Uzlaştırma kurumu 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile Türk hukuk sistemine dâhil olmuştur.
Alternatif bir uyuşmazlık çözüm yolu olan uzlaştırma, mağdur ve fail tarafların çözüm sürecine etkili şekilde katıldığı yararlı bir kurumdur. Uzlaştırma ceza uyuşmazlığının çözüm sürecini hızlandırma, muhakeme giderlerini azaltma gibi amaçlara da hizmet etmektedir.
Uzlaştırma bir muhakeme şartıdır. Bu şart gerçekleşmeden muhakeme yapılamaz devam eden bir muhakeme de varsa devam ettirilemez. Uzlaşmanın temel amacı şüpheli ve suçtan zarar görenin barışmasını temel alan anlaşma biçimidir.
Uzlaştırmanın temel ilkelerine değinecek olursak; ilk olarak tarafların özgür iradelerine dayanması gerekmektedir. Taraflar anlaşma yapılana kadar uzlaştırmadan vazgeçebilirler. CMK 253/5 maddesi gereğince uzlaştırmacının uzlaştırma süreci ile ilgili olarak taraflara bilgi verip onları aydınlatması ve uzlaştırmanın hukuki sürecini açıklaması gerekir. Ülkemiz ve ilimiz genelinde de yaşanan en büyük problem tarafların bilgisizliği sebebiyle özgür iradeleriyle karar verememesinden kaynaklanmaktadır. Bu süreç hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan taraflar özgür iradeleri ile karar verdiği söylenemez. Uzlaştırma tarafların temel hak ve hürriyetlerini ihlal etmeyecek şekilde taraf menfaatleri gözetilerek yürütülmelidir.
Uzlaştırma sürecine başlamadan önce uzlaştırmacı tarafları sahip oldukları sahip oldukları hakları, uzlaşmanın mahiyeti ve verecekleri kararların hukuki sonuçları hakkında bilgilendirecektir.
Uzlaştırma sürecinde; uzlaştırmacının yeni bir suçu tespit etmesi halinde ihbar etme yükümlülüğü vardır. Uzlaştırma süreci bu konuda tarafların çok dikkat etmesi gereken, aleyhe verilen beyanların ağır sonuçları doğuracaktır.
Uzlaştırmacı yalnızca taraflardan ve onu görevlendiren makamlardan değil aynı zamanda çevreye karşı da bağımsız olabilmelidir. Çünkü uzlaştırmacılar; ikamet ettikleri şehirlerden uzlaştırma dosyası almakta, çalıştıkları kurumlarda veya işyerlerinden, uzlaşmanın taraflarıyla yakınlıkları olabilir. Bunun için uzlaştırmacının bağımsız ve tarafsız olarak süreci yürütmesi gerekmektedir.
Uzlaştırma konusunda en büyük mağduriyetin doğduğu husus uzlaştırmacının menfaat temin etmeme yükümlüğü ilkesinden doğmaktadır. Uzlaştırmacı tarafsızlığından kuşku duyulmasına yol açacak şekilde kendisine veya bir başkasına doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir menfaat temin edemez. (Yön. m. 6/g) Uzlaştırmacıların ücretlendirme tarifleri uzlaştırmanın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesine göre değişmektedir. Bu sebeple uzlaştırmacılar tarafları hatalı beyanlarıyla yanlış bilgilendirdiklerinde uzlaştırmanın tarafları haklarını tam olarak anlayamadan bilgisizlikleriyle uzlaşmaya yanaşmaktadırlar. Uzlaşma tutanağının imzalanmasının ardından geri dönüşünde olmadığı düşünüldüğünde bu hatalı bilgilendirmeler büyük hak kayıplarına sebebiyet vermektedir. Uzlaştırmacıların şüpheli veya suçtan zarar görene karşılaşabilecekleri olumsuzlukları, kovuşturma aşamasına geçildiğinde karşılaşabilecekleri olayları tam anlamıyla anlatmaları gerekmektedir. Uzlaştırmacıların görevinin saygınlığını ve kişilerin adalete olan güvenini zedeleyen veya şüpheye düşüren her türlü davranıştan kaçınması gerektiğini unutmaması gerekir.
Uzlaştırmanın bir defa yapılabilmesi hususu gereğince aynı soruşturma veya kovuşturmada bir kez yapılabilir. Uzlaştırma ilk defasında 30, yeterli olmadığı takdirde en fazla 20 günlük ek süre ile toplam 50 gün içinde uzlaştırmayı sonuçlandırması zorunluluğundandır. Uzlaşma teklifi reddedildikten sonra şüpheli veya mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianame düzenlenene kadar Cumhuriyet Savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilir.
Uzlaştırma cezai sorumluluğu ortadan kaldırmaktadır. Aslolan budur, ancak uzlaştırma ile tazminat hakkı da sona ermektedir (CMK. m. 253/19). Suça ilişkin fiil nedeniyle tazminat davası açılamaz. Açılmış tazminat davası varsa bu davadan feragat edilmiş sayılır. Mağdur veya suçtan zarar gören uzlaşma konusu edimle tatmin edilmiş olacaktır.
