Son günlerde dikkat ettiyseniz Bilal Erdoğan’ın siyasi açıklamalarda bulunması, dış ziyaretlerde yer alması ve medyada isminin öne çıkmasını görmekteyiz.
Bu durum Erdoğan sonrası, "aile içi iktidar devri” gibi bir hazırlığın işareti olarak yorumlanıyor.
Açıkçası bizde, bundan birkaç yıl önce Tayyip Erdoğan’dan sonra AK Parti’nin başına oğlu Bilal Erdoğan’ı getirmek isteyeceklerini yakın dostlarımla paylaşmıştım. O dönem, partide görev yapan arkadaşlarım bunun mümkün olmayacağını söylemişti. Bugün ise bu sürecin alt yapı çalışmalarının başladığını görüyoruz.
ÜLKEMİZDE SİYASET LİDER EKSENLİDİR
Türkiye’de siyaset her zaman lider eksenlidir. Siyasi partiler Babadan-Oğula geçen bu sistemi, toparlayıcı yönü, oğlu olmasıyla soy ismi de taşımasından dolayı sıcak bakabilmektedir. Ancak Aziz Milletimiz bu anlayışı hiçbir zaman tam olarak benimsememiştir. Hanedan veya saltanatı anımsatan bu düzeni siyasette istememektedir.
Halkımız güçlü bir lider görmek ister. Liderin gölgesinde duran bir isim, isterse oğlu olsun, ister yakını, toplumda aynı karşılığı bulmamaktadır.
AK PARTİ İÇİN DOĞRU İSİM: HAKAN FİDAN
Bu nedenle, hem siyasi temayüller hem de devlet tecrübesi açısından AK Parti’de bayrağı devralması gereken isim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gözükmektedir. Artısı veya eksisi tabiki tartışma konusudur.
Yıllardır devletin mahremine hâkim olan, uluslararası arenada tanınan ve halk nezdinde “devlet adamı” duruşuyla kabul gören Hakan Fidan, AK Parti’nin önümüzdeki seçimlerde başarıyla taşıyabileceği tek güçlü adayıdır.
BAHÇELİ DE İSTEMEZ
Elbette bütün bunların ötesinde, Emr-i Hak vuku bulana kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın görevi devretmeyeceğini ve sağlığı el verdiği sürece arka planda kalmayacağını düşünüyorum. Bu noktada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de buna izin vermeyeceğini, süreci birlikte sonuna kadar yürüteceği de açıktır.
Dileriz ki siyasi gelişmeler ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olur.
Abdülkadir USTA



















