Ergün Öztuna Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmış, birçok başarıya imza atmıştır. 1968 yılında oluşturulan profesyonel Rizespor takımının ilk futbolcuları yer alan Öztuna'yla Rize spor tarihinde yaptığımız yolculuğa devam etmek istiyoruz. Kendisi ile Fenerbahçe Dereağzı Tesislerinin karşısında bulunan Fenerbahçeliler Derneği'nde buluşuyoruz. Biz soruyoruz Türk Futbolunun mütevazi yıldızı cevaplıyordu.
Bize hayatınızın kısa bir özetini yapar mısınız?
1937 yılında Akhisar'da doğdum. Futbola burada başladım. Ailece İzmir'e taşınınca Karşıyaka Lisesi'nde eğitimimi sürdürdüm.
1953-54 sezonunda amatör olarak Karşıyaka Kulübü'ne transfer oldum. Kısa sürede İzmir Karması'nın değişmez elemanı oldum. Genç Milli Takımın İtalya ve Macaristan deplasmanlarında forma giydim.1956 yılında henüz 17 yaşındayken Fenerbahçe'ye transfer oldum. 1956-57 sezonunda en centilmen futbolcu seçildim. Bir banka tarafından 1.500 liralık ödül kazandım. 1956-65 yılları arasında 219 kez Fenerbahçe formasını giydim. 79 gole imza attım. Fakat sakatlıklar bir türlü yakamı bırakmadı. Attığım goller oynadığım futbol manşetlerden inmezken sakatlıkları ile anılan futbolcu olmuştum.
Askerliğim sonrasi Şükrü Ersoy'un çağrısı ile Avusturya'nın Klagenfurt takımına transfer oldum. Daha sonra Bursaspor, Karşıyaka ve Nazillispor'da kısa süreler forma giydikten sonra Fenerbahçe'ye dönerek 1964-65 şampiyon kadrosunda zaman zaman yer aldım. 1968-69 sezonunun ikinci yarısında yeni kurulan Rizespor'a kiralık olarak transfer oldum. Aynı sezonun sonunda tekrar BA 907 Ergün Öztuna ile buluşma noktamız Dereağzı Tesisleri, konumuz Rize hatıraları idi. Fenerbahçe'ye döndüm ve futbolu burada bıraktım. Çeşitli kulüplerde Teknik Direktörlük yaptım. Yugoslav Kototoviç döneminde Fenerbahçe'de hocalık yaptım.
Puşkaş lakabı nereden geliyor?
İnan tam olarak hatırlamıyorum. Ama Macarlarla İzmir'de, İzmir karması olarak bir maç oynadık. Bizimle tek kale basket maçı yaptılar. Daha sonra Dünya futbolu; Macaristan Milli Takımı ve Real Madrid'in efsanevi isimlerinden Macar Ferenc Puşkas'a gazeteciler sormuş; iyi oynayan var mıydı, diye. O da "Ergun" diye bir çocuk var, onu beğendim demiş. Onun beğenmesi benim F.B'ye transfer olmamı sağladı. İsmimiz de ondan sonra "Puşkaş Ergun" kaldı.
Rizespor'a transferiniz ve Rize'deki hatıralarınızdan bahseder misiniz?
1968 yılında Rizespor yeni kurulmuş kendisine verilen 2. lig sözü yerine getirilmemiş sezona 3.ligde merhaba demişti. Kulüp Başkanlığını Bahattin Coşkun yürütüyordu. Fenerbehçe'de birlikte top koşturduğumuz Şenol Birol hem futbolcu hem de Teknik direktör görevine getirilmişti.
Rizespor'un kurucularından ve ilk sezonda yöneticilik görevinde bulunan İrfan Bilgin ve Metin Akmehmet'in girişimleriyle ara transferde Rizespor'a dahil oldum. Bu transferde Fenerbahçe'de birlikte futbol oynadığımız Şenol Birol'un ve Yakup Kazdal'ın etkisi büyüktür. Tekrar iki arkadaşınla aynı formayı taşıyacaktım. Yöneticiler den hatırladığım isimler İsmail Ömeroğlu, Metin Akmehmet, Mehmet Ali Mataracı, Mustafa Özkan, Muharrem Kürkçü, Dündar Akdeniz, Murat Kumbasar, Sebahattin Ulaş, Musa Dal, Oktay Özkan, İrfan Bilgin, Ahmet Muş ve Ali Velimahmutoğlu. Metin AK Mehmet ile tanışıklığımız İstanbul Kadıköy Anadolu Lisesine dayanıyordu.
Rizespor'da unutamadığınız bir hatıranızı anlatır mısınız?
Bir Elazığ deplasmanımız var hiç unutmam. Kafile başkanlığımızı İsmail Ömeroğlu yapmaktaydı. Neşe içinde yolculuk ederken Gümüşhane'yi geçince olanlar oluyor. Otobüsümüz bir ineğe çarpıyor, kafile karakolluk oluyordu. Dolayısıyla planlanandan bir gün geç varılacaktı Elazığ'a. Sinirler gergin maça çıkılıyordu. Maçta kavga çıkıyor, Rizespor hükmen yenik sayılırken, Türkiye Liglerinde ilk kez iki puanı silinen takım oluyor. Üstelik o maçtan dolayı, 9 arkadaşımız boykot alıyordu.
Rizespor ilk sezonunda şampiyonluğu Elâzığ’da bıraktı diyebilir miyiz?
Evet öyle oldu. Elazığ spor deplasmanında çıkan bu tatsız olaylar Rizespor'a fatura edilip iki puanımızda silindi. İki puana el koyma ilk bakışta önemsiz gözükse de işin aslı öyle değil. Çünkü silinen bu bir çift puan yüzünden 2. Lige yükselme hakkını elimizden kaçırıyorduk. İki puanı masa başında buharlaşan Rize'nin yerine grubun üçüncüsü Tarsus İdman yurdu son anda 2. lige yükselen takım oldu. Üstelik, Elazığ karşılaşmasının 3-0 hükmen yenilgi ile tescili ve iki puanın silinmesi, Türk futbolunda ilk kez Rizespor için uygulanıyordu.
Rizeli eski dostlarınızla görüşüyor musunuz?
Yıllar sonra geçtiğimiz ramazan bayramında derginizin düzenlediği eski Rizesporlu futbolcuların katıldığı iftar yemeğinde Rize spor camiası ile bir araya geldik. Tuncay Mataracı, ben Rizespor’da oynarken yöneticilik yapıyordu. Onunla, Dündar Akdeniz'le Mustafa Zeki Rakıcıoğlu'yla Rizeporlu dostlarla geçmişi yad ettik. Bu organizasyonda emeği gecen arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Son olarak Rize denince aklınıza ne geliyor?
Ben Rize'de Turist Otelde kalıyordum. O zamanlar deniz otelin ta altına kadar geliyordu. Şimdi dolgu yapılmış. Değişmiş Rize. Tek değişmeyen Rizelilerin misafirperverliği ve güler yüzlülüğü. Bütün Rizelileri hasretle selamlıyorum.
KAYNAK: ‘’Bütün Yönleriyle Rize Spor Tarihi’’ Fatih Sultan Kar.