Fatih Sultan KAR

Yazında doğası, çayı ve insanıyla Rize-1

  • 0
  • 0
  • 377

Araştırmacı Yazar ve Emekli TRT Şef Prodüktörü Alâettin Bahçekapılı Kıyı Dergisi’nin 314 ve 315. Sayılarında “Yazında doğası ve İnsanıyla Rize” isimli memleketimizle ilgili iki güzel makale yayınladı. Ekim Kasım Aralık 2022 tarihli Kıyı Dergisi’nin 314. Sayında yer alan Yazında doğası ve İnsanıyla Rize 1 isimli makaleyi sizlerle paylaşıyorum. Kendisine bir Rizeli olarak teşekkür ediyorum.

Rize adının Kolonileşme Dönemi'nde burada bolca pirinç yetiştirilmesine dayanarak yakınlarından geçen bir çaya Rhizios denmesinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Rhizios Yunanca pirinç demektir. İzmit doğumlu filozof Arrianus’un bu savma karşılık, bir başka söylenceye göre, aynı çaya Rumca "dağ eteği" anlamına gelen Rhiza adı verildiğinden, kentin adı buradan kaynaklanmaktadır. “Osmanlı Türkçesinde ise “Rize” ufak kırıntı, döküntü anlamında kullanılmıştır. Ayrıca Erzincan'ın İskitler döneminde “Eriza” olan adının başındaki “e” sesinin düşmesiyle
Rize için de kullanıldığı iddia edilmiştir.” Dört bin yıllık tarihi içinde Rize ve yöresi, Sannika, Pontos Polemoniacus, Khaldia ve Lazistan olarak da adlandırılmıştır.
Çok eski çağlardan beri insan yerleşimine açık olmuş ve önemli uygarlıkları bağrında barındırmış Karadeniz, antik dönemlerde kaleme alınan yapıtlarda, tarihçelerde ve seyahatnamelerde adından söz ettirmiştir. Bölgenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının varsıllığı da bu ilgiyi arttırırken, uzun yıllar bu topraklara ve denize egemen Osmanlı’daki gelişmeleri izlemek durumunda olan Batılı devletlerin bilim insanlarının yanı sıra misyoner ve ajan gibi meslek sahiplerinin de yazdıklarına konu olmuştur.

ONLAR DA RİZELİ
Dört bin yıl önceye dayanan tarihiyle Rize, siyaset, sanat, spor, bilim ve yazın alanlarına pek çok ünlü yetiştirmiştir, onlarla birlikte anılır: Damat Mehmet Ali Paşa (1813-1868), Ziya Hurşit (1892-1926), Cevat Dereli (1900-1989), Tahsin Bekir Balta (1902-1970), Bekir Sıtkı Baykal (1908-1987), Halis Özgü (1909-1982), Süleyman Kazmaz (1915-2013), Aydın Boysan (1921-2018), Mehmet Salihoğlu (1922-2010), Adnan Ardağı (1922-1998), Zeyyat Selimoğlu (1922-2000), Kemal Nebioğlu (1926-2006), Selma Tükel (1931-2017), Ali Topuz (1932-2019), Dursun Ali Eğribaş (1933-2014), Aytekin Kotil (1934-1992), Oktay Arayıcı (1936-1985), Yakup Kepenek (1937- ), Algan Hacaloğlu (1940-), Murat Karayalçın (1943-), Mehmet Haberal (1944- ), Süleyman Genç (1944- ), Niyazi Birinci (1945-2021) Mesut Yılmaz (1947-2020), Yaşar Okuyan (1950-), Ömer Lütfü Mete (1950-2009), Hayati Yazıcı (1952- ), Veysel Çolak (1954- ), Recep Tayyip Erdoğan (1954- ), Mehmet Bekaroğlu (1954- ), Remzi Kazmaz (1954- ), İsmail Kara (1955- ), Adnan Azar (1956- ), İsmail Hakkı Demircioğlu (1957- ), İlyas Tüfekçi (1960- ), Süleyman Yağcı (1964- ), İhsan Topaloğlu (1966-2010), Mehmet Akif Pirim (1968- ), Fatih Sultan Kar (Rize 1971- ), Tarkan Tevetoğlu (1972-), Cüneyt Çakır (1976-), Gürkan Hacir (1976-), İsmail Saymaz (1980-) vb.

