Bayram, Affetmek İçin Güzel Bir Vesiledir

Yaklaşmakta olan Ramazan bayramı, kalplerimizdeki nefreti silip yerine sevgi ekebileceğimiz, Allah'u Teala'nın bize vermiş olduğu bir fırsattır ve nimettir.

Daha önceden yaşamış olduğumuz kırgınlıkları, bu bayramı fırsat bilip, karşı tarafa bir kez daha şans verelim ve bu kırgınlıkları bitirelim, karşı taraf adım atmıyorsa biz adım atalım, nitekim hadis-i şerif'te şöyle buyruluyor, (Sıla-i rahim yapan, karşılık veren değildir. Esas sıla-i rahim, karşı taraf alakasını kestiği halde onu ziyaret edendir.”  Müslim, Tirmizî)

Evet insanların tabiatında zaten anlaşmazlık vardır, çünkü herkes farklı farklı yaratılmıştır, bazı insanlar ile ters düşmemiz gayet doğaldır, bu hayatın kanunudur, eğer hiçbir anlaşmazlık olmaz ise o zaman orda bir sıkıntı var demektir. İşte Allah'u Teala'da yaratmış olduğu kullarını İyi bildiği için, bayram günlerini bu anlaşmazlıkları gidermek için koymuştur.

Eğer bu özel günler olmasaydı gerçekten birbirimizi affetmemiz ve affetmek için bir sebep bulmamız çok zorlaşırdı ama çok şükür ki müslümanın hayattaki her noktasına hitap eden bir dinimiz var, ve İslam dini toplum yaşamında da nasıl yaşayacağımızı öğreten birçok güzel örneği bize sunmuştur, bayramda bunlardan bir tanesidir.

Ve psikolojik açıdan bir kimseyi affetmek, kişinin ruhsal yönden kendisini rahatlatmasıdır ama affetmekten kasıt, karşı tarafın hatasını kabullenmek değildir, asıl maksat, ona karşı nefret beslemeyi bırakmaktır, bu durumu en iyi özetleyen Fransız şair Louis Aragon'un sözüdür, "Beni sev ya da benden nefret et, ikisi de benim yararıma. Seversen hep kalbinde olurum, nefret edersen hep aklında." Yani nefret ettiğimiz sürece, bu iş bizi meşgul edecek ve bize ağırlık olacaktır, bu ağırlıktan kurtulmak ise bizim için daha faydalıdır.

İşte bu bayram, hem kendimizi hem de diğer insanları mutlu edebilmemiz ümidiyle, barışı hatırlatmak ve hayatta daha çok keşfetmediğimiz bir çok güzelliğin olduğunu söylemek istiyorum.

Selametle