Rizeli avukat yazar Ateş Hatinoğlu, kaleme aldığı yazıda CHP Lideri Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermeyeceği 25 nedeni sıraladı.

Hatinoğlu yazısında; "Kendi dünya görüşüme, inanç ve değerlerime göre Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermemek için 25 neden saydım. Muhakkak ki her iki Cumhurbaşkanı adayının oy verilmesini gerektirecek olumlu yönleri oy verilmemesi için saydığım nedenlerden çok daha fazla. İnsanlar seçime yakın bütün bu