Hayatımın her aşamasında Rizeli hemşerilerimle iç içe oldum
Yaşar Elmas gerek futboldaki başarısı ve gerekse kişiliği ile takdir ettiğim, örnek bir spor adamı. Sarıyerspor altyapısında başlayan futbol serüveniyle kısa sürede zirveye çıkmayı başardı. Futbolun sahada oynandığı ilkesine bağlı kalarak, saha dışı oyunlardan hep uzak durdu. Kendisiyle söyleşi yapmak üzere Sarıyer'de buluştuk. Yaşar Elmas, futbol hayatının başlama vuruşunu yaptığı Sarıyerspor altyapısından günümüze değin hayat hikayesinden kesitlerin yer aldığı söyleşiyle bizi Türk futbolunun yakın tarihinde bir yolculuğa çıkardı.
Hocam söyleşimize memleketinizden başlayalım isterseniz...
1957 yılında Rumelifeneri'nde doğdum. Rizeli bir ailenin (Annem Emriye, babam Vahdettin) çocuğuyum. Çocukluğumda, gençliğimde ve hayatımın her aşamasında hep Rizeli hemşehrilerimle iç içe oldum.
Futbola nerede başladınız?
Futbola henüz on üç yaşında iken Sarıyerspor altyapısında başladım. Burada kendimi geliştirdim. ilk hedefim A takıma yükselmekti. Bu hedef im 1975 yılında gerçekleşti ve A takıma yükseldim. Burada sergilediğim oyun beni Beşiktaş'a taşıdı.
Beşiktaş'a transferiniz ve o günlerden söz eder misiniz?
Sarıyerspor'da kısa süre yer aldıktan sonra 1976- 77 sezonunda Beşiktaş'a transfer oldum. Transfer parası ile yerli bir araba almıştım. Yugoslav hoca Militinoviç'in tkeknik direktörlüğünü yürüttüğü Beşiktaş'ın güçlü defans elemanları vardı. Bunların arasında yerimi almalıydım. Çalıştım çabaladım, bana tanınacak fırsatı bekledim. Beşiktaş sezona iyi başlamamıştı. Futbolcu arkadaşların çoğu sakat veya forumsuzdu. Sonunda bu fırsat karşıma çıkmıştı. 9 Ekim 1976 tarihinde oynanan Boluspor maçında bana 4 numaralı formayı giyme şansını verenleri mahcup etmemek için elimden geleni yaptım. Maçı 2-0 kazandık. Ben de artık 4 numaralı formanın sahibi olmuştum. Bir yandan Beşiktaş'ta futbol oynuyor öte yandan Tekel'in kibrit fabrikasında çalışıyordum.
Beşiktaş'ta her şey yolunda giderken neden Rizespor'a transfer oldunuz?
Rizespor yönetimi 1.lige yakışır bir takım oluşturuyordu. Galatasaray'da Zafer, Bahattin, Faruk, İzmirspor'dan Arif, Adanaspor'dan Burhan, Adana Demirspor'dan Sinan, Diyarbakırspor'dan Boluspor'dan Halil İbrahim, Erzurumspor'dan Osman transfer edilmişti. Güçlü bir takım oluşturuluyordu. Beni de transfer etmeyi kafaya koymuşlardı. İki Rizeli beni Suadiye oteline götürdü. Burada konuğumuzsun dediler. Kimse ile görüşmeme de izin vermiyorlardı. Bana teklif ettikleri para Beşiktaş'ın teklifinden oldukça yüksekti. Her şeyden önemlisi Rizespor memleketimin takımı idi. Otelden kaçtım ama Rizespor'un teklifinden kaçamadım. Artık memleketimin takımı için top koşturacaktım.
Beşiktaş'a verilen 900 bin lira bonservis ve bana verilen 1 milyon 250 bin lira bedelle iki yıllık anlaşmaya imza attım.
Rizespor beklenmedik bir şekilde küme düşmüştü. Daha doğrusu düşürülmüştü. Büyük takımlar bize transfer teklifleri yağdırıyordu. Bana da birçok yerden teklif geldi. Ama memleketimin takımını böyle bir durumda bırakıp gidemezdim. Gitmedim de. İkinci ligdeki ilk yılımda vatani görevimi Arhavi'de yapıyordum. İzinle gelip yer aldığım maçların sonucunu o dönemleri yaşayanlar bilir. Rizespor'daki futbol yaşantım 1985 yılında sona erdi.
Tekrar Sarıyer'e mi döndünüz?
Evet tekrar futbol hayatımın başlangıç noktası olan Sarıyer'e döndüm. Sarıyer'in güçlü bir kadrosu vardı ve 1.ligde yer alıyordu. Futbol hayatım 1989 yılında Beykoz'da sona erdi.
Futbolculuk bitti ama futbol hayatınız devam etti...
1991 yılında Sarıyerspor alt yapısında teknik direktörlüğe başladım. 1995-96 sezonunda Denizcilik İşletmeleri futbol takımını çalıştırdım. 1997-98 sezonda Çaykur Rizespor'un teknik direktörlüğü görevine getirildim. Rizespor da bir kardeşlik havası getirdik. Taraftarla takımı yakınlaştırdık. Güzel günler oldu Rize'de. Bugünkü gibi imkanlar da yoktu. Sende biliyorsun ne zor şartlarda çalıştığımızı. Şimdi Rizespor'un imkanları gelişti. 1997-98 sezonunda Pazarspor'u, 1999- 2000 ve 2000-2001 sezonlarında Sarıyerspor'u, 2001-2002 sezonunda Sivasspor'u, 2002-2003 sezonunda Üsküdar Anadolu'yu, 2003-2004 sezonunda Hopaspor'u, 2004-2005 sezonunda Zongudakspor'u, 2005-2006 sezonunda Kütahyaspor'u çalıştırdım.
Yaşar Elmas, Rizeli Ruhi Şenocak Bey'in kızı Zeliha hanımla evli. Tunç (25), Ruhi (20), Taha (14) isimli üç çocuk babası. Ruhi Elmas şu anda Saryerspor altyapısı 12-14 yaş grubunda yer alıyor. Gelecekte başarılı bir kaleci olacağının sinyallerini veriyor.
KAYNAK: ‘’Bütün Yönleriyle Rize Spor Tarihi’’ Fatih Sultan Kar.