Rize ilini ziyaret eden insanların konaklayacağı, seçkin toplantıların etkinliklerin yapılabileceği bir otelin olmaması Eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz’ın amcası Yusuf İzzet Akçal’ı üzmekteydi. 14 Mayıs 1950 tarihinde Rize Milletvekili seçilen Akçal’ın ilk girişimlerinden biri de Rize iline Turistik bir otel kazandırmak yönünde girişimde bulunmak olur.
Rize'den Yükselen Değer: Turist Otel
Rize Milletvekili Yusuf İzzet Akçal’ın girişimiyle Vakıflar Genel Müdürlüğü İnşaat Dairesi Müdürü Y. Mimar Faruk Geçen, beraberlerinde Vakıflar Genel Müdürlüğü mimarlarından Y. Mimar Bedri Keten ve Y. Mimar Dündar Eğilmez Rize’ye inceleme yapmaya gönderilir. Askerlik Şubesinin bulunduğu yerde Vakıflar Genel Müdürlüğün tarafından turistik bir otel inşası için gerekli elütler ve tetkiklerde bulurlar. Yapılan incelemeler sonrası mahalli hususiyetler dikkate alınarak inşa edilecek olan Rize tarihinde önemli izler bırakacak olan Rize Turist Otel yapım işi ihaleye çıkarılarak inşasına başlanmıştır. Burada bulunan Askerlik şubesi halen hizmet vermekte olduğu Eminettin Mahallesi’ne taşınmıştır.
İnşaatı biten Rize Turist Oteli açılışa hazırlanıyor. (1961)
Kulubeci Mahmut ve Ailesi
1961 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü inşaat bitince otelin işletmesini ihaleye çıkarıyor. İsmet Saruhan, Hüseyin Sevgican ihale sonucu işletme işini alıyorlar. 1962 bu iki ortak işletmeyi Mahmut Hacıömeroğlu, Dursun Ali Sarıhan ve Mustafa Kuleli’ye devrediyor. 1967 yılında İstanbul Tünel’de dükkânı olan İsmet Saruhan hissesini Süleyman Aday’a devrediyor. 1968 yılında Mahmut Hacıömeroğlu ve Ali Rıza Taşçı diğer ortakların hisselerini devralıyorlar. 1974 yılında Ali Rıza Taşçı hisselerini satıyor. Mahmut Hacıömeroğlu bir süre işletmeye ara veriyor. 1976 yılından vefat ettiği 29 Aralık 1995 tarihine kadar Mahmut Hacıömeroğlu işletmeyi tek başına çalıştırmaya devam ediyor. Hacıömeroğlu ailesi 33 yıl Turist Otel ile Rize iline hizmet verdi. Rize ilinin en eski büfecisi olduğundan (birde Gazeteci Süleyman Karakan) Mahmut Hacıömeroğlu Rize’de Kulübeci Mahmut olarak bilinir ve anılır. Bu durum çocukları Rizespor’da uzun yıllar yöneticilik eden oğlu Turist Ahmet, Rizespor futbol takımında uzun yıllar top koşturan oğlu ise Turist Mehmet diye anılırlar. Hacıömeroğlu renkli bir kişiliğe sahipti. Eşi dostu çoktu. Turist Otel’i maestro gibi yönetirdi. Vefatından sonra çocukları iki yıl daha hizmet verdikten sonra işletmeyi 1998 yılında Rize Sanayi ve Ticaret Odasına devrediyorlar. Ve böylelikle Rize ilinin tarihinde, turizminde, önemli toplantılarında ev sahipliği yapan başrolü oynayan Turist Otel’in binası Rize sanayisinde ve ticaretinde yönetim merkezi olarak yaşamını sürdürüyor.
Rize’de dolgu çalışmalarından önce dalgalar Turist Otelin duvarına vuruyordu.
