Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Cevat Öztürk

Rize'de keşfettiği genç yetenekleri Türk futbolunda yıldızlaştıran bir futbol sevdalısı. Cevat Öztürk adı, Rizespor tarihinde özel bir yere sahiptir. Takım ne zaman teknik direktörsüz kalsa bir nefer gibi imdada yetişirdi. Türk futboluna pek çok yıldız kazandıran, aynı zamanda Rize'de sporun gelişmesine büyük katkıları olan Cevat Öztürk'le hatıralarını ve Rizespor'u konuştuk.

  • 0
  • 0
  • 527
Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Cevat Öztürk

Söze başlarken biraz ailenizden ve çocukluğunuzdan bahsedelim, ne dersiniz?
Babam Hadi, annem Hatice'dir. Rize'nin en eski ve köklü esnaflarından birinin oğluyum. Babamın Rize'de bakkaliyesi vardı.1939 yılında mayısın birinde doğdum. Kökenimiz olarak Rize merkez Kavaklı mahallesidir. Çocukluğumun bir bölümü babamın işi dolayısıyla Borçka'da geçti. Fırsat buldukça Rize'ye gidip gelerek tabii.

Futbolla nasıl başladınız? 
Her çocuk gibi mahallede top oynayarak başladım Bizim zamanımızda top oynayacak alan boldu. Düşünün mesela Tevfik İleri sahası (Buhti'nin duzi), eski sanat okulunun sahası, Kurtuluş okulunun bulunduğu yerde futbol sahası vardı. Nüfus yoktu, araba yoktu. Yollarda bile top oynardık. 1954 yılında mahalleden arkadaşlar top oynarken Güneşspor'dan Burak Kumbasar bizi gördü. Gel dedi, sana Güneşspor'dan lisans çıkartalım. Biz de gittik işte. Lisansı çıkarttılar.

Güneşspor'da sizi kim çalıştırıyordu?
Biz ortaokulda okuyorduk. O yıllarda ortaokulu bitirmeyenlere top lisansı çıkmazdı. Bu yüzden önce ortaokulu bitirmek gerekiyordu. Bense top peşinde koşmaktan ortaokulu daha bitirmiş değildim. Güneşspor'da top oynayayım diye okulu bıraktım. O zamanlarda bizi rahmetli avukat Murat Kumbasar'ın, kendisi gibi avukat olan ağabeyi Osman Kumbasar çalıştırırdı.

Maçlar nasıl geçerdi?
Fener Gençlik ile Güneşspor arasında müthiş rekabet vardı. Bir nevi Galatarasay -Fenerbahçe gibi. Maçlara üç ay kala iddiaya girerdik, kim yenecek diye. Fener de güçlüydü biz de güçlüydük. 

Güneşspor'un tartışılmaz bir üstünlüğü vardı
Zaman gelir biz kazanır, zaman gelir onlar kazanırdı. Fakat çoğunlukla Güneşspor şampiyon olmuştur. Fener Gençlik'te Recep Kulak hoca, Sedat Hüseyinoğlu gibi iyi topçular vardı. Fakat bizde de iyi topçular vardı. Bizde Şenol vardı, Tuncay Mataracı vardı. Güngör Ketenci vardı, ben vardım, Recep Ayvaz vardı. 

Çayspor'da da oynadınız?
1963-64 sezonunda temmuz ayında Çayspor'a transfer oldum. Askerden yeni gelmiştim. Güneşspor, kaleci olarak daha sonra Fenerbehçe'de devleşerek 'Manchester fatihi' olarak anılacak Yavuz Şimşek'i almıştı. Onunla karşılıklı oynadık. Güneşspor'dan sonra Balıkesir'de asker iken Kara Gücü'nde oynadım. O zamanlar profesyonellik yoktu. Mahalli profesyonellik vardı. İstanbul, Ankara ve İzmir'de. Bize o zamanlar çok teklifler geldi İzmir'den, fakat fazla da para vermiyorlardı. Biz yine de memleketimize dönmeye karar verdik. Güneşspor'a geldim. O sezon oynadıktan sonra 1963-64 sezonunda Çayspor'a transfer oldum. O sene Çayspor şampiyon oldu, iyi bir kadromuz vardı.