YAZIN DÜNYASINDA RİZE
“Rize, edebiyata bitek doğası, denizlerde ömür tüketen gurbetçi deniz adamları, en çok da insanlarının alınyazılarını belirleyen çay ve çay tarımıyla yansımıştır.”

ÇİFTÇİ UNUTULMUŞ
Abdülhak Hamit Tarhan (İstanbul 1852-1937) “ailesiyle birlikte bir süre yaşamak için Lazistan Sancağı’nın merkezi Rize’ye gider.” Yazdıklarında eski tarihsel yapıların bakımsızlığından duyduğu kaygıların yanı sıra doğal güzellikleri de anlatır: "Tarımsal bayındırlığına ve doğal güzelliğine diyecek yoktur. Bu yabanıl bayındırlık ki uzak düşlerin son sınır bölgesine yetişmekte uzun bakışlar yetersiz ve görülmeye değer bir dünya ki gökten indiğini sandığımız doğuştan ozanlığı onunla yetinerek göklere dönüşmeyi istemesi uygun olur..." Yazar, resmi binaların ve yolların bakımsızlığına, turunçgillerin bolluğuna, ancak “bolluğu çok gerekli olan tarımın yok kertesine yakın” oluşuna değinir: “Bir ülkenin asıl zenginlik aracı olan çiftçilik unutulmuş, başlıca tecim balıkçılık olmuş, kara avcılığı ise alışılmamıştır. Sebzelerin iki üç çeşide dayanmasıyla birlikte sığır, keçi ve koyun etleri hem bol hem ucuzdur. ”

TEPELER YEŞİL YEŞİL
İsmail Habib Sevük (Edremit 1892- İstanbul 1954) de Yurttan Yazılar yapıtında yer verdiği "Dağlar Orman Orman, Tepeler Yeşil Yeşil" başlıklı yazısında Rize'nin doğasını şöyle betimler: "Ağaç, ağaç... Güneş sıcak, yağmur bol, toprak sıhhatli, ağaç ne olmaz? Belediye yanında yeni yapılan parkta ağaçlar var; senede iki defa çiçek açıyor. Deniz kıyısında dört duvar çevirerek yaptıkları spor sahasına bir parmak kalınlığında toprak serpmişler, saha derhal yemyeşil oluvermiş. Şu bahçede bastonuna dayanmak için ucunu toprağa sokup etrafı seyrettikten sonra sakın bastonu orada unutma, belki filizleniverir." (2). Sevük, Rize’ de yetişen çeşit çeşit ağacın arasında, "Bütün bu ağaçlar içinde en faydalı olan en bodur olandır" diyerek yeni dikilmeye başlayan çay fidanlarından ve bunların Türkiye’nin geleceği bakımından taşıdığı önemden söz eder. Botanikçi Zihni Derin’in 1940'lı yıllarda getirip Rize’ye diktiği çay tohumları, yörenin belli başlı geçim kaynağı olur sonraki yıllarda. Rizeliler Zihni Derin’in anısını yaşatmak için bir büstünü dikerler 1947’de açılan ilk çay fabrikasının önüne.

