Hayat olağan akışında giderken hesap edemediğimiz, ön göremediğimiz aksilikler bir anda üzerimize çullanabilir.
İnsanız ya!
Hazırlıklı olmak lazım.
Ağustos ayı beklemediğim bir şekilde sönük geçti. Sadece üç köşe yazısı yazabilmişim.
Bu duruma üzülürken Eylül ayının bu kadar zor geçeceğini asla hayal edemezdim.
Her insan, aile bazen altüst oluşlar yaşar. Olaylar ardı sıra gelir.
Yağışlı bir Eylül gününde önce düşerek kaburga kemiklerimden 3 kırıldı. Acillere düştüm.
Aynı günün akşamı hanım ağır bir iltihapla hastaneye yattı.
Ertesi gün oğlum, ardından gelinim arabasıyla kaza yaptı. Düşünmeye bile fırsatımız olmadı.
Adeta tepetaklak olduk. Şükürler olsun ki can kaybımız yok.
Çektiğim ağrılar 23 gündür devam ediyor. Bugün klavyemin başına oturup bir şeyler karalamaya başlayabildim.
Sadaka vermek, aksilikleri def etmek için baş vurduğumuz manevi bir çabadır. Onu yaptık.
Yoksul insanları sevindirmek her zaman aklımızda olmalı.
Düştükten sonra değil, zamanında manevi tedbirleri almak gerekiyor.
23 gün rutinlerimi devam ettirdiğim çevremden uzak kaldım. Arayan soran dostlarıma çok teşekkür ediyorum.
İnsanın var olması ne kadar sıradan bir olaysa, yok olup gitmesi de o kadar sıradan basit bir olaydır. Dünyaları tutma hevesi bir anlık nefes kadar bir zamandır.
Bu gün varsınız, bir nefes sonrası yok.
Neler çektiğinizi kimseye anlatamazsınız.
Dikkatsiz bir mekanın tedbirsiz bir paspası az kalsın hayatıma mal oluyordu.
İşyeri sahibini uyardım. “Ben düştüm başkası aynı şeyi yaşamasın” dedim. Alık alık yüzüme bakı işyeri sahibi! “Görevimi yapar, şikayet ederim.
Kaldırın o paspası” dedim. Ancak bugün olumsuz durum yaratan bahse konu paspas kaldırılmış.
Zor bir milletiz.
Eğitim baş sorunumuz. Kayıplar yaşamadan tedbirlerimizi alsak çok daha güzel olacak yaşantımız.
Daha fazla sözü uzatmadan herkese güzellikler diliyorum.
Bakı selam ve dua ile…