Ülkemizdeki orta dereceli okullar 9 Haziran 20017 Cuma günü yaz tatiline girdi. Eski bir eğitimci olarak duygularımı ve üzüldüğüm noktaları okurlarıma sunmayı bir meslek görevi olarak kabul ediyorum Bu ifadelerimle hiçbir meslektaşım ve kişi birey olarak söz konusu yapmadan genel görüşlerimi ifade etmeğe çalışacağım. Şahsım olarak 25 yıl ilkokul, orta dereceli okul, lise ve öğretmen okullarında öğretmenlik görevinde bulundum, öğretmen yetiştirdim. Kanunun verdiği yetkilerin hiç bir tanesinin dışına çıkmadım.
BU süre içinde öğretmenlerden halk arasında stayişle bahsedildiğine şahit oldum. Bu gün mevcut öğretmeklerle bu sözleri karşılaştırınca üzüntü duyuyorum. Bu gün, mevcut eğitim ve öğretimde koşulların düne göre çok daha teknik esaslara dayalı olduğunu, öğretmen ve öğrenciler lehine önemli teknik gelişmelerin olduğuna şahit oluyoruz. Bizler, öğretmenliğimiz süresince çok sıkıntılar çektir. Okulun kışın sobasını yakmakla, çatının devri ile, yıkılan yerleri tamirle uğraştık, Dar bir lojmanda yemek ve tüm ihtiyaçlarınızı şahsen gördük. Aylık maaşımızı okulu bırakmadan velilere aldırdık. Bir okulda beş sınıfı tek öğretmen olarak okuttuğu gün öğrenci öğretmenin ayağına geliyor.
Bu şartlar altında geçmişin geleceği gençliği yetiştirdik. Okuttuklarımızdan terörist çıkmadı. Hiçbir zaman okul mesai süresinde çocuklarımızı boş, tek başına bırakmadır. Her dersin sonunda o dersin ahlaki ve davranışlara etki eden bölümlerinin kritiğini yaptık. Öğrencinin kişi ve insanlara yaklaşımındaki ahlaki davranışlarından gurur duyduk. Bu gün dolmuş vasıtalarında öğretmenin öğrencisinin yanında ayakta yolculuk yaptığına esefle şahit oluyoruz, Nerede eğitim? Bazı günlerde, okul harici zamanlarda geri kalmış öğrencilerimizi eve davet ederek ders verip yetiştirdik, arkadaşlarının seviyesine ulaştırdık. Onun için Öğretmenliğin geniş bilgi, milli ülkü, yüce fazilet, engin feragat mesleği olduğunu hiçbir zaman unutmadık
Bir öğretmen bir senenin 180 günü görev yapmakta, diğer bayram, cumartesi ve pazarlar çıkarıldığında, yaz tatilinde olmak üzere 180 gün görev yapmakta, çift öğretimde de bu süre gün olarak 90 güne tekabül etmektedir. Bunlar şöyle dursun, bu sene öğretim yılı 9 haziran Cuma günü sona erdi, Çok merak ettim Dokuzda sokağa çıktığımda öğrencilerin karnelerini alıp evlerine döndüğünü gördüm. Böyle bir emir ilgililerce verilmez, Zira belki bir ilgili, vali veya milli eğitim müdürü merak eder de bir okula çocuklara karne verme ve geçmiş yaşadıklarını hatırlama merakına düşer de es kaza bir okula uğrarsa öğrencilerin sabah erkenden karnelerini aldığına şahit olacak, o idareciler ne cevap verecektir? Bazı öğretmenlerin perşembeden okulu terk ettiği de bunun cabası
Bir eğitimci olarak sayın öğretmen ve idareciler size bir öğütte bulunayım Affınıza sığınarak ifade etmek istiyorum ki o son gün dediğiniz çocuklar için en önemli bir gündür. Onlara o gün yaz tatilini anlatacak, neler yapacaklarını izah edecek, sokaklardaki davranışlarını ve vasıtalardaki hareketlerini, tatili nasıl geçireceklerini anlatacak ve onları bağrınıza basarak zaman mevhumunu ve zamanın kıymetini anlamalarına yardımcı olarak, göz yaşları ile ayrılmış olacaksınız. Bu duyguları duyacak ve ayrılıktan üzüleceksiniz. Çocuklara da sevilme, sevinme, yakınlaşma duygularını, birlik ve beraberlik anlayışını aşılamış olacaksınız. Tatil geliyor diye cehennemden kaçar gibi sabah erkenden okuldan ve öğrencilerinden ayrılan, hatta perşembeden okul ve öğrencilerini terk eden öğretmenlere gelecekte bazı tedbirlerle yeni öğretim yılına başlamalarını hatırlatmak istiyorum. Son olarak, en çok eğitime ve okuldaki öğrencilere karşı görev yapma tekniklerini öğretmenlere kurslarla öğretilmesi gerektiğini ve başarısının başka usullerle denenerek ilerlemesisin düşünülmesinin gerektiğini hatırlatmak istiyorum