Yolu Turist Otel'den Geçen Ünlüler
O zamanlar Karadeniz’de bu tesisinin bir benzeri yoktu. Altında Plajı, deniz hemen yamaçlarına vuruyor. Otelin Çayhanesinin altında plaj kabinleri yer alıyordu. Bir üstünde oyun salonu yer alıyordu. Türk siyaset Tarihinin renkli isimleri Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş, Süleyman Demirel, Erdal İnönü Turist Otel’de kalmışlardır. Rize ilinin siyaseti oradan yönetilirdi. Edip Akbayram, Ahmet Tarık Tekçe gibi isimler orada kalmışlardı. Rize siyasetinin renkli isimleri Tuncay Mataracı, Nihat Mete, Ali Baba Çillioğlu, Hasan Tuncer Türüt Turist Otel’in müdavimlerindendi. Hasan Tuncer Türüt o günlerin canlı tanıklarındır. O günleri söyle anlatıyor: “Bizim ömrümüz orada geçti. Rize ilinin en renkli etkinliklerine, Rize şehrine dair en önemli toplara tanıklık ettim. 1960’lı yıllarda Tıp Bayramı akşamları Turist Otel’de bütün doktorların ve protokolün toplandığı balolar yapılırdı. Yine bir akşam Babam Sadettin Türüt ile Turist Otelde iken kar bastırdı. Bir metreyi aşan kardan dolayı üç gün eve gidemedik orada kaldık”.
5. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Rize ziyaretinde Turist Otel’de Mahmut Hacıömeroğlu ile sohbet ederken fotoğrafın sol başında Tuncay Mataracı gözükmektedir. (19 Haziran 1966)
Turist Otel'den Haldoz Dağları'nın Denize Yansımasını Seyretmek
Türk Edebiyatının önemli isimlerinden İsmail Habib Sevük Rize ilini konu alan yazısına “Rize’nin parkından Rize’yi seyretmeye kalkmayınız. Bastonunuza yaslanır gruba dalarsınız. Ve kendinize geldiğiniz zaman arkanıza dönersiniz ve bir de bastonunuzu filiz vermiş bulursunuz” şeklinde Rize ilinin yeşilliklerinden güzelliklerinden söz eder. Tabi ki yazısında konuk olduğu Turist Oteli de unutmaz ve şöyle söz eder: “Rize turistik otelini görmemiş olsanız bile duymuş olacaksınız. Eşsiz manzarasıyla kış günleri bir bahar havası arz eden odalarıyla, restoranında hazırlanmış nefis yemekleriyle yapacağı propaganda ve hizmeti düşünerek Rizeliler ne kadar iftihar etse azdır”. Denize kuş bakışı bakan çayhanesinden, geceleri mehtabı ve sabahları şafak sökerken Haldoz dağlarının denize yansımasını seyretmek, emin olunuz ki, insana birkaç ömür boyu yaşama gücü bahşeder.
Turist Otel Balkonundan Taş At, Düştüğü Yer Senindir
Baba Reis Ekrem Orhon denizi doldurmaya başladığında dalgalar Turist Otel’in altına geliyordu. Bir rivayete göre Turist Otel’in balkonundan denize taş atarak “taşın düştüğü” yeri almak istiyorum” diyenler olmuş. O taşı atanlar daha sonra dolgu alanında yanı şimdiki şehir merkezinde arsa sahibi olmuşlardı.
Fotoğrafın solunda Turist Otel reklam panosunun altında poz veren çalışanlar, sağında ise dalgalar Rize Turist Otel’in duvarlarına çarparken, Hakan Agun; deniz doldurularak elde edilen alanda denizde sörf yapmanın keyfini çıkarıyor. (7 Mart 1975)
Bölükbaşı 'Darbe Girişimi' Haberini Turist Otel'de Aldı
1963 yılı 21 Şubat'ında Millet Partisi Genel Başkanı Sayın Osman Bölükbaşı Rize’ye geldi. Bir açık hava toplantısı yaptı. Bu toplantıda o zamanın Başbakanı İsmet İnönü hakkında eleştirilerde bulundu. Aynı gece saat 24.00’ü birkaç geçe Talat Aydemir darbe girişiminde bulunuyor, Ankara Radyosu Talat Aydemir’in tebliğlerini yayınlıyordu. Bu arada Turist Otel'de uyumakta olan Osman Bölükbaşı da uyandırılmış. Olay kendisine anlatılmış. O da pijaması ile otelin lobisine inmiş. Yanındakilere, “Acaba İsmet Paşa sağ mı, yoksa öldürülmüş mü?” diye sormuş. Yanındakiler bu konuda bilgileri olmadığını söylemişler. Sayın Bölükbaşı otelin holünde bulunanlara hitaben, “Eğer İsmet Paşa’ya bir zeval gelirse memleket çok karışır” demiş. Oradakiler de “Ya Sayın Bölükbaşı, gündüz İsmet Paşa’nın aleyhine atıp tutuyordun. Hakkında söylemediğini bırakmıyordun” demişler. Sayın Bölükbaşı da, “Canım bakmayın, siyasettir” cevabını vermiş. Ertesi gün sabaha karşı, saat 5.00 sıralarında, Ankara Radyosu Başbakan İsmet İnönü’nün konuşmasını yayınladı. İsmet İnönü konuşmasında, hükümetin duruma hâkim olduğunu ve ayaklanmanın bastırıldığını bildirdi. Osman Bölükbaşı, İsmet Paşa’nın iyi durumda olduğunu darbe girişiminin bastırıldığını öğrenince bir oh çekerek Turist Otel’den Rize’den ayrıldı.
