Önceki yıllarda olduğu gibi bu yılda Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarına (EMITT) katılmak için İstanbul’a gittim. Yoğun gündemimize bir gün ara vererek sabahın erken saatinde yağmurlu soğuk ama kar yağışına hasret bir Rize sabahında çıktık yola. Sabahın erken saati olmasına rağmen havaalanı çok yoğun. Bu ara geçtiğimiz günlerde pistten çıkan uçağın çıkarılmasını karadan havadan ve denizden görüntüleyip bir ay daha uçağa binmem dememe rağmen İstanbul’da ki bu önemli fuara gittim. Uçakta yanımda kardeşim, ortağım iş ve yol arkadaşım Muhammet Kaçar vardı.
Uçağa geçtik yerimize oturduk gidene kadar uyumayı planlıyordum. Malum sabah ezan dahi okumamıştı yola çıkarken. Uçak yolcularını aldı kalkmaya hazırdı ki kapıdan giren kişi tanıdık bir isimdi. Rize Valisi Erdogan Bektaş. Hemen arkasında oturuyorduk bizi gördü merhabalaştı ve yerine oturdu. Sonrasında öğrendik ki İstanbul’a gidiş amacımız aynıydı. Rize turizmine fayda sağlamak. Uçak kalktıktan bir süre sonra kahvaltımızı ettik uykuya dalacaktık ki Vali bey ayağa kalkıp kollarını koltuğun kenarına koyarak; ‘ne haber ne yapıyorsunuz nere gidiyorsunuz ayrılmaz iyilikler’ diye bize sordu. Fuara gidip şehirlerin neler yaptığını bizim şehrimizin nasıl temsil edildiğini görüp okuyucularımıza aktaracağımızı söyledik. Yaklaşık 4 aydır DHA Trabzon Bölge Müdürlüğünü yürütmekte olan arkadaşımız Muhammet’e seslenerek ‘Rize, Trabzon’dan nasıl görünüyor’ diye sordu. Arkadaşım kendisine Trabzon’da Rize’nin hastane, havalimanı, kayak tesisi, Ovit tüneli, lojistik üst gibi yatırımların dillendirildiği söyledi. Bu dakikadan sonra dirseklerini koltuğun kenarına koymuş bize hayalindeki Rize’yi anlatmaya başladı Vali bey.
Açıkçası Erdoğan Vali öncesinde daha çok ortada laf üreten ve görüntü veren valilerimiz vardı. Ama Erdogan Vali, konuşmaktan ve yaptıklarını reklam etmekten uzak! İcraat peşinde. (Turan Yılmaz Çanakkale Vali Yardımcısı ve Eceabat kaymakamı. Eski Rize Vali Yardımcısı. Kendisi ile EMİTT fuarında hasbıhal ederken ‘Erdoğan Vali Rize için büyük şans’ diyerek şunları ekliyor. Rize’ye atandığında yardımcısıydım. İlk geldiği gün makamına oturdu. Bu koltukta oturup ne yapabilirim ben bu masa ve koltuğu sevmedim. Bu bilgisayarda Google harita var mı? İlk sorularıydı. Bizde yok deyince ben bölgeyi görmeden tanımadan nasıl bu bölgeye hizmet edebilirim diyerek karşıdaki toplantı masasına makamını adeta taşıdı. Şu an masasında projeler ekranında Rize’nin geniş haritası var. Eminim ki şu an görev yaptığı şehri karış biliyor.)
Vali bey dirsekleri koltukta bize dönmüş Rize’de yapılacak olan kayak tesisi için neler yaptığını anlatıyor heyecanla. Biz onu dinlerken Rize’nin geleceği için bizimde heyecanımız artıyordu. Evet devletin imkanlarını doğru ve zamanında ilimize kazandırmanın gayreti içinde olan Vali bey şehir hastanesi için çalışmaların başladığını müjdeliyordu. Yolculuk devam ediyor konular peş peşe geliyordu. Şehri için kalbi atan Vali bey bizim uykumuzu kaçırdı. İyi ki de kaçırdı. Şu an çalışmanın, üretmenin tam sırası… Siz Rize için çalışıyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz ya biz. Merhum belediye başkanı Ekrem Orhon’un dediği gibi “Rize senden Rize için elinden geleni yapmanı bekler”. Bu sözün gereğini yöneticiler, siyasiler, vatandaşlar ne kadar yerine getiriyoruz? Yarın geç olmadan değerlerimize, kültürümüze, şehrimize sarılalım. Evet Erdoğan Vali Rize için bir şans. Ona yardımcı olalım. Rize için. O yarın bir kararname ile gidecek bu şehir de biz kalacağız. Artık pilot anons yaptı sohbete ara vererek kemerleri bağladık.
Uçak İnerken arkamızda ki koltukta oturan bir beyefendi az da sıkılarak kısık sesle ‘sizin önünüzde oturan, şık giyimli, sizinle uzun uzun yorulmadan sıkılmadan konuşan beyefendi kimdir?’ diye sordu. Bende ona ‘kendini Rize’ye adamış bir vali’ dedim.