Muğla’da doğdu.
Muğla’nın Kuloğulları ailesinden Mehmet Ali Bey’in oğludur. 1897’de Muğla İdadisi’nden, 1900’de Selanik Ziraat Ameliyat Mektebinden, 1904’de de Halkalı Ziraat Mekteb-i Ali’sinden mezun olmuştur.
Öğretmenlikte Yaptı
1905 yılında Aydın İli Orman ve Maden Muamelat Katipliği ile Devlet Memurluğuna başlamıştır. Rodos’ta Akdeniz Adaları (o zamanki adıyla Cezayir-i Bahr-i Sefit) İli Orman Müfettiş Katipliğinde, Gediz ve Simav ilçeleri Orman Müfettiş Vekaletinde bulunduktan sonra, 1907 de aynı ilçelerde Orman Müfettişi olmuştur. İki yılı geçince, Akdeniz adaları İli Orman Müfettişliğine aktarılmıştır. 1909’den 1912’ye kadar Selanik Ziraat Mektebi’nde Kimya, Ziraat Sanatları ve Jeoloji öğretmenliği yapmıştır.
İktisat Bakanlığında ilk Tarım Genel Müdürü Oldu
1914’den 1920’ye kadar, Zihni Derin Bursa’da Sultani Mektebinde (Lise) ve Kız Öğretmen Okulunda Tabi İlimler okutmuş ve Bursa Milli Eğitim Müdür Vekilliği görevinde bulunmuştur. 1920’de Yunanlıların işgalinden hemen önce Bursa’dan ayrılıp, kara yolundan Ankara’ya gelmiş; Milli Mücadele Hükümetinin kurduğu İktisat Bakanlığında ilk Tarım Genel Müdürü olmuştur. 1924’e kadar bu görevde kalmıştır.
Zihni Derin Rize'yi İncelemeye Gönderildi
Ankara`da 1921 Nisan`ında bakanlıklar temsilciliklerinin katıldığı bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyona dönemin Ziraat Genel Müdürü olarak İktisat Bakanlığı adına temsilci olarak katıldı. Komisyonda Rize ve çevresinin huzurlu bir yaşama kavuşabilmesi için öncelikle insanların geçimini sağlayacak iş ve çalışma imkanına kavuşturulması gerekktiğini ileri sürdü. Komisyon bu görüşü kabul etti ve Zihni Derin`i bölgede inceleme yapması kararlaştırıldı.
Zihni Derin 1923 Yılında Rize'ye Geldi
Eski adı Garal Dağı olan hazineye ait bir bölgede 15 dekarlık arazi fidanlık işine tahsis edilir. Bölgede yaptığı incelemelerde bazı meraklıların Batum`dan dönüşlerinde getirdikleri ve diktikleri gayet iyi gelişmiş çay fidanlarıyla karşılaşır.
Batum'dan Örnekler Aldı
Rize'de ziraat fen memurluğu yapan İbrahim`i Batum`a göndererek bir miktar çay fidanı ve tohumu ile mandalina çeşitleri getirerek fidanlığa diker. Zihni Derin Batum`a düzenlenen geziye katılır. Batum ve çevresinde Ruslar tarafından kurulmuş olan çay bahçelerini, çay fabrikasını ve Astropikal Bitkiler Araştırma İstasyonu`nu inceleyerek gerekli bilgilerle Rize`ye döner. Beraberinde çay tohumu, ve fidanları, narenciye ve bazı meyve çeşitleri, bambu rizomları ve bir Rus bahçıvanı ile Rize`ye gelir. Böylece fidanlık kurulmuştur. Zihni derin bu Rus bahçıvana fidanlığı emanet eder. Ankara`daki görevine döner. Batum`a sipariş edilen 500 bin tohum fidan haline getirilir ardından halka dağıtılır. Ancak gerek halkın gerek devletin konuya yeteri eğilmemesinden teşebbüs başarısızlıkla sonuçlanır.
İlk Çay Kanununu O Hazırladı
Zihni Derin, konuya hal çaresi bulmak için bir kanun teklifi hazırlar, bakanlık kanalıyla Meclis'e sunar. Bu tasarı, o dönemin Rize Mebuslarının desteğiyle 6 Şubat 1924 tarih ve 407 sayıyla kanunlaşır ve "Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında; Fındık, Portakal, Limon, Mandalina, Çay Yetiştirilmesi Hakkındaki Kanun" adıyla yürürlüğe girer.