Mahmut Hacıömeroğlu ve arkadaşları (soldan sağa): Kör Recep, Mahmut Hacıömeroğlu, Yahya Eminoğlu ve Akif Tuzcuoğlu
Yılmaz Çetiner, Kazım Dede ve Turist Otel Sohbetleri
1967 yılında Rize ilini ziyaret eden Usta Gazeteci Yılmaz Çetiner burada yaptığı incelemeleri 30 Temmuz 1967-6 Ağustos 1967 tarihleri arasında tefrika olarak Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladı. Daha sonra kitap haline getirildi. Çetiner Rize’de gündüzleri incelemelerde bulunuyor, akşamları Turist Otel’de kalıyordu. Turist Otel’deki tespitlerini şu şekilde kaleme alıyordu: “Kazım Nurik Dede (Mahmut Hacıömeroğlu’nun kayın babası) ne Bektaşi Dedesiydi, ne de yaşı çok ileri olduğu için böyle çağırılıyordu? İkisi de değil! Yarım asrı biraz aşmasına rağmen, sanki bir asır yaşamışçasına aklı her konuya erdiği, pratik zekâsıyla günün olaylarını izleyip, mütemadiyen okuduğu, öğrendiğini etrafına öğrettiği için «Dede» diyorlardı ona. Esprisi bol, bakışları ve atmaları sempatik, acı da konuşsa kızmıyordu insan... Karadeniz kıyılarında değişik yönleriyle pek çok ona benzeyen «Dede» bulabilirdiniz. Rize koyuna bakan Turistik Otel’in terasından denizi seyrediyorduk. Yavaş yavaş büyüyen şehir dağların eteklerinden uzaklaşıyor gibiydi. Sağımızda solumuzda masalar hep çaycılarla doluydu...
Çay İstihsal Kooperatif Başkanı... İşte çay uzmanı... Diğer köşede çay müstahsili üç kişi kafa kafaya vermişti. Belediye Başkanı Baba Reis bütün günün yorgunluğunu etrafına toplanan hemşerileriyle çıkarıyordu... Birbirine yakın masalarda oturanlar zaman zaman yer değiştirip yarenlik ediyordu. Bizde Dede ve arkadaşlarıyla beraberdik bir köşede... Ama hayli kalabalıktı soframız. Herkes Dede’ye takılıyor, lâf atıyordu. Dede’nin esprileri var anlatmakla bitecek gibi değil. Mütemadiyen yenilerini buluyor. Ve Rize’de her gün onun gibi açık, kafası aydın insanlar çıkıyor ortaya. Eşi az bulunan çaycı ve kahveci ocak başında Turistik Otelin Hüseyin kaptanından yolunuz düşerse bir kahve veya çay için. Mutlaka bundan daha iyisini içmedim diyeceksiniz. Kazım Dede, masadaki dostlar, etrafta oturan çaycılar vaktin ilerlemesine rağmen; sohbet o kadar koyulaştı ki ayrılamıyoruz. Rize’nin dertleri iyice sardı hepimizi. Her partiden, her görüşe sahip insan var aramızda. Ama bakıyorum da; memleketinin kaderi konu olunca sağcısı, solcusu, ortacısı hemen hepsi kenetleniyor. Ne güzel manzara.. Artık hepimizin gözleri mahmurlaştı. Sabahtan erken kalkıp köyleri dolaşmak gerek.. Dağılıyoruz. O sırada, masum yüzlü sarışın üç Amerikalı genç terasa girdi. Acaba tanıyor muyum? diye baktım onlara.. Yukarda Radarda çalışıyorlarmış. Dostlardan biri ses verdi yine Ortalığı giderayak kahkahaya boğan bir ses; “yabancı değil, Conson’un çocukları geldi”.