ÇAY AĞACI
Talip Apaydın (Ankara 1923 - 2014), O Güzel İnsanlar adlı kitabındaki "Çay Ağacı" öyküsünde önce çayı, sonra da Zihni Bey'i anlatır: “Bir yanı masmavi deniz, bir yanı yemyeşil bayırlar. Kışın ılık, yazın sıcak, her zaman yağışlı, ıslak bir hava. Odların, ağaçların, çiçeklerin, her çeşit bitkinin coşup taştığı yerler. Ağaçların yaprakları öyle parlak ki başka hiçbir yerde böylesini göremezsiniz. Bahar aylarında filizler neredeyse gözle görünür büyür. Tomurcuklar sabah patlar, öğleye yaprak olur, akşama sürgün verir. ” (3). Bir laboratuvar kurduk, fidanlardan çay topladık. Bunları kendir bezinden yaptığımız raflarda soldurduk, ellerimizle kıvırdık, fermente ettik, çay yaptık. Atölye kuruluşuna başladık. Ürettiğimiz çayı laboratuvarımızda incelediğimizde, kafein, tanen gibi maddeler bakımından öteki ülkelerin çayından daha üstün olduğunu saptadık. Yörenin toprakları ve iklimi de çay yetiştirmeye çok elverişliydi.” (4) İşte bu özveriyi ve ileri görüşlülüğü unutmayan Rizeliler, kurulan ilk çay fabrikasının önüne bir büstünü dikerler Zihni Derin’in. Talip Apaydın, O Güzel İnsanlar kitabında "Tunçtan büstünü yapıp çay fabrikasının önüne diktiler. Gelene geçene gülümseyerek bakıyor Zihni Bey. Sevgi dolu bir yüzü var. Halka hizmet etmiş olmanın mutluluğu ile dolu." diye yazar. (5)

GÖRESİM GELDİ ORALARI
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu (İstanbul 1904-1992); Anıların izinde adlı kitabında ilk kez 1947'de gittiği Rize'nin büyüleyici güzelliğinin yanı sıra insanının yapısını, toplumsal olaylarını da anlatır. Velidedeoğlu Rizelinin özelliklerini şöyle sıralıyor: “Tertemiz yürekli, hareketli, coşkulu, kimi zaman hırçın ve fevrî. "Yazar, Rize’nin geçmişteki yoksulluğundan ve bunun sonucu ortaya çıkan 'gurbetçilik" olgusuna da değinir kitabında. Velidedeoğlu, 1955’te de İstanbul Üniversitesinin Üniversite Haftası etkinlikleri kapsamında gelir bölgeye: “İstanbul'dan Rize'ye kadar Anadolu dağlarının kuzey yamaçları o kadar renkli, o kadar değişik ve güzel ki!  Ben bu güzelliği, daha önce bir kez Trabzon'a bir kez de Hopa ya kadar olmak üzere, doya doya iki kez seyretmiştim. Fakat birincinin üzerinden 33, İkincinin üzerinden ise 8 yıl geçti. Yine göresim geldi oraları. Her yurt gezisinde bu kadar güzel bir vatanda doğduğum, bu kadar soylu bir halkın parçası olduğum için büyük bir sevinç dolar içime. (...) Trabzon'dan Rize 'ye 17 Ekim Pazartesi günü sabahı kara yolundan geldik. Yer yer bozuk olan yol pek rahat değildi. (...) Şurasını da, iç acısıyla eklemek zorundayım: Cumhuriyet devrinde yapılan şoselerden birçoğunun ömrü, nedense, pek az oluyor. Bunda müteahhit mi suçlu, kontrol mühendisi mi, yoksa bazı bölgelerin taşı, toprağı veya kumu mu (!) suçlu bilmiyorum. (...) Namuslu bir kontrol gerekiyor. Sorumluları bulup ortaya çıkarmak, onları millete bir bir tanıtmak, ders alacak biçimde cezalandırmak gerekiyor. Baştanbaşa bayındır ve bütünleşmiş bir Türkiye ancak böyle kurulabilir. ”
Velidedeoğlu, 1955’teki Rize’nin toplumsal durumunu, bu gezi sırasında karşılaştığı, Rize’de avukatlık yapan bir öğrencisinin tanıklığıyla anlatır: “Rize'nin sosyal durumundan konuştuk. Oradaki davaları anlattı. En çok köylerde, toprak kıtlığı dolayısıyla, toprak davaları, meni müdahale, sınır tahdidi davaları oluyormuş. Kan davaları dolayısıyla yaralama, öldürme olayları, ne yazık ki, çokmuş. Medeni Kanun 'a göre evlenme, özellikle köylerde yaygın olmadığından, evlilik dışı çocuk durumu bir problem teşkil ediyormuş. Kentte boşanma davaları en çok geçimsizlik yüzünden açılıyormuş. Fakat asıl sebep, kadının çalışamayacak hale gelmesi veya çocuk doğurmaması, daha doğrusu kısırlığı imiş. (...) Bütün bu ülke dertlerini İhsan Bey 'le karşılıklı konuştuk. Yokluklarımızın acısını yüreğinde duyuyordu. Bu bile benim için umut verici bir avunma oldu. Çünkü ülke dertlerini ne kadar çok Türk vatandaşı yüreğinde duyarsa, bu dertlerin o kadar çabuk giderileceğine inanıyordum. ” (6)

