Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
1948 yılında Rize'nin Fener Mahallesinde doğdum. Babamın ismi Hüseyin Avni, annemin ismi Şaziye'dir. Daha gencecik yaşta iş hayatına atıldım. Mütahitliğim sürecinde doruluktan ayrılmamak en büyük ilkem oldu. Çalışma hayatında şimdi aramızda olmayan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Eski Başkanı Sinan Erdem ile ortak bir şirketimiz de oldu.
Rizespor' da görev almanız nasıl oluştu?
1972 yılında askerden yeni dönmüştüm. Rizespor'un piyasaya üç yüz elli bin lira borcu vardı. Bu durum takımımızı, yöneticilerimizi zor durumda bırakıyordu. Elimi taşından altına koydum bu borcun tamamını ödedim. Rizespor yönetimi o gün beni yönetim kuruluna dahil ettiler. Rizespor tarihinde oluşturulan Reşat Uçak Başkanlığındaki yönetimin en genç üyesiydim (23).
Bir yıl sonra başkan oluyorsunuz...
Daha sonra yapılan kongre sonrası Rizespor başkanlığına seçildim. Henüz yaşım 24' tü. Başkanlık görevini sürdürdüğüm süre içinde üç kongre ile seçilen yönetim kurullarımda: Paşalı Alaman, Hamit Oral, Rahmi Rakıcı, Erdoğan Giritlioğlu, Kemal Özkan, Ekrem Yılmaz, Av. Sedat Bıçakcı, Dr. Hüseyin Akyıldız, Reşat Uçak, Ali Riza Feyizoğlu, Nail Can, Nuri Akbulut, Hasan Kemal Yardımcı, Şuayip Metin, Metin Atalay, Vural Ünver, Avni Ocak, Lütfi Saruhan, İsmail Sevimli, Nevzat Bilen ve Mahmut Tuzcu vardı.
Yönetiminiz adeta başkanlar konseyi...
Benden önce başkanlık görevini başarı ile sürdüren Reşat Uçak ve benden sonra bu görevi yerine getiren Paşalı Alaman, Ali Riza Feyizoğlu, Hamit Oral, Nuri Akbulut, Hasan Kemal Yardımcı olmak üzere yedi Rizespor Başkanı aynı yönetimde yer aldık.
Başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Bizde dayanışma vardı, yürek vardı. 1977-78 sezonunda Göztepe ile birlikte şampiyonluk mücadelesine girmiştik. Gelir-gider dengesini mükemmel bir şekilde tesis etmiştik. Takımın o sezon büyük transfer atağı yapmasına karşın borçsuz olması, izlediğimiz akılcı politikaların sonucu ìdi “Türkiye'de borcu olmayan tek kulüp Rizespor'du. Yüklü transfer harcamalarımıza rağmen, kasamızda 1 milyon liranın üzerinde paramız vardı. Bu durum o günün şartlarında büyük bir başarıydı. Biz zorlukları birlik ve beraberlikle, yürekle aştık.
Rizespor'un evvel zamanına dair neler söylemek istersiniz?
Bazı isimsiz kahramanlar vardır. Örneğin Bahattin Çoşkun karşılık katıksız varını yoğunu Rizespor'a harcadı. Son dönemlerinde sıkıntılar çekti. Dönemin SSK Baş hekimi tarafından sigortalı gösterilerek hastaneye yatırıldı. Onu anlamak, anlatmak ismini yaşatmak görevimiz olmalıdır. Bizim dönemimizin Valisi Kemal Kalender bir Rize'li gibi Rizespor fanatiği idi. Bize çok katkıları oldu. Rize'den ayrılırken üzüntülü halı halen hafızamda durur. Yazıhanemde oturduk, konuştuk. Gözlerinden yaş aktığını gördüm. İmkanlar yoktu. 0 şartlarda arabamla 52 bin kilometre yol katettim. Koşuşturdum durdum. Kulübe varımı yoğumu verdim. Beni zaman zaman üzen Rizespor tarihi anlatılırken bazı şeylerin göz ardı edilmesidir. Rizespor'a o zor koşullarda şampiyonluk yaşatmanın mutluluğu benim en büyük kazancımdır.
Başkanlığınız dönemindeki hatıralarınızdan söz edermisiniz?
Samsun'la yaptığımız bir karşılaşmada olumsuz hareketlerle karşılaştık. Daha sonra Samsunspor'lu yöneticiler aramızdaki dostluğa zarar gelmesin diye bize büyük jest yaptılar. Fehmi Sağlamer başkanlığındaki Samsunspor yönetimi Barbaros Yardım ve Refah, Kayalar'ı sembolik bir ücretle Rizespor'a verdi. İkisinin de takımımıza katkıları oldu. Özellikle Refah Rizespor'un değişmez elemanı olmuştu. O ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemde bu unutulmaz bir jesti.
KAYNAK: ‘’Bütün Yönleriyle Rize Spor Tarihi’’ Fatih Sultan Kar.