3 Ekim 1978 tarihinde Rize’de benzin istasyonunda meydana gelen patlama sonrası hayatını kaybeden Rizespor Eski Teknik Direktörü Gürsel Aksel ile ilgili kaleme aldığım yazı ile ilgili çok sayıda mesaj aldım. Bu mesajların bir çoğu bilgi maiyetinde idi. Yalnız çok değer verdiğim bir ağabeyimden aldığım mesaj oldukça manidardı.
Kendisinden de izin alarak bu mesajı sizlerle paylaşıyorum
Ne Rize’de vefa diye bir semt, ne de Rizeli ’de vefa var. Rizeli kimi onurlandırmış, hangi güzelliği unutmamıştır. Rize’ye Rizeli’ ye sayısız katkısı olan Tuncay Mataracı’ya, Eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz’a gereken vefa günümüzde ne durumdadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan şuan gözde ya görevden gidince aynı vefa devam edecek mi?.
Gürsel Aksel Rize’nin bir şehididir. Rize Belediyesi onun ismini verecek bir cadde mi bulamadı. Şenol Birol şu an ne durumda yetkililer arayıp soruyor mu? Bizim değerimiz ÇAYKUR’un çayın her aşamasından geçmiş Yusuf Ziya Alim’e neden asalet verilmez
Başarılı Rizeliler etkin görevlerden el çektiriliyor. Rize’nin ileri gelenleri bu durum beni ilgilendirmez deyip göbek atıyor. Oysa onları ilgilendirdiğini çok iyi de biliyorlar. Rize Dernekleri bu anlamda ne yapıyor? Ben şunun başkanıyım diye kart dağıtmakla vakıf dernek insanı olunmuyor. Marmara Üniversitesi’nde Genel Sekreter Yardımcısı İrfan Serdar vasıflı işinin ehli bir hemşerimiz olmasına karşın neden görevden alındı. Her platformda hemşehrilerine katkısı olan Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanı Hüseyin Karaahmetoğlu Görev yaptığı sürece başarısı ortada iken neden istifa etme durumuyla karşı karşıya kaldı.
Neden Rizeliler Rizeliye yardımcı olmuyor. Mum dibine ışık vermiyor. En yakının bile yanından ayrıldığında hemen arkandan dedikodunu yapıyor. Komşu şehrimizden ders almamız lazım. Artık bizler bir öz eleştiri yapmalıyız. Bu kadar kibir ve kimseyi beğenmemek bize has bir karakter olmuş. Rizeliler olarak “biz nereye gidiyoruz” bilen var mı?