RİZE’NİN KÖYLERİNİ TANIRMISIN?
GEL SENİNLE RİZELİ OLALIM BUGÜN
Zeyyat Selimoğlu ’nun yazdıklarında Rize...
Rize ve edebiyat sözcükleri yan yana geldiğinde, ilk akla gelen yazardır Zeyyat Selimoğlu (İstanbul 1922-2000). Anne ve babası Karadenizli olan Selimoğlu, 1922’de İstanbul’da Fatih-Cibali semtinde doğar, neredeyse tümü deniz ve deniz adamlarını anlatan yapıtlarının kahramanlarının çoğunu seçtiği/yarattığı Rize’ye ilk gençlik yıllarında gider. Tanıklıklarından çok etkilenir ve yazarlığa ilk adımını da bu izlenimlerini anlattığı yazısıyla atar: "Tanır mısın kardeşim. Rize'nin köylerini tanır mısın? Rize deniz demek, orman demek, 'kurut' demek, 'minzi' demek. Bu lügat başka lügattir; memleketimin lügatidir bu… Açan bilmez, gezen bilir. Rize bacaklarını hamsili sahillerine sokup, sırtını yeşilim fındık ormanlarına yaslamıştır. Öyle durur; oldum olası... Gel seninle Rizeli olalım bugün. Bak aynaya... Ne gördün? Tepeden tırnağa kemik içinde, her yaşta delikanlısın, Alisin, Memişsin, Hızırsın, sağlam çevik bacakların, avurtları çökük yüzün, sivri, uzun bir burnun var. Bundan böyle susmak yoktur kitabında, yalan yanlış; durmadan konuş... Üç gün aç kalmış bir insanın ekmeğe sarılması gibi Rizeli sarılır lafa... Biz artık Rizeliyiz, duramayız oturduğumuz yerde..." (7)

Alman Lisesi’ni, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Selimoğlu, 'Rize'nin Köylerinden' başlıklı yazısıyla Cumhuriyet gazetesinin 1949-50 Yunus Nadi Armağanı'm kazanınca edebiyat dünyasına ilk adımını atar. Ancak daha önce, babasının mesleğiyle ilgilenir: “Yük gemisiyle yabancı ülkelere uzun seferlere çıkar. Aylarca memleketini ve ailesini görmeden gurbet çekerek ekmeğini denizden çıkaran gemicilerin çalışma koşullarına yakından tanık olur. Tıpkı Alman Lisesi’nde okuması gibi gemicilikle uğraşması da ona yazmak için hol malzeme bulma imkânı verir. Çünkü Zeyyat Selimoğlu gördüğü ve yaşadıklarını eserlerine konu olmak seçen bir yazardır. Bir süre deniz ticaretiyle uğraşan yazarın gönlü hep edebiyattan yanadır. Öyle ki sanki gemide, çalışmak için değil de gemi adamlarını gözleyip onların hikâyelerini yazmak için bulunur.

