partiye zarar vermemelidirler. Gerekli olan öğütleri dinlemelidirler. Ülkeye verilecek her zarardan kendilerinin de zarar göreceğini unutmamalıdırlar.