Zihni Derin, sonraki 10 yıl boyunca tekrar öğretmenlik mesleğine döner. 1927`den 1929`a kadar İstanbul Erkek Öğretmen Okulunda, Nişantaşı Kız Ortaokulunda, Vefa Ortaokulunda, İstanbul Erkek Lisesinde Kimya ve Tabi İlimler Öğretmenliği yapmış, bu arada Halkalı ziraat Mektebinde ders vermiştir. Öğretmen arkadaşlarının anılarına göre; her kır gezisinden cepler dolusu bitki örnekleriyle döner ve laboratuarda incelemeler yapar. Pancardan şeker çıkarır, çeşitli yağlardan da sabun yapardı.
1938'de Yeniden Rize
1930`da Ankara Orta Öğretmen Okulunda Tabi İlimler Öğretmenliğine atanmış, bir yandanda aynı okulda Müdür muavinliği görevinde bulunmuştur. 1932-1936 yıllarında Gazi Terbiye Enstitüsü, İsmet Paşa Kız enstitüsü ve Gazi Lisesinde Tabi ilimler, Fizik ve biyoloji Öğretmeni olarak çalışmıştır. 1936`da Trakya`da İkinci Umumi Müfettişlik Ziraat Müşavirliğine atanır. 1937`deTarım Bakanlığı Baş Müşavirliğine atanır. 1938`de Rize ve çevresinde kurulacak Zirai Teşkilat`ın koordinatörlüğü görevi kendisine verilir. Zihni Derin uzun yıllardan sonra tekrar Rize`dedir.Fidanlıkta bulunan iki ahşap evden birinin üst katındaki bir odaya yerleşmiş, alt kattaki odayı laboratuar olarak kullanma hazırlığındadır.1924 yılında Batum`dan getirdikleriyle oluşturduğu bahçeyi ve parselleri gezerken; çeşitli süs bitkilerinin,mandalina, greyfurt, ağaçkavunu, portakal, limon, bambu ve diğer meyvelerin küçük çaplı parsellerde yetiştirildiği birkaç yüz fidandan oluşan küçük bir çay bahçesinin gayet güzel yetişmiş ve sağlıklı görmek onu mutlu etmişti.
1946 yılı Ağustos
Zihni Hoca bölgeye yerleştirilen çay tarımının mutlu dönemini yaşamakta ve onun sıcak heyecanını gönül rahatlığı içinde duymakta iken, yaş haddi nedeniyle emekli olduğu haberi geldi. Emeklilik onun bu bölgede bulunması için bir engel değildi.Tarım bakanlığı kendisine anlaşmalı bir kadro tahsis ederek Bakanlık Koordinatörü görevini verdi. Zihni Hoca artık Ankara`daydı. Yılda birkaç defa Rize`ye gelerek çalışmalarına devam etti. 5-6 yıl boyunca da bu görevini sürdürdü.
Kazım Kartal anlatıyor:
Çay kampanyası başlamış, bütün teşkilat köylerde harıl harıl çalışıyor, bu arada ufak tefek şikayetler de oluyor. Zihni Hoca bir kere daha yaprak toplama seklinin anlatılması için, kendisi de dahil olmak üzere, bütün teşkilat elemanlarının köylere sevk edilmesini istedi. Gün tayini yapıldı. Köylere haber şalindi. Günü geldiğinde elemanlar bütün köylere gidip yaprak toplama hakkında yeniden bilgi verdiler. Hoca da bu meyanda Uzunköy`e gitti. Köylüyü toplayıp bir çay bahçesine getirdi ve toplamanın nasıl yapılacağını anlattı. Aradan bir zaman geçti, hoca bir gün merkez alim yerine uğradı, yine yaprağın kaba toplanmış olduğunu gördüğünde çok sinirlendi ve üreticileri azarlamaya başladı. Bunun üzerine üreticilerden biri çıktı, hocaya bize ne bağırıyorsun? Bize çayın nasıl toplanacağını kimse öğretmedi ki... deyince, Hoca üreticinin hangi köyden olduğunu sordu, üretici, «Uzunköy» demez mi? Hoca, Pazar günü kendisinin Uzunköy`de toplama hakkında bilgi verdiğini söyleyince, üretici mahcup oldu ve özür diledi. Böylece, hoca zaman zaman üreticilerden gelen şikayetlerin yerinde olmadigini anlamiş oldu.