ESERLERİNDE RİZE AĞIRLIKLI
Şimdi TRT’nin arşivlerinde “kıskançlıkla” korunan “İllerimiz ve Edebiyat” adlı izlence dizim nedeniyle konuşmuştum sevgili Selimoğlu ile. İki temel sorum olmuştu kendisine: “Rize ve Rizeli çokça yansıyor yapıtlarınıza görebildiğimiz kadarıyla, bu ilginin kaynağı nedir?” Bu birinci sorumdu. Anımsayabildiğim kadarıyla şöyle yanıtladı: “Öncelikle annem-babamın kökeni nedeniyle bölgeye özel bir ilgim vardı, evdeki yaşantıdan kaynaklanan bir birikimim de. Sonra ana-baba topraklarına gidiş fırsatı buldum gençlik yıllarımda; çok sevdim o coğrafyayı ve bölgede yaşayan yerdeşlerimi... Yerdeşlerimin karakterleri, hareketleri, olaylara yaklaşımları, güngörmüş lükleri sahiciydi yani gerçekçiydi, coşkuluydu, ivecendi, mücadeleciydi. Bu benim yazın anlayışıma bire bir uyan durumdu: Yazında yaşanmışlıklardan, gerçekçilikten yanayım. Sonra bu insanları, baba mesleğim gemiciliği sürdürürken daha yakından tanıdım, gözlemledim. Bu da beni Rize ve Rizeliye daha yakın kıldı. ”
İkinci sorum “Hangi kitaplarınıza hangi yönleriyle yansır Rize ve Rizeli?” biçimindeydi. Bir kahkaha attı ve yanıtladı: “Sanki bilmiyorsun Bahçekapılı. Kavganın Sonu Başı, Direğin Tepesinde Bir Adam, Koca Denizde İki Nokta, Kıç Üstünde Toplantı, Karaya Vurdu Deniz kitaplarımın temel karakterleri bu bölgenin insanlarıdır. Şimdilerde yayımlanmakta olan ‘Oy Deniz Karadeniz ’ röportajlarımın kaynakları da... Açık yüreklilikle söylemeliyim ki, deniz insanları benim öykülerimin en birinciye gelen karakterleridir ve bölge mesleği nedeniyle Karadenizlilere, en çok da Rizelilere dayanır 8. 

RİZE AZ DÜZLÜK ÇOK BAYIR
Selimoğlu 1955’te yayımlanan Kavganın Sonu ve Başı adlı kitabındaki (1950 Yunus Nadi Armağan’nda birincilik alan) “Rize’nin Köylerinden...” başlıklı öyküsünde günlük yaşamı ve insanıyla Rize’yi bir tablo gibi çizer: "Rize'nin içerileri. Az düzlük, çok bayır. Güneşin altında aydınlık mısırlıklar, nefti gölgeli fındık ormanları. Bir fındık ağacının altına uzandık. Başımızın üstü yaprak, başımızın altı el boyu çimen... Havayı kokluyoruz. Nedir bu? Bir ıslaklık, bir türbe serinliği var havada... Rutubetli bu Rize... Orman yağmura sevdalıdır, yağmur ormana tutkun. Dudak dudağa geldiler mi bir kere, günler suya doyamaz." Zeyyat Selimoğlu'nun Direğin Tepesinde Bir Adam adlı öykü kitabında yer alan "Yemek”, "Çıkmak İçin İnmek", "Yeşil Altın" öykülerinde de Rizeli karakterlere ve Rize betimlemelerine rastlanır. "Yemek" öyküsünde, gemici İdris'in tanık olduğu bir cinayet anlatılırken Rize’nin geçit vermez dağları anlatılır, doğası betimlenir. "Rize'nin yukarları gündüz bile karanlık; kara yağış, ıslak ağaç, yolun tutmuş kayalar, su çürüğü kokusuyla eğrelti, gizli geçit, çakal yuva, gök görünmez, ağaçların dalları birbirine kenetlenmiş parmaklar." (9) “Doğası, çayı insanıyla Rize” yazımız gelecek sayıda sürecek...

