Türkiye’nin gözü gibi koruyup, her tür desteği sağladığı, uğruna nice şehitler, gaziler verdiğimiz Kıbrıs'ın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 'Barış Pınarı Harekatı'na köstek olacak bir açıklama yaparken Kıbrıs Barış Harekatını da küçültecek şekilde, Kıbrıs’daki soydaşlarımıza yapılan zulüm ve katliamları durdurmak için türlü rizikoyu, ambargoyu, tehdidi göze alarak yaptığımız, uğruna yüzlerce Şehit, Gazi verdiğimiz “Kıbrıs Barış Harekatı” için de “1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı.”demiş.. (Bakınız, Sonsuz Ark'ın Notu)
Bu nasıl bir akıl tutulması, bu ne büyük bir gaflet!
Hem, 50 yıldır kan döken ve ülkemizi parçalamaya kalkan bir terör örgütüne yapılan harekatta karşımızdakilerin dilini kullanacak, hem de bunu yaparken Kıbrıs’taki zulmü durduran o kutsal harekatımıza dil uzatacaksın!
O “Barış Harekatı” olmasaydı şimdi orası bir Rum devletiydi, sen Cumhurbaşkanlığını da Türkiye’ye, o “Barış Harekatı” na borçlusun!
Kıbrıs Harekatı olmasaydı bugün Kıbrıs ,(Rumlar’ın zulüm ve tecrit baskıları sonucu ) Suriye’den, Irak’tan, Yemen’den farklı değildi. Eğer, “Barış Harekatı” olmasaydı bugün Kıbrıs Türkleri göçten başka çare bulamayacak, yurtlarını terk etmek zorunda kalacaklardı.
Kıbrıs’a yaptığımız askeri harekat sonucu sadece Kıbrıs Türklerine değil tüm adaya barış geldi. O nedenle bu harekat tam anlamıyla bir “Barış Harekatı” idi.
Bizler oturup Türkiye’ye destek vermeyen Arap’ları, Türki Cumhuriyetleri'ni bangır bangır eleştirirken kendi evimizin içinden böylesi bir açıklamanın yapılması vahim bir durum.
Ne diyelim; Yazıklar olsun!...