Çaykur Rizespor bugün;
Geçen sezon Süper Lig’den TFF 1. Lig’e düşmüş bir kulüp.
Geçen sezonlara göre daha çok borcu olan bir kulüp.
Türk spor camiasının antipatisini kazanan bir kulüp.
Taraftarının takımına küstüğü bir kulüp.
Şehirden kopartılan, İstanbul’dan yönetilen bir kulüp.
Alt yapıdan yıllardır futbolcu çıkartamayan bir kulüp…
Bunun gibi bir çok konuyu sıralayabilir olumsuzlukları yazabiliriz.
Geçmişi, hataları konuşmanın bugüne faydası yok. Ancak ders almamız gerekir!
Ve yeni gelen yönetim bu olumsuzlukları bile bile, sırf Rize’ye ve Çaykur Rizespor’a olan bağlılıkları yüzünden bu iyi gitmeyen düzene artık 'dur' demek için bu yükün altına girdiler.
Girdiler ama ne yazık ki; şimdiden başladı felaket tellalları atıp kesmeye. Daha bismillah hele bir durun!
Makinenin dişlileri kırılmış çark artık dönmüyor ve durma noktasına gelmiş. Burada görev almak her babayiğidin harcı değildir. Biz Rizelilere, bu formaya gönül vermiş her bireye düşen bu zor zamanda göreve talip olanlara destek olmaktır. Geçmişte yaşanan küslükler bir kenara atılarak gün kenetlenme zamanıdır.
Burada en başta görev; Sivil Toplum Örgütleri bu ilin belediyeleri, ileri gelenleri ve taraftarlara düşmektedir. Yapıcı eleştiriler dile getirerek herkes bu takımın bir yöneticisi olarak kendini hissetmelidir. Bu yönetim Rize şehri ile bütünleşerek kulübü başarıya taşımak için göreve talip olmuştur.
Hatalar yapılmıştır dersler alınmıştır artık bu şehrin en önemli markalarından olan Çaykur Rizespor’un arması etrafında hep beraber kenetlenmeliyiz.
Çaykur Rizespor’un yeni Başkanı İbrahim Turgut ve Yönetim Kuruluna hayırlı olsun.
Klişe bir sözle bitireyim “Başka Rizespor yok”
Misafir
Çaykur Rizespor taraftarı ne yazıkki sokakta konuşarak takımını destekliyor görünüyor ama malesef zarar veriyor. Bu böyle oldu yılalrdır inşallah yeni yönetim yeni adımlarla bu değişir.