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları

EN BÜYÜK SİLAHİ HAYAL GÜCÜ OLAN BİLGE BİR GEZGİN: CEMAL GÜLAS

  • 1
  • 0
  • 51

Mapavrili Dursun Ali Sarıoğlu

  • 0
  • 0
  • 118

Ne Söyledim Sana Ne Söyledim Hiç Oralı Olmadın

  • 0
  • 0
  • 75

Kızıldere Katliamının 52. Yılında Ardeşen Öceli Cihan Alptekin

  • 0
  • 0
  • 713

Milli Mücadelenin Unutulmaz Deniz Kahramanlığı

  • 0
  • 0
  • 82

Bizim Derenun İnsanı Abdurrahim Albayrak

  • 0
  • 0
  • 81

Elleri Kelepçeli Fenerbahçe Başkanı Ve Rize Mebusu

  • 0
  • 0
  • 115

Çayeli Haytefli Sucu Baba

  • 0
  • 0
  • 124

Size Bize Hepimize Yeter Rize'de

  • 0
  • 0
  • 106

NASIL DA ÇAPRPARDI KALPLER ŞENOL BİROL GOL DİYE

  • 0
  • 0
  • 259

SÜLEYMAN KAZMAZ’IN ANILARINDA RİZE’NİN İŞGAL YILLARI

  • 0
  • 0
  • 132

Rizeliler Hep Atasının Yanında Olmuştur

  • 1
  • 0
  • 908

Rize Eski Valisi Kamil Nezih Okuş

  • 0
  • 0
  • 247

Bilir misin Hemşehrim Rize’nin Köylerini

  • 0
  • 0
  • 194

Çayeli’nin Eski Adının Çaybaşı Olduğunu Biliyor muydunuz?

  • 0
  • 0
  • 175

Rize İkizdere Gezmişoğullarından Deniz Gezmiş

  • 0
  • 0
  • 280

Karadeniz'in İncisi Güzellik Mabedi Rize

  • 0
  • 0
  • 208

Onu Dünya Gıpta İle İzliyor Ödüllendiriyor Ya Biz?

  • 0
  • 0
  • 242

1922 Yılında Rize

  • 0
  • 0
  • 253

Pazarspor’un 50. Yıl Etkinliği İstanbul'da Yapıldı

  • 0
  • 0
  • 213

Türk Sanat Müziğinin Yıldızı Yüksel Uzel Vefat Etti

  • 0
  • 0
  • 292

Türkiye'nin İlk Yerli Boya Üreticisi Hayırsever İş Adamı Ahmet Hamdi İshakoğlu

  • 0
  • 0
  • 261

Rize İlinin Yakın Tarihine Dair Hatıralar

  • 0
  • 0
  • 548

TÜRK SİYASETİNDE AYKIRI BİR PORTRE

  • 0
  • 0
  • 256

BİR KÜLTÜR ABİDESİ TULUMU KONUŞTURAN ADAM: REMZİ BEKAR

  • 0
  • 0
  • 328

ÜLKE YÖNETİMİNDE SÖZ SAHİBİ RİZE PAZARLILAR

  • 0
  • 0
  • 363

RİZE GÜNLERİ ÜZERİNE

  • 0
  • 0
  • 291

PAZARLILAR BİRLİĞİ DERNEĞİ GENEL KURULU YAPILDI

  • 0
  • 0
  • 357

Vefatının 14. Yılı Anısına (18 Kasım 2009)

  • 0
  • 0
  • 643

Servet Yardımcı: Rize Hatıralarımızın Şehridir

  • 0
  • 0
  • 392

KAZIM KARTAL’IN RİZE ÇAY TARİHİNE KATKILARI

  • 1
  • 0
  • 505

KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ

  • 0
  • 0
  • 544

Futbol Sahalarının Arap Ahmet’i

  • 0
  • 0
  • 566

Çamlıhemşin Çinçivalı Murat Karayalçın’ın Anıları

  • 0
  • 0
  • 417

1946 Yılında Hazırlanan Rize Şehri Kat'i İmar Planı

  • 0
  • 0
  • 471

RİZE TURİZMİNDE POTANSİYEL VAR

  • 0
  • 0
  • 390

RİZELİ SİYASİLERİN DARBE HATIRALARI

  • 0
  • 0
  • 389

ŞAMPİYON RİZESPOR (1973-74 SEZONU)

