Geydum çaruklarumi, gel bağla bağlarini
Gir koluma gezelum Rize’nun dağlarini
Etekleri islanan, dağlarun başi duman
Askoroz deresine düşeuin hali yaman
Derenun sağ tarafi, vurup çıkar Ğutoz’a
Oradan da gidilu, dik dik Molakaboz’a
Haçan geldum Kamboz’a, geçeyim Potomya’ya
Sonra Gürgen’e geçup, post sereyim yaylaya
Senoz’un tepeleri, benzeyi minareye
Minarenun gölgesi vuru Taşlidere’ye
Derenun sol tarafi, enerken Hazavit’e
Mişona’dan Andon’a çikilur Kerevit’e
Andon ılıcalari her bi derde devadur
Buradaki içmeler, herkese bedavadur
Ramanoz tepesinden değnek değersun göğe
Baş aşağı endun mi, yol kesuşu Humriğe
Haldoz’un tarihidu, Gülbahar’un camesi
Kuvaroz dediler mi, başlar şehir namesi
Şehrin üstinde Kale, Kale’nun ardı Dosma
Ziraat bahçesinde, asmaya çıkar yosma
Peripol’dan aşaği, dondum Mirakoloz’a
Mirakoloz yalidan, uzanır Fetekoz’a
Fetekoz’dan yukari, yol var Holoftere’ye
Kuzandonoz benzeyi, darnıya, pencereye
Veliköy’un yollari, bakar Aponconoz’a
Aponconuz yüksekten, seslenur Kalamoz’a
İstavri boğazindan, yol aldun mi Perkam’a
Hamuda önümdedur, sepetopom arkama
Arkamdaki sepetle, giderken yalı yalı
Kör olasi gurbette, oldum hasret hamali
Arkamdaki sepetle, size selam geturdum
Kobrakor İstanbul’a, kalu ömri biturdum
O eski çaruklari, bir ömürdür saklarum
Rize akluma gelur, tozlarini koklarum
Mustafa Kar