Baba dostlerinden bir name geldi
Gördüm ki, dertliler dermanı imiş
Aldum tazim ile koydum alnuma
Zira bahtiyarluk fermani imiş
Açeldi bağrume bir azim yara
Kurtuluşumuz zor, bahtumuz kara
Dedum ehbaplerum aman ne çare
Hep alem bu yolun kervani imiş
Hiç ervah kalur mi şam ile pirde?
Şu kadar bin sene yatur kabirde
On sekiz bin alem evvel emirde
Kara topraklerun kurbai imiş
Köpriler kurelur, ince terikten
Ol gün yuz çevirur, refik refikten
Derin duşenince fikru dedkikten
Ağlayup sezlamak zamani imiş
İsrafil nefhi sur eder daveti
Muminler şaz olur, iman kuvveti
Cumle mahlukatin göz kıyameti
Birinci Arasat meydanı imiş
Alem uryan gelur, bukelur beli
Semaler tokulur, yedi kubbeli
Her ne ki kazanmış, kulun ameli
Ol günde başinun yorgani imiş
Ayak uzre durur yerelur dizler
Heyirsuz amelden daşar denizler
Asi günahkarler ağlayu, sızlar
Zannedersen Nuh’un tufani imiş
Muminle uğraşur, eder karinden
Kırk kulaç duzağı, kurar derinden
Kurtulenmez ol melunun şerrinden
Adem atamuzun düşmani imiş
Mumin olan toker gözi yaşini
Kıble canibine tiker başini
Bir kul ki, incitmez din kardaşini
Evliyayı azam ekrani imiş
Mumin olan bahrı şekkiye dalmaz
Hiç kimsenin ahi kimseye kalmaz
Mevladen kuline bir zarar gelmez
Kuli helak eden isyani imiş
Kul olan sakinur haram yemekten
Katı umut oldum bunca emekten
Gençluğumde çıktum teriki hakten
Meger ki, kul kulun şeytani imiş
Kabirde düşelur, çok fena hale
Sual melekleri gelur suale
Ahmet içun Mehmet alinmez kaale
Herkes gemisinun kaptani imiş
Asi günahkarım muhtacim affa
Cihane geleli çok çektum cefa
Hekimler elinde bulmadum şifa
Çibanum Eyyub’un çibani imiş
Ne kadar daşsa da rahmet deryasi
Bir katre bulunmez ma hüvel aşi
Dertliye ki derman eder mevlasi
Cumle alem onun Lokmani imiş
Yeşiller yaratur toprakten, taşten
Çiçekler açilur, kuri ağaçten
Kimse kaçurmesun aklini başten
Sertabip ol halik rebbani imiş
İlahi usandum, ben bu cihanden
Elhazer eyledum, bu aziz canden
Tefekkür eyledum, zihni imanden
Kör nefis, insanun şeytani imiş
Eşkıya dopdoli gördüm cihani
Toplasun başine herkes aklini
Cihanun muhebbet murur zamani
Sultan Süleyman’un zamni imiş
Hep sebiyi, sibyan satılduk bildi
Cumle fukaranun gözleri yildi
Çat duzine eşkiyaler yeğeldi
Zannedersem Rus’un Gordon’i imiş
Olkenun deresi hep henedani
Gurbet ellerinde kaynamiş kani
Dillerde soylenur şohreti şani
Bu Hemşin alemun kalkani imiş
Kale köprisinde, kuruldi oyin
Sanki pere girdi, kuzili koyin
Eli silah tutan üç para köyün
Ali kibi Hakk’un aslani imiş
Oğini aldiler iki nefese
Atildi martinler, ses aldı sese
Boyle ilan olsun alemi nesse
Baş Hemşin yığudun mekani imiş
Elli dört hanede taket mi kaldi?
Atilen kurşunler, taşleri deldi
Bir takum eşkıya bindurdi, geldi
Sanki bizum Hemşin puthani imiş
Olkeyi basmağa geldiler köye
Her yere girdiler, hep soye soye
Giren çikemedi üç para köye
Anlaşılan tilkin kapani imiş
Hemşin’e geldiler, kar umidine
Çok hereket oldi, Meydan duzine
Aşk olsun, üç para köy yiğidine
Bunler eşkıyaden zebani imiş
Kör Osman‘da vardi şoyle bir huner
Atar martinini, geriye doner
Balta İsmail’un yureği yanar
Sanki Lazistan’un harami imiş
Şu esmer Mehmed’e neler yaptiler
Vurup martinini elden adliler
Tekrar kendini yere çaldiler
Sanki hristiyan ruhbai imiş
Şu dinsuz Ermeni, şu dini kara
Bu bizum millete, yağdurdi para
Yole revan oldi sefil, fukara
Meğer Ermeni’nun çobani imiş
Şu esmer Mehmed’den tokulen tozler
Çün bize gaibdur, görmedi gözler
Eger sahi ise söylenur sözler
Ermeni bunlerden hakkani imiş
Şen olsun Hemşin’un topraği, taşi
Gayet muzeyyendur ekmeği, aşi
Katbekat aferun, Halit onbaşi
Zabıtanun ehli irfani imiş
Mollaveys duzinde kıyamet kopar
Hırsuzler darlanup yerleri oper
On kişi cevizi, adliler siper
Dersen Duzkaya’nun kabani imiş
Bir tane vuruldi, attiler yane
İki gişi birden girdi Taşhan’e
Süleyman, kurşuni ateyur cane
Sanki dağda gezen yabani imiş
Birinci Kale’den aştıler beri
Olke’de kurdiler, bir yeniçeri
Urum dukaninen girdi içeri
Dersen babasinun dukani imiş
Mevtam hazırladı gelenler gelsun
Herkes merağını, gamini alsun
Okuyan okusun, dinleyen gülsun
Keya’nun, Sale’nun destani imiş
Salih Kahyaoğlu