  • 0
  • 0
  • 397

Rize Sporundan Bir Yıldız Kaydı

  • 0
  • 0
  • 444

O Artik Çok Sevdi̇ği̇ Ci̇mi̇l’i̇n Topraklarinda

  • 0
  • 0
  • 507

24 SAATTE 24 FUTBOLCU TRANSFER EDEN RİZESPOR’A SELAM OLSUN

  • 0
  • 0
  • 539

Rize'nin eskimeyen milletvekili Sami Kumbasar

  • 0
  • 0
  • 610

Nerede o eski bayramlar

  • 0
  • 0
  • 431

Rizespor Süper Lig'de Lobimiz Amatör Kümede

  • 2
  • 1
  • 564

Dönemine Damgasını Vurmuş Bir İsim

  • 0
  • 0
  • 766

Dönemine Damgasını Vurmuş Bir İsim Rize Milletvekili TBMM Başkanı Fuat Sirmen

  • 0
  • 0
  • 429

Birlikten kültür doğuyor

  • 0
  • 0
  • 431

Eski İstanbul’un Rizeli Kabadayıları

  • 2
  • 0
  • 10903

Rizespor’un unutulmaz kalecisi Sinan Yenigün

  • 0
  • 0
  • 496

Tarihinden sayfalar

  • 0
  • 0
  • 401

Yazında doğası, çayı ve insanıyla Rize-2

  • 0
  • 0
  • 471

Rize'nin ünlü futbolcuları

  • 0
  • 0
  • 580

Yazında doğası, çayı ve insanıyla Rize-1

  • 0
  • 0
  • 377

Rizeli Savcı Yusuf İzzet Akçal ve Şair Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi hatıraları

  • 0
  • 0
  • 409

Memleket Kokulu Sanatçı Emin Yağcı'nın Ardından

  • 0
  • 0
  • 434

19 Mayıs'ta Doğdu Aşkımız

  • 0
  • 0
  • 431

Gol Kralı zeki ve çevik Rizespor'u Oktay Çevik

  • 0
  • 0
  • 478

Rize Malpet'ten futbolun zirvesine baba hakkı istedi Beşiktaşlı oldu ona Arap Ahmet derlerdi

  • 0
  • 0
  • 525

Rizelilerin hemşerilik teklifini kabulünün 100. Yılı Anısına

  • 0
  • 0
  • 421

Lefter: Rizeliler'i Rize'yi hiç unutmadım

  • 1
  • 1
  • 485

Merhum Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz'ın Rize Sevgisi

  • 0
  • 0
  • 410

Çayın Başkentinden Türkiye’nin Başkentine Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz

  • 0
  • 0
  • 364

Rize'nin il oluşunun 99. yıl anısına Lazisatan sancağından Rize vilayetine

  • 0
  • 0
  • 508

Rize'nin il oluşunun 99. yılı anısına

  • 0
  • 0
  • 443

Bir Futbol ve Rizespor Emekçisi: Zafer Numan Kanburoğlu

  • 0
  • 0
  • 371

Kurtuluşa yürek koymuş bir Rizeli Mehmet(Ağa) Ekşioğlu

  • 2
  • 0
  • 600

Türk Ordusuna Rizelilerin Hediyesi: Rize Teyyaresi

  • 0
  • 0
  • 380

Aspetli hayırsever Ali Rıza Mete'nin vefatının 7. yılı anısına

  • 1
  • 0
  • 410

Vekil Olmak/Asıl Kalmak

  • 0
  • 0
  • 389

Laz Ziya, Ziya Kalkavan

  • 1
  • 0
  • 451

Rize İlinin Bir Lobisi Yok

  • 1
  • 3
  • 774

Unutulmaz Başhekim

  • 1
  • 0
  • 421

Belediye Bloklarında Sona Yaklaşılıyor

  • 2
  • 0
  • 427

Rize Pazar Tarih Yazar

Rize ilçe ilçe ele alınmalı bir sosyo kültürel envanter çıkarılmalı.....

  • 6
  • 0
  • 659

Rize Günleri Rize'ye Yakışır Olmalı

  • 3
  • 0
  • 600

DEĞERLİ SANATKÂR VE GÖNÜL İNSANI ÇAYELİLİ HEMŞEHRİMİZ DURSUN KARACA’NIN ARDINDAN

Bir Çayeli sevdalısı. Bir İstanbul Beyefendisi. Bir cumhuriyet sevdalısı. Eski futbolcu, eski belediye başkan yardımcısı. Kalıcı eserlere imza atmış bir sanatkar ve en önemlisi gönül insanı Dursun Karaca ağabeyimizi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.

