İlimiz Sayın Cumhurbaşkanımız gibi hem Türkiye’de hem de dünyada etkin bir liderin şehri olduğu için, bazen ayaklarımız dolanıyor diye düşünüyorum!
Bence Rize’mizdeki yetkililerimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız yokmuş gibi davranmalı, ellerinden geleni yapmalı, işi belli bir yere kadar götürüp, gerekirse üst makam haberdar edilmelidir.
Herhangi bir yatırım için, alt yapısını gerekçeli yaptıktan sonra “Cumhurbaşkanımız ne der” düşüncesi, işi zora sokar! Çünkü bakan veya milletvekili değil ki her an ulaşıp onay alalım kendilerinden!
Her neyse, bu konuyu geçelim! Esas söylemek istediğim şey, Rize’mizin eksiklerini yukarı taşırken, zorlaştırmak değil de kolaylaştırarak iletmek yolu tercih edilmeli. Yani, tabii ki ilimizin bazı zorlukları vardır! İstimlak ve mülk değerleri yüksek olabilir, vatandaşlarımızdan kaynaklanan zorluklar olabilir! Bunlar var diye ezilip büzülecek miyiz? Her ilin kendine has bazı özellikleri olur. Bu durum normal bir şey değil mi?
Bizim yetki pozisyonundaki insanlarımız, maalesef bunu bir “handikap” olarak görüyor gibi geliyor bana! Bu tutum bence yanlıştır! Tam aksine işimizi aşırmamız için, zor noktalarımızı bile kolay göstermemiz gerekir. Buna öncelikle kendimizi inandırmalıyız! Yoksa dilimiz tutulur, elimiz ayağımız dolanır.
Buna bağlı olarak yetkililerimiz, halkımızı suçlarcasına “işte Rize’de iş yapmak zordur, insanımız iş yapmamızı engelliyor” gibi bahaneleri ileri sürerek geri çekilebiliyorlar. Adeta kendi kendilerini bağlıyorlar.
Tabii ki zor noktalar dediğimiz gibi olur. Önemli olan, Allah rızasından başka bir kaygı gütmeden, işin üzerine gitmektir! Göreceksiniz ki, sana karşı çıkan o vatandaş, iş bittikten sonra “Senden Allah razı olsun, iyi ki bizi bu işe zorladın” deyip sana teşekkür edecektir!
Ama hepsimi edecek? Tabi ki hayır! Et kemiksiz olmuyor maalesef!
Son olarak şunu söyleyip bitirmek istiyorum. Yetki pozisyonundaki insanlarımız, Rize’mizdeki yatırımları normal değerinde göstermedikleri gibi, abartarak söylüyorlar! Ne gerek var buna!
Tabii ki siyasetçi oy kaygısı gütmeli, fakat bazı şeyler o kaygıya feda edilmemelidir! Özellikle bunu televizyonlardan ve basına karşı yaparsak, Ankara’daki bürokrat ve siyasetçilerinde gözüne batar ve ilimize karşı hizmet getirmeme konusunda bir gerekçe olarak kullanabilirler! Nitekim böylede oluyor!
Son bir şey daha, Ankara’dan her hangi bir siyasi ya da devlet görevlisi ilimize gelince, eksiklerimizi örtmek yerine, bilakis onları ilgiliye göstermeliyiz. Nedenini söylememe bile gerek yok sanırım!
Tabii ki bu benim indî görüşlerim! İster kabul ister reddedin! Fakat rica ediyorum ki gerekçeli olsun! Saygılarımla…