Çayspor, devlet iktisadi teşekkülü takımı olmanın avantajlarını kullanırdı 
Çayspor bir devlet iktisadi teşekkülüdür. Bu nedenle müdürler gider, yerine başkaları gelir, hevesli olanın zamanında iyi transferler olur iyi de oyun çıkardı. Bizde Sami vardı, Süreyya vardı, Sedat Hüseyinoğlu vardı bunlar hepsi gitti mesela. Takım zayıf duruma düştü, para da yoktu o zaman. 1965-66'larda Çayspor antrenörsüz kaldı, ben başladım çalıştırmaya. Ondan sonra öyle devam ettik. Hem futbol oynadım, hem antrenörlük yaptım. Bu 1972'ye kadar sürdü. 

Rizespor maceranız bundan sonra mı başlıyor?
Rizespor'un üçüncü ligde ikinci senesi olacaktı. O sene puanımız silindi, şampiyonluğumuz sayılmadı. Ertesi sene şampiyon olduk. 1973-74 sezonunda Abdullah Baliç vardı, Faruk Özak... Onlar sonradan geldiler. Abdullah Baliç'i yola koyduktan sonra 'Cevat gel takımı çalıştır' dediler. Biz de gittik, işte ne biliyorsak onu ortaya koyduk. O yıl takımda Hüseyin, Mehmet Cemil, Cengiz gibi çok başarılı isimler vardı. 

Cevat Öztürk'ün görev yaptığı dönemde bir yanda komutan disiplini bir yanda büyük bir sevgi vardı. Bu otoriteyi nasıl sağladınız?
Her antrenör gidişinde 'Cevat gel takımın başına' derlerdi. Disiplinin olmadığı yerde ne huzur olur ne başarı. Bu disiplini sevgiyle beraber kardeşlik büyüklük yaparak sağlayacaksın. Antrenörlüğe başladığım yıllarda Rizespor'da bir alt yapı oluşturdum. Her antrenör gidişinde, 'Cevat gel takımın başına' derlerdi. Ben de memleketime hizmetten geri kalamazdım. Benim için şanslı derlerdi. Tabii şans olur, lazımdır ama bir yere kadar. Ne olurdu mesala Rizespor, Istanbul'a bir maça gider, (o zaman 3. ligdeyiz) mağlup olur gelir. Ben geldiğim zaman takımı motive etmek için futbolcunun yanına oturur anlatırdım: 'Hüseyin bak, bir evvelki maçta takım mağlup oldu. Istanbul'da bu kadar seyircimiz var. Bu seyirciyi hüsrana uğrattınız. Bu kadar prim var, siz bununla geçiniyorsunuz. Oradaki seyirciyi de memnun etmemiz lazım. Sen aynı odayı paylaştığın futbolcu arkadaşını devamlı işleyeceksin, bu maçı alacağız diye.' derdim. Her futbolcu ile tek tek konuşurdum. Futbolcular odalarına çekildikleri zaman devamlı birbirini işlerdi. Bu maçı alalım, bakın bu maçın da primi bu kadardır diye. Çıkardık sahaya, maçı da alırdık. Tabii bir yerde futbolcuyu böyle hazırlayacaksın. 

Bu dönemlere ait çok hatıranız vardır kuşkusuz, birkaçından söz eder misiniz?
İkinci ligdeyiz. Ankaragücü ile maçımız var. Ankara'da çıkan yerel gazetelere bakıyorum. Rizespor'u keklik olarak adlandırıyorlar. Keklik geldi, keklik gibi avlayacağız diyorlar. Ben bu gazeteleri yığdım. Maç günü gittim soyunma odasına. Açtım, arkadaşlar dedim, bakın gazeteler ne yazıyor? Rizespor'u keklik olarak adlandırıyorlar. Rize'de keklik olmaz Ankara ovasında olur, biz kekliği avlayıp Rize'ye döneceğiz. Haydi bakalım göreyim sizi diyerek çocukları adam akıllı ateşledim. İlk golü biz attık, ondan sonra berabere kaldık. Bindik otobüse otele gidiyoruz. Teknik rirektörümüz Sebahattin Erman askerki, 'Bomba Sebahattin' derlerdi. Askeriyenin kara kuvvetleri takımında oynardı. 'Ya Cevat hoca, bu nasıl takımdır?' dedi. Bu takım hep aynıdır, değişmez dedim. Hakikaten kendisinin bıraktığı takımdı. Profesyonel futbolcuya fazla teknik taktik veremezsin zaten. Maksat onu psikolojik yönden maça hazırlamak, heyecan vermektir. Yoksa genç çocuğa tabii nasıl topa vurulur, pas nasıl verilir bu öğretilir. 

