Rize'de bir süre önce yapımına başlanan havaalanı ile ilgili bir şeyler söylemek lazım...
Bilindiği gibi Rize ve Artvin'in ulaşım ihtiyacını karşılamak amacıyla bir kaç yıl içerisinde çok ciddi bir kamuoyu oluştu ve hükümet buna kayıtsız kalmayarak geçtiğimiz aylarda Rize'nin Pazar ilçesindeki ilgili alana ilk kazmayı vurdu. Çok şükür hummalı bir çalışma ile havaalanımız hızla yapılmaya devam ediyor.Bir Rizeli olarak gururluyuz, heyecanlıyız bundan. Minnettarız da. Ama havaalanının hizmete açılması ile birlikte ona bağlı olarak farklı sektörlerin de bundan olumlu yönde etkileneceğini, ciddi bir turizm ağının oluşacağını, bunun için şimdiden bir alt yapı oluşturmak gerektiğini öngörüyor gibi durmuyoruz malesef...
Bölgemiz hizmet sektörü açısından zaten oldukça zayıf, konaklama konusunda İhtiyaca cevap verecek düzeyde değiliz. Buna bir de hizmet sektöründeki kalifiye olmayan çalışanları ekleyin. Benzer ciddi altyapı sorunları da cabası. Bir şeyler yapmak lazım.
En önemli geçim kaynağımız çay elbette ama çay tarımı artık bölgenin kalkınması için tek başına yeterli olma özelliğini yitirdi. Çünkü dünya değişiyor, ihtiyaçlar da buna bağlı olarak farklılık gösteriyor.
Bölgemizin tabii güzelliği turizm sektörünün gelişmesi için oldukça elverişli. Ama bizler bölge insanı olarak bunu fırsata çevirmeyi çok da beceremiyoruz.
Havaalanı konusunu ele alma sebebim sadece yolcu getirip götürme ile alakalı değil; gelen yolcuya ilimizi nasıl tanıtıp, nasıl katma değer oluşturacağız ? Mesela; bir müzemiz yok, en azından teşekküllü bir müzemiz yok. Buna benzer bir çok eksiğimiz var ama hepsinden önce bölge insanımızın bakış açısını bu yönde değiştirmek daha elzem gibi görünüyor. Yani taksicisinden tutun da resepsiyonistine kadar turizm bilincinin yerleşmeye başlamış olması gerekiyor. Daha yalın ifade etmek gerekirse gelen turiste yolunacak kaz muamelesi değil de bölgenin tanıtımına ve gelişimine katkı sağlayan baş tacı edilmesi gereken misafirler olarak bakmalıyız.
Sonuç olarak; hava alanının yapım sürecinde başta bakış açımız olmak üzere, hazırlıklarımızı bir kez daha gözden geçirmeliyiz. Zaman çabuk geçiyor ve bölgemizin daha fazla zaman kaybına tahammülü yok...