Temelle oğlu İstanbul'u hiç görmemişlerdir ve bir iş için yolları İstanbul'a düşer.
Küçük köylerinden sonra gördükleri her şeye şaşırır ve hayretler içinde kalırlar.Taksim'de gezerlerken bir otelin içine girerler. Bir de bakarlar ki demirden duvarlar ve bu duvarlar otomatik olarak açılıp kapanabiliyor. Tabii ki ikisi de şaşırır. Temel'in oğlu merakla babasına sorar:
"Baba bu ne ya?"
Temel hayatında hiç asansör görmediği için şu şekilde yanıtlar:
"Oğlum ben de böyle bir şeyi hayatımda ilk defa goreyrum."
İkisi de büyük bir şaşkınlıkla bu duvarlara bakarken 150 kiloluk şişman bir bayan açılan duvarlardan küçük bir odanın içine girer. Duvarlar yine kapanır ve numaralar birer birer yükselmeye başlar.
Daha sonra numaralar küçülmeye başlar. Temel ve oğlu şaşkınlık içindedirler. Birazdan duvarlar yine açılır ve dışarıya 24 yaşlarında çok güzel, albenili, zayıf ve sarışın bir bayan çıkar.
Temel gözünü bu bayandan ayırmadan oğluna sessizce: "Ula uşağım, hemen cit anani al ve buraya cetur, bindirelum." der.