1978 yılında Rize’de doğan Barış Bayraktar, ilk olarak, 1996 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme bölümünde eğitim almaya hak kazandı. 5 yıl işletme eğitimi aldıktan sonra mezun olamadan eğitimini yarıda bıraktı. O güne kadar izlediği Adile Naşit ve Münir Özkul filmlerinden ziyadesiyle etkilenen Bayraktar, Şener Şen hayranlığının da vermiş olduğu cesaret ile kurmaya başladığı “yönetmenlik” düşünü gerçeğe dönüştürmek için yeniden üniversite sınavına girdi. 2001 yılında T.C Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne burslu giren Bayraktar, 2005 yılında başarı ile mezun olarak “yönetmenlik” düşünü sonunda gerçeğe dönüştürdü.
Uyanış, USAnmaz, Synthetic ve Pamuk Prenses 2 isimlerinde 4 adet kısa filmi bulunan Barış Bayraktar, birçok saygın ulusal ve uluslararası festivalde önemli seçkilerde filmleriyle yer aldı.
Barış Bayraktar; “Ben sadece cnbc-e izliyorum” diyenlerden pek hoşlanmıyor, TRT 1 deki tüm renksiz Türk filmlerini dikkatle izliyor, asla mesaj vermek için film çekmiyor.İzlemekten keyif aldığı tarzda filmler çekiyor. Ressam Harun Antakyalı’ya bayılıyor, Fransızlardan da pek hoşlanmıyor. Danny Zuko gibi yürüyüp hala onun gerçek biri(!) olduğunu sanıyor.
Her fırsatta Michael Jackson ve İlhan İrem hayranlığını dile getiren Bayraktar, sinemada ise Ertem Eğilmez’in “Gülen Gözler” filmindeki Vecihi karakterinde ki Şener Şen’i tek geçiyor, Her cümlesinde en az bir kez Fatih Akın diyor, Sadık Şendil denildiğinde ayağa kalkıyor.
Sinemanın üç bilinmeyenli bir denklemden ibaret olduğunu savunan Bayraktar bu yüzden sinemayı sanattan farklı olarak çok eksenli bir matematik işlemine benzetiyor. Yeşilçamı es geçip Avrupa sineması hakkında uzun ve süslü cümleler kuranlardan ise hiç haz etmiyor. Hayata yeniden gelse ya kurtuluş savaşı’na katılmak yada 80’lerin en ünlü rockstarı olmak isteyen Bayraktar, Türk sinemasının en önemli isimlerinden biri olan Metin Erksan ile aynı coğrafyada yaşamaktan büyük onur ve mutluluk duyduğunu söyledi.
( Güncellendi 2022 )