Rizespor'da ne kadar süre görev yaptınız?
Hasan ve Muharrem Vezir kardeşleri, Mehmet Haciömeroğlu'nu, Ergun Kolçak'ı, Mustafa Mataracı'yı ve daha bir çok ismi Rizespor'a kazandırdık. Rizespor'un alt yapısına devamlı seçmelere giderdik. Çayspor'dan ayrıldığım dönemde Rizespor'da alt yapı diye bir şey yoktu. Belki futbolcular gençti ama bir yerde dejenere olmuşlardı. Gözümüze gelen sporcuyu aldık. Çayspor'dan da futbolcu aldım. Hasan Vezir, onun kardeşi Muharrem, Mehmet, Ergun Kolçak, çoklarını aldım. İlk seçmeyi yaptığımız zaman biz çalışmaya başladık. O sene amatör takımı kurduk. Rizespor'un amatör takımı yoktu. Çocuklar hep ufak genç çocuklar. Mesela Mustafa Mataracı vardı.
 

Kaleci Sinan'ı ilginç bir şekilde keşfetmişsiniz. Nasıl oldu bu? Yaşasın! Buldum aradığım kaleciyi.
Çok kaleci aradım. Bir türlü de bulamıyorum. Son bir şans diyerek kaleci adaylarını çalıştırırken ne kadar kişiyi denediysek de bir sonuç alamadık. Tam ümidi kesmek üzereyken baktım kalenin arkasında 15-16 yaşlarında bir çocuk duruyor. Dedim, sen kalecilik yapar mısın? Yaparım dedi. Geç bakalım kaleye dedim. Bir iki şut çektim. Farklı biri olduğunu anladım. Yaşasın! Buldum aradığım kaleciyi diye bağırdım. O çocuk Sinan Yenigün'dü. Hemen ona lisans çıkarttım. Sonra Rizespor'a ve Türk futboluna büyük faydaları oldu. Hasan Veziri Rizespor'un genç takımına aldım. Onu ilk gördüğümde, geleceğin milli futbolcusu olacak dedim. Hakikaten büyük başarılara imza attı. O dönemlerde işte yirmiye yakın futbolcu profesyonel oldu. Rizespor 1. ligden, 2. lige düştüğü sene yönetim yine toplandı. Bana 'Rizespor'u amatörden oluştursak küme düşer miyiz? Diye sordular. En kötü ihtimalde altıncı ya da sekizinci oluruz, amaiyi organize olursak şampiyon da oluruz dedim. Takımı Cesarettin Alptekin çalıştırdı. Bütün futbolcular Rizeli idi. Bir de Trabzon'dan Turgut ve Erol'u kattılar. Her ikiside bizim kültürümüze uyuyor, bizim anlayışımızı taşıyordu zaten. Ha Trabzon, ha Rize çocuğu. Fark etmez. Rahmetli Mustafa Kosif de kaptanlık yaptı. Başkanı da Fehmi Ekşi idi. O sene şampiyon olduk. Mehmet sağ açık oynuyordu, Süleyman Kalafat, İsmail Barış vardı, Harun vardı solbekte, Mehmet Ali Karaca, Hasan, Hüsnü, Ergün Kolçak vardı. Kalede de Sinan. Hepsi bizim çocuklar, benim yetiştirdiğim değerlerdi.

