Yıllardır, yüzyıllardır İslam dünyasında mezhepler hep var olagelmiştir!
Yakın zamana kadar mezhep farklılıkları zenginlik olarak algılanmıştır!
Her hangi bir konuda farklı düşünmek ve farklı yorumlar yapmak, insanlığın yapısında vardır!
Farklı elbise giydiğimiz ve farklı renkleri sevdiğimiz gibi…
Farklı düşünce ve yorumlar için “hangisi doğrudur” diye de bir soru sorulmaz! “Hangi renk doğrudur” veya “hangi elbise doğrudur” diye bir soru soramadığımız gibi…
Çünkü herkesin kendine öre düşüncesi ve isteği farklıdır.
Burada birleştiğimiz ortak doğru nokta “elbise giymek” tir. Çünkü insan, elbise giyer! Ortak olan budur! Onun dışında kıyafette ortak nokta yok gibi…
Ayrıca bunun gibi, mezheplerde de ortak noktamız Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’tir! Bu iki ortak noktada buluştuktan sonra detaylardaki farklılık zenginliktir ve olmalıdır!
Şayet, bu yorum farklılıkları olmaz ise dinimiz “dogmatik” ve tabiri caiz ise “kuralcı” bir din olmuş olurdu!
Allah, insana verdiği aklı ve düşünceyi kullanmasını istemektedir. İnsanın bu kabiliyetlerini kullanması için bir saha lazımdı. Allah insanın önüne o sahayı açmıştır.
Bu sebepler için Kur’an-ı Kerim, bütün asırlara ve bütün insanlara hitap eden bir kitaptır. Her şeyi açık açık söylemiş olsaydı, bu kadar geniş zamanları kapsayamazdı!
Bu kadar mezhep dersi (!) verdikten sonra zamanımıza gelirsek, hep yapılmak istenen şey, mezhep farklılığının ve ırk farklılığının kaşınarak kavga sebebi yapılmasıdır!
Çokça duymaya başladığımız “Sünni Guruplar”, “Şii Milisler”, “Türkmen Milisler”, “Şii ve Sünnilerin yoğunlukta yaşadığı bölgeler” hatta hatta “Kürt Milisler” gibi tabirler, hep bu oyunun bir parçasıdır.
Bu tabirleri kullana kullana ister istemez olumsuz bir algı oluşuyor zihnimizde! Bizler bu oyunlara ve mezhep ayrımcılığı zehrini akıtmak isteyenlere karşı uyanık bulunmalıyız! Bazı medya kuruluşlarının ve bazı devletlerin bu menhus planlarını bozmalıyız!
Bunu başarmamız için de çok okuyup araştırmalıyız! Tabii ki biz elimizden geleni yapıp, gerisini, her şeye gücü yeten Allah’a bırakmalıyız!
Şunu da söyleyelim ki, iyi niyetli olup da bilgisizlikten bu ayrımcılık oyununa gelenler olduğu gibi art niyetli olup, işi karıştırmak için Müslümanların içine girenlerde çoktur!
Bedir Savaşı başlamak üzere iken Müslümanlardan 300 kişilik münafık bir gurubun savaşa katılmadığını hepimiz biliyoruz! Bugün buna benzerler yok mu? Dik alası var!
Onun için çok dikkatli olmalıyız! İşte “Ölende Öldürende Müslüman” deyip de işin kolayına kaçmamalıyız!
Yanlış yapan kim olursa olsun suçlanmalıdır! Biz Müslümanlara bakıp dinimizi değerlendiremeyiz! Her şeyi kaynağından öğrenmeliyiz!
Allah herkese, her konuda basiret ve zihin açıklığı versin!
Yorum Yap
İki Önemli Konuda Çözüme Doğru...
05.07.2022 - 17:33Zikredeceğim iki konu, Rize için çok kritik öneme haiz. Çünkü iki dev yatırımın adeta can damarlarıdır.
- 0
- 0
- 1275