Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola
Hüzn ü keder def' ola
Dilde hicâb ref' ola
Cümle günâh af ola
Bayrâm o bayrâm ola
Hep eski bayramlar hatırlanır ve “Nerede o eski bayramlar?” diye söyleniriz. Ancak son dönemlerde yaşadığımız olumsuzluklar(pandemi ve depremler) ile her şeyde olduğu gibi bayramların eski atmosferini arar duruyoruz.
Osmanlı döneminde bayram şenlikleri ve hazırlıkları 3 gün önceden başlanırmış. Bayramda saray ahalisine, devlet büyüklerine ve misafirlere özel yemekler hazırlanırmış. Bunlar kavun dolması, badem çorbası, badem helvası, yufka bohçasında beğendili kuzu incik hazırlanıp önemli kişilere ikram edilirmiş. Halk için ise etli pilavlar ve hoşaflar hazırlanırmış. Yine bayramın en gözde tatlısı baklava olurmuş.
Hala ülkemizin bir çok yerinde bayramlar bu şekilde özenle karşılanıyor. Ancak metropol şehirlerde durum pek de öyle değil… Hatta çocuklarımız bayram heyecanını ve önemini anlayamadan büyüyüp gidiyorlar. Artık bayramlar eş, dost ve aile büyükleri ile kutlanarak değil de bir tatil olarak görülüp tatil beldelerine akınlar ile geçiyor.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen ramazan ayının manevi atmosferini yaşayarak oruçlarımızı tuttuk,iftar ve sahurlrımızı yaptık,mukabeleri ve hatimlermizi okuduk, beş vakit ve teravih namazlarımızı eda etmeye çalıştık,zekat,fitre ve fidyelerimizi imkanlarımız ölçüsünde ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaya çalıştık
Ramazanda yaşadığımız bu manevi atmosferi diğer aylarda da yaşamamız en büyük kazançlarımız olacaktır.Ülkemizde ve dünyadaki zor şartlarda yaşayan insanları arayıp ihtiyaçlarıyla dertlenmek hem insani hem de dini görevimizdir.Mübarek Ramazan ayının başta ülkemize,milletimize ve tüm islam alemine huzur ve barış getirmesini rabbimden niyaz ediyorum
Misafir
Amin. Allah razı olsun. Harika bir yazı. Mübarek Ramazan bayramı başt yüce Türk milletine,müslümanlara ve insanlığa hayırlar getirir inşallah.