Sevgili Rizesporlular,
Bugün, kulübümüzle ilgili bazı gerçekleri dostça ama açık bir dille konuşmak istiyorum.
Tarık Çetin... Sürekli yedek kaldı, artık kafasında Rizespor’un bir parçası olma düşüncesi yoktu. Yollar ayrıldı! Doğru karar.
Akintola... 1.950 Euro alan bir oyuncunun bu kadar az katkı vermesi kabul edilemez. Yolların ayrılması doğru bir adımdı.
Rachid Ghezzal... Büyük kariyer, ama sürekli sakat. Saygımız sonsuz ama güvenmek zor. Bu da doğru bir karardı.
Abdülkadir Ömür... Fizik olarak bitik, teknik ekiple uyumsuz. Daha fazla zorlamanın anlamı yok.
Ivo Grbic... Kalecilik güven işidir. Maalesef biz o güveni bir türlü ondan alamadık.
Berkay Özcan... Çok yetenekli, ama İlhan hocanın sistemine uymadı. Bu karar biraz daha düşünülebilirdi. Bu tarz oyuncular kolay bulunmuyor.
Ayberk Karapo... Alındığında da söyledik, Süper Lig seviyesi için yetersizdi. Ağır, havadan etkisiz bir stoper. Israrla söyledik, sonunda anlaşıldı.
Ama dostlarım, mesele sadece bu isimler değil.
Asıl sorun şu:
Biz daha en başında söyledik. Ayberk gibi birçok genç oyuncunun Rizespor’a katkı veremeyeceğini, yeterli olmadıklarını defalarca ifade ettik. Dinlenmedi. Ne oldu? Zaman, para ve umut kaybı.
Buradan tekrar sesleniyorum: Rizespor transfer yaparken çok daha dikkatli olmak zorunda. Profesyonel bir futbol aklı şart. Bu işi bilen, bu kulübün ruhunu taşıyan bir ekip kurulmalı. Menajer önerileriyle yol alınmaz. Bu sistemi yıllardır savunuyorum, bugün bir kez daha altını çiziyorum.
Bakın, kulübün geliri 400 milyon.
Gideri? Tam 1.5 milyar!
Bu açık nasıl kapanıyor, hepimiz biliyoruz. Ama ya bir gün o kaynaklar tükenirse?
O zaman kimse “bilmiyorduk” demesin.
Bugün yapılması gereken belli: İsabetli transfer kararlarının devam etmesi ve artık kulübün içinden, bu şehri tanıyan, Rizespor’un hakkını savunacak profesyonel bir yapı kurulması.
Ben Osman Öksüz olarak, yine uyarıyorum. Çünkü Rizespor, lafta değil, kalpte yaşayan bir sevdaysa... Gereğini yapmak zorundayız.
Osman ÖKSÜZ



