  • 0
  • 0
  • 123

Vefatının İkinci Yılı Anısına Ahmet Mesut Yılmaz ve Hatıralar

  • 0
  • 0
  • 451

BU TOPRAKLARDAN BİR CİMİLLİ İBO GEÇTİ

  • 0
  • 0
  • 1160

RİZE'NİN KAYBOLAN SEMBOLLERİ

  • 0
  • 0
  • 1689

RİZE’NİN NOSTALJİK DEĞERİ TURİST OTEL VE HATIRALAR

  • 0
  • 0
  • 2393

TURGUT KIRAN’IN ARDINDAN

  • 0
  • 0
  • 3372

RİZE BİZİMDİR VE BAŞKA RİZE YOKTUR

  • 0
  • 0
  • 2375

MÜTEVAZI BİR EFSANE: ALİ YAVUZ

  • 1
  • 0
  • 10360

ÇAY YAPRAĞI ESRA ALKAN'IN KALEMİNDEN DİLE GELDİ

  • 0
  • 0
  • 1090

RİZESPOR'UN KURULUŞ TARİHİ DEĞİŞTİRİLEMEZ

  • 0
  • 0
  • 2081

19 MAYIS TARİHİ RİZESPOR BAYRAMI OLARAK İLAN EDİLMELİDİR

  • 0
  • 0
  • 1197

RİZELİ FUTBOLCULARDAN OLUŞAN RİZESPOR TARİH YAZIYORDU

  • 0
  • 0
  • 6320

TÜRK SİYASET TARİHİNİN İKİ BEYEFENDİ İSMİ: YUSUF İZZET AKÇAL VE EROL YILMAZ AKÇAL

  • 0
  • 0
  • 3524

TÜRK SİYASETİNİN RENKLİ İSMİ: OSMAN KAVRAKOĞLU

  • 0
  • 0
  • 3624

BELEDİYECİLİĞİN BABASI: AYTEKİN KOTİL

  • 0
  • 0
  • 1415

NE RİZE’DE VEFA İSİMLİ BİR SEMT NE DE RİZELİ DE VEFA VAR

  • 0
  • 0
  • 1054

KOCA KAPTAN GÜRSEL AKSEL, RİZESPOR VE VEFA

  • 0
  • 0
  • 824

OLİMPİYAT VE DÜNYA ŞAMPİYONU RİZE’NİN GURURU: KAZIM AYVAZ

  • 0
  • 0
  • 1155

ATATÜRK’ÜN KADIM DOSTU RİZELİ MATARACI MEHMET EFENDİ

  • 1
  • 0
  • 1833

RİZE ESKİ HÜKÜMET TABİBİ: DOKTOR MEHMET ALİ GÜVEN

  • 0
  • 0
  • 1040

GERİYE HOŞ BİR SEDA KALDI

  • 0
  • 0
  • 922

RİZELİLERİN DERVİŞ ALİ’Sİ

  • 0
  • 0
  • 866

YEŞİL MAVİ RENKLER DÜNDAR AKDENİZ’İN ARMAĞANI

  • 0
  • 0
  • 1029

TURGUT AKSOY’UN ARDINDAN: ÖZEL İNSANDI, GÜZEL İNSANDI

  • 0
  • 0
  • 1123

AZMİ KANDEMİR YAŞAYAN TARİHTİR

  • 0
  • 0
  • 1117

ÜÇ GÜZEL ADAM VE ÜÇEL

  • 0
  • 0
  • 777

TÜRK SİYASET TARİHİNİN RENKLİ İSMİ ALİ TOPUZ'UN ARDINDAN

  • 0
  • 0
  • 764

SİYASETTE SOL KANAT FUTBOLDA STOPER: ALPER TAŞ

  • 0
  • 0
  • 702

'BİZİM SASU' CENGİZ SARIOĞLU

  • 0
  • 0
  • 905

RİZE ÇAYINA ADANAN BİR ÖMÜR: MEHMET ZİHNİ DERİN

  • 0
  • 0
  • 848

RİZE SİYASET TARİHİNDEN RENKLİ BİR POTRE: MEHMET TALAT DOĞAN

  • 0
  • 0
  • 743