Çin'de zengin bir iş adamı öldüğünde bankadaki 1.9 milyar lira karısına kaldı. Karısı da adamın şöförüyle evlendi. Şöför şöyle söyledi: "Ben hep patronum için çalıştığımı sanırdım... Şimdi anlıyorum ki meğer o benim için çalışıyormuş!.."
Anlıyoruz ki zenginlik mal çokluğunda değil,gönül tokluğundaymış. Bizler paramıza,malımıza hükmedip yön verebiliyorsak sorun değil ama onlar bize yön verip hükmediyorsa orada bir sıkıntı olduğunu söyleyebiliriz.
Aslında sarıldığımızda huzuru hissettiğimiz bir ailemiz ve güvenebileceğimiz 3-5 gerçek arkadaşımız varsa parayla kazanılmayacak büyük bir servete sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.
Etrafımıza baktığımızda ne yazık ki bir çok insanın hayatının tamamı iş yerinde geçtiğini görebiliyoruz .Nereye kadar…Bir dostumuz kendimi bildim bileli sabah yedide iş yerini açıp ,akşam saatine kadar iş yerine kalıp dükkanını kapattığını söyledi.Kırk yılı aşkın bu işin böyle devam ettiğini anlattı. Kazancının iyi olduğunu ve çok para kazandığını dile getirdi. Sevgili Peygamberimiz, ‘İnsanoğlunun iki dağ dolusu malı olsa, bir üçüncüsünü de ister.İnsanoğlunun karnını topraktan başka bir şey doyurmaz.’
Biz insanoğlu dünyada sayılı günler yaşayacağız. Zenginlik, kasa - kese ile başlayıp orada biten bir mesele olmadığını bilmeli ve ona göre yaşamalıyız.Etrafımızdaki insanları mutlu ve hoşnut etme ,onlarla güzel vakit geçirme,kalplere gönüllere dokunabilme temennimiz ve hayat felsefemiz bizler için zenginliğin gerçeğini oluşturmaktadır.
Sağlıcakla kalın……
Misafir
Kaleminize sağlık