Uzlaştırma sürecinin iyi yürütülmesi, uzlaştırmacının bağımsız ve tarafsız olması ve şüpheli, suçtan zarar gören ve müştekinin bu süreçteki haklarının daha iyi kavrayıp, talep ve haklarını öğrenmesiyle tamamlanmalıdır. Fakat uzlaştırmacı olabilmek şartları arasında hukuk fakültesi ya da kanunda özel olarak sayılmış fakültelerin belirli hukuk derslerini de başarı ile tamamlamış olmak yer almaktadır. Bu kapsamda hukuk veya dört yıllık; İktisadi ve İdari Bilimler, Siyasal Bilgiler, İşletme ve İktisat fakültesi programlarından mezun olarak Anayasa Hukuku, Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Hukuku, Hukuk Başlangıcı, Hukuka Giriş, Hukukun Temel Kavramları, Borçlar Hukuku, İş Hukuku ve Ticaret Hukuku derslerinden en az iki tanesini başarı ile tamamlamış ve uzlaştırma eğitimden başarılı olanlar uzlaştırmacı olabilirler.
Uzlaştırmaya tabi suçlarda, uzlaştırma girişiminde bulunulmadan, kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasını geri bırakılması kararı verilemez. Yönetmeliğin bu hükmünün yanı sıra CMK. m. 171 ve 174/1-C hükmüne göre ön ödeme veya uzlaşmaya tabi işlerde, ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmadan düzenlenen iddianamenin iadesine karar verilmesi gereklidir. Bu hükümlerden çıkan sonuç uzlaştırma işlemlerinin muhakeme şartı (engeli) olduğudur. Uzlaştırma işlemleri yapılmadan muhakemenin yürümesi imkânsızdır.
Taraflara ulaşılamaması halinde uzlaştırma sürecinin sürüncemede kalmaması için uzlaştırma yoluna gidilmemesi yönünde işlem yapılıp soruşturma işlemi tamamlanır.
Uzlaştırma, uzlaştırma kapsamına giren suçlar bakımından mümkündür. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlar uzlaştırmaya tabi olacaktır. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardan şikâyetin varlığı, ceza muhakemesi şartıdır. Uzlaştırma işleminin başlayabilmesi için suçtan zarar görenin şikâyet hakkını kullanması gereklidir. Kovuşturma evresine geçildikten sonra işlenen suçun takibinin şikâyete bağlı olduğunu anlaşılması durumunda, mağdur açıkça şikâyetten vazgeçmediği takdirde yargılamaya devam edileceği için, bu durumda mahkeme tarafından uzlaştırma işlemi başlatılacaktır.
Daha sonra uzlaştırmanın kapsamının soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlarla sınırlandırılmasından vazgeçilerek katalog halinde kanunda (CMK. m. 253/1-b) sayılan suçlarda da uzlaştırma imkanının getirilmiş olmasıdır.
CMK 253/1-b’de öngörülen katalog suçlar: kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç m. 86; 88), taksirle yaralama (m. 89), tehdit (m.106/1), konut dokunulmazlığının ihlali (m.116), hırsızlık (m.141), dolandırıcılık (m.157), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (m.234), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, m.239) suçlarından ibarettir.
Cumhuriyet savcısı yapacağı soruşturma sonucunda topladığı delillerle suçun işlendiği konusunda yeterli şüphenin varlığını tespit ederse kamu davasını açacaktır (CMK. m. 170/2). Bu durumda uzlaştırma kapsamındaki suçla ilgili yeterli şüphenin bulunması halinde kamu davası açılmadan önce uzlaştırma işlemlerinin başlatılması için dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir (CMK. m. 253/4). Yeterli şüphe olmadığı durumda ise CMK. m. 172/1 uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Kıta Avrupası Hukukunda da hakim olan uzlaştırma kurumu, hukuk sistemimize 1 Haziran 2005 tarihinde dahil olan yeni bir kurumdur. Gittikçe yayılmakta olan alternatif uyuşmazlık yolu olan uzlaştırma, yoğun ve ağır işleyen hukuk sistemimize hız kazandırmakta, işlerliğini arttırmaktadır. Uzlaştırma kurumu, onarıcı adalet sistemiyle uyuşmazlığı kısa sürede çözümünü sağlama amacı taşıyan alternatif bir yoldur. Muhakeme sürecinin hızlandırılıp, mahkemelerin iş yükünün ve muhakeme giderlerinin azaltılması, mağdur ve suçtan zarar görenlerin zararlarının kısa sürede karşılanması, şüpheli veya sanığın cezadan kurtarılıp topluma kazandırılması uzlaştırmanın ortaya çıkmasında önemli etkenlerdir.