Yine, Zihni Derin`in bir baska anısı:
Hoca, gece gündüz ve tatil tanımadan:-" herkesin çalışmasını istedi.
Uzunkaya çav atölyesine hidroelektrik yapılacak. Bunun için elektrik direğine ihtiyaç görüldü. Köylülere ısmarlandı. Direkler geldi ve köylü parasını istedi. Hoca da köylülerin paralarının derhal verilmesi için mutemet rahmetli Behçet Tuzcu`ya emir verdi. Behçet Bey de kasasında yetecek kadar para bulunmadığını, ertesi günü bankadan çekip ödeyebileceğini söyler. Hoca kabul etmez, lüzumlu paranın bankadan hemen çekilip köylülerin parasının ödenmesinde ısrar eder, nasıl olur da Pazar günü banka kapalı olur. Bunu bir türlü çalışma sekli ve tutumu ile bağdaştıramaz.
Zihni Derin`in Adaylığı
1950 seçimlerinde Zihni Derin, Rize`de bağımsız milletvekili adayı olmuştu. Zihni Hoca`nın siyasetle hiçbir ilgisi yoktu. Fakat kendisini çok seven Rizeliler onun parlemontada Rize`yi temsil etmesini isteyerek ısrarlı tekliflerde bulunuyorlardı. Zihni Hoca da meclise girerse Doğu Karadeniz bölgesine ait sorunları dile getireceğini ve bölgenin çeşitli yönlerden kalkınması için çaba sarf edebileceğini düşünerek "peki" demişti. Zihni Hoca Rize`de seçim propagandasına çıkmadı.. Sadece seçim pusulası bastırarak seçime katılmıştı. Farklı bir havada yapılan seçim sonunda bütün popülaritesine rağmen seçilemedi.
Müessif Bir Kaza
1964 yılı Ağustos ayına gelindiğinde çay bitkisinin bilinçli olarak Rize toprağına dikilmesinin 40.Yılı kutlamaları doğrultusunda bazı bakanlar, Çalışma Bakanı Bülent Ecevit ile birlikte Zihni Derin`de davet edildi. Gece 21:00 sularında Rize`ye ulaşarak fabrika misafirhanesine yerleşti. Sabah erken saatlerinde Zihni Hoca kalkmış etrafı seyrederken, idealinin gerçekleştiğini görmenin heyecanını ve duygusallığını yaşıyordu. Rize merkezindeki tören yerine gitmek üzere hazır beklerken valinin otamobili göründü. Çalışma Bakanı Bülent Ecevit, "Birlikte gidelim" diyerek Zihni Derin`i valinin arabasına aldı. Tören yerine geldikten sonra, Zihni Hoca arabadan iner, arabanın arkasından geçerken şöför arabayı geriye sürdü, Hoca`ya çarpıp ve onu yere düşürdü. Zihni Derin hemen hastaneye kaldırıldı. Röntgen çekiminden sonra, kalça kemiğinin kırıldığı anlaşılarak, ameliyat için Ankara`ya dönmesine karar verildi. Trabzon`da öğle sonu uçağı ile Ankara`ya ulaştırıldı. Havaalanında oğlu Haldun Derin ve kızı Melahat Hanım tarafından karşılandı. Ankara Hastanesine yatırıldı. Hemen ameliyata alındı. ameliyatı takip eden günlerde acıları hafifledi.
1965`te Hayata Gözlerini Yumdu
Taburcu olup evine döndüğünde koltuk değneği kullanarak yürümeye başladı. Ziyarete gelenlere "Bir aksilik oldu, geçer" diyordu. Ankara`da üçbuçuk aylık bir tedaviden sonra eski sağlığına kavuşur. Bilahere 25 Ağustos 1965`te Ankara`da vefat eder.
1969 yılında TÜBİTAK bu değerli mücadele adamına bir Hizmet Ödülü vererek adını ölümsüzleştirir.
Yazı: Muammer DEMET