O kadroda siz aktif görevde değilsiniz, fikrinizi mi alıyorlar?
Ben gene alt yapıya bakıyordum. En son 80 ihtilalinden sonra Rizespor küme düştü. O zaman da Yılmaz Telatar Başkan olmuştu. Beni yönetime aldılar, fakat Rizespor da el değiştirdi. Biz de Çayspor'a geçtik. İlk sene yöneticilik yaptım. Çayspor ikinci oldu. Çaykurspor'un umumi kaptanlığına getirildim. O sene İsmail Karali bizi çalıştırdı. İkinci sene (1982) Çaykur'dan emekli oldum. 1982-83 sezonunda ben çalıştırdım ve o sezon namağlup şampiyon olduk. Şampiyonluktan sonra ben bir dükkan açtım. Dondurma işine başladım. Futbolla ilgimi kesmiştim, ama tekrar alt yapıya baktım.Turgut Yılmaz'ın zamanında yönetimde görev yaptım. 

Genel bir değerlendirme yaparak Rizespor'un bugünkü heyecanı, yarını ne olur? 
Heyecan olmayan yerde başarı olmaz. Hırs da olacak. Antrenör dediğin bir kere hırslı olmalı. Sende hırs olmazsa sporcuyu aşlayamazsın. Bir yandan da sen ne kadar hırslı olursan ol eğer futbolcuda maçı alma hırsı, arzusu yoksa maça yenik çıktın demektir. Koşacaksın, riske gireceksin ki başarı olacak. Yoksa ne kadar büyük topçu olsan koşmadıktan sonra neye yarar. Başta hirs gelir ama bu profesyonel ekiplere karşı. Bir de genç takımlara karşı biraz hırsa sokarsan, fazlası onları boğar. Futbolda o günden bugüne çok şey değişti. Benim Rizespor altyapısını aldığım zaman şeref tribününün altında soyunma odası değil kireçlik vardı, orada soyunurduk. Banyo bile edemezdik. Şimdi imkanlar arttı, yok yoktur. Şimdi Rizespor alt yapısında 4-5 tane antrenör vardır. Bugün Hasan'dan, Hakan'dan sonra yıldız gelmiyorsa sadece antrenörlerde kabahat bulmayalım. Gençlerde de artık eski heves yok. Ben yine de diyorum ki Rize'den topçu çıkar. Şu an aramızda olmayan güzel insan Cevat Öztürk, mekanın cennet olsun, nur içinde yat.

KAYNAK: ‘’Bütün Yönleriyle Rize Spor Tarihi’’ Fatih Sultan Kar.

Yorum Yap

Benzer İçerikler

Çaykur Rizespor'un Başkanları

Geçmişten günümüze Çaykur Rizespor Kulübü Başkanları

  • 1
  • 0
  • 1090

''Yiğit, Namı ile Anılır''

Rize'de kişinin; bireysel meziyetlerinden, başarılarından, ustalıklarından, uyanıklıklarından, fedakârlıklarından dolayı lakapla anılması gelenekseldir.

  • 2
  • 0
  • 1083

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Yaşar Elmas

Rizespor'dan bir "Elmas" geçti Yaşar Elmas.

  • 1
  • 0
  • 1154

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Yakup Kazdal

Rize'de yetişip ülkemiz genelinde büyük başarılara imza atan bir yıldız Yakup Kazdal. Rize Lisesi'nden Fenerbahçe'ye uzanan bir başarının öyküsü.

  • 0
  • 0
  • 1614

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Tuncay Mataracı

Onlar evden getirdikleri kazaklarıyla, atletleriyle, delikli yırttık ayakkabılarıyla, yamalı ve bir o kadarda sert toplarla, toprak sahalarda futbol oynamaya çalışan çamurdan birer çocuktular. Çamurdan çocuklar dedik çünkü futbol oynamaya çalıştıkları saha toprak olunca, haliyle üst baş çamur oluyor, çamurdan da tanınmıyordu.

  • 0
  • 0
  • 878

Rizespor'un Unutulmaz Başkanı Köksal Mataracı

''Rizespor gibi güzide bir kulübün 4. başkanı olma gururunu hep taşıyacağım.'' Bahattin Coşkun, Reşat Uçak ve Mustafa Zeki Rakıcıoğlu'dan sonra Rizespor Başkanlığı görevini yürüten Köksal Mataracı ile yaşamı ve Rizespor üzerine söyleştik. Gazateci arkadaşım Ömer Şan'la birlikte Rize'deki çalışma ofisinde görüştüğümüz Mataracı bize, Rizespor'un geçmişine dair önemli anekdotlar aktardı.

  • 0
  • 0
  • 846

Rizespor'un Unutulmaz Başkanı Hasan Kemal Yardımcı

Rizespor Eski Başkanı, İstanbul Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hasan Kemal Yardımcı. ‘’Bizim dönemimiz daha farklıydı. O günler biraz daha mütevazı, biraz daha amatördü. Zorlukları el ele vererek ve memleket sevgisiyle aştık.’’

  • 0
  • 0
  • 991

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Hasan Fehmi Durmuş

Rizespor defansının demir adamı Hasan Fehmi Durmuş. Hasan Fehmi Durmuş, 30 Aralık 1955 tarihinde Rize Merkez Müftü Mahallesinde doğdu. 1984 yılında dünya evine girdi. Rize sporda o yıl şampiyon oldu. Takım kaptanı olarak evlilik ve şampiyonluk sevinci ile çifte mutluluk yaşadı.

  • 0
  • 0
  • 1348

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Puşkas Ergün Öztuna

Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran Ergün Öztuna: Ben Rize'de Turist Otelde kalıyordum. O zamanlar deniz otelin ta altına kadar geliyordu. Şimdi dolgu yapılmış. Değişmiş Rize. Tek değişmeyen Rizelilerin misafirperverliği ve güler yüzlülüğü.

  • 0
  • 0
  • 864

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Lokman Koçan

Rize ilinin yetiştirdiği örnek bir sporcu spor eğitimcisidir Lokman Koçan. Lokman Koçan'ın kimliği futbolun yanı sıra masa tenisindeki yeri ilimiz sporu için çok önemli bir örnektir. Koçan 14 yaşında Rizespor amatörde futbola başladı. Malatyaspor (profesyonel), Ercincanspor, Rizespor, Çayspor, Denizli Karagücü, Kalespor, Esnafspor, Y.S.E'de 15 yıl futbol oynadı. Ordu Milli takımına çağrıldı. Lokman Koçan futbolun dışında asıl başarısını Masa tenisi sporunda ortaya koymuştur.

  • 0
  • 0
  • 795

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Muharrem Vezir

Önce sokakların sonra sahaların veziri oldu Muharrem Vezir.

  • 0
  • 0
  • 1469

Rizespor'un Unutulmaz Başkanı Nuri Akbulut

Nuri Akbulut Başkan Rizespor Şampiyon! Nuri Akbulut ismi Rizespor için farklı bir önem taşımaktadır. 1968 yılında kurulan Rizespor Futbol Kulübü kuruluşundan on bir yıl sonra Nuri Akbulut başkanlığında birinci ligle tanışmış, birinci ligdeki ilk sezonu beşinci olarak tamamlamış ve Türk futboluna damgasını vurmuş futbolcular onun döneminde Rizespor formasını giymişlerdir.

  • 0
  • 0
  • 824

Rizespor'un Unutulmaz Futbolcusu Osman Nuri Şahin

Mütevazı bir yıldız Osman Nuri Şahin.

  • 0
  • 0
  • 1030

Rizespor'un unutulmaz futbolcusu Mustafa Zeki Rakıcıoğlu

Bahattin Çoşkun ve Reşat Uçak'tan sonra Rizespor Kulübü Başkanlığına seçilen Mustafa Zeki Rakıcıoğlu. Yönetiminiz adeta başkanlar konseyiydi. Bahattin Çoşkun ve Reşat Uçak'tan sonra yirmi üç yaşında Rizespor Kulübü Başkanlığına seçilen Mustafa Zeki Rakıcıoğlu ile İzmit 'teki yazıhanesinde başkanlık yaptığı yılları konuştuk.

  • 0
  • 0
  • 810

Rizespor'un unutulmayan Futbolcusu Mustafa Yılmaz

Rize Atatürk Stadı'nda Rize TV adına maçları izleyen Alaattin Onay'ın bir karşılaşmadaki heyecanını ve yorumunu hiç unutamam: Mustafa Yılmaz, Mustafa Yılmaz, böyle gol olmaz.

  • 0
  • 0
  • 724