Bir mübarek nesnedir ki öğülür
Erzurum’da her şeyden çok sevilir
Yudum yudum, bardak bardak devrilir
Derde deva, ruha şifa demli çay
Erzurum’un mutfakları düzenli
Biçim biçim semaverler dizili
Eksik olmaz sofrasından ezeli
Lavaş ekmek, çivil peynir, taze çay
Açma çörek, bohça kete yenilir
Yenildikçe, daha var mı denilir
Tazelenir tazelenir içilir
Ömürleri taze tutar demli çay
Ufak ufak kırılmakta şekerler
Dil üstünde kıtlamasın içerler
Limon, çayın namusunu lekeler
Bakiresi, bir bardakta demli çay
Düğün dernek, çalgı ahenk kurulur
Zurna çalar, davullara vurulur
Çok yol gezen insanoğlu, yorulur
Her molada içmek ister taze çay
Bir tarafta tarla, çayır biçilir
Bir tarafta buğday, saman seçilir
Şeker yoksa, zararı yok içilir
İlla kışın güzel olur taze çay
Demlik içtim şimdi ancak kanmışım
Hingel ile turşu yedim yanmışım
Semaverin tükendiği sanmışın
Tazesinden hele doldur ver bir çay
İçkileri biraz sertçe taşladım
Çay içmeye kıtlamayla başladım
İnsan der ki, vah ederim yaşlandım
Doktor der ki, açık olsun senin çay
Erzurumlu Perihan Gündoğar Hanım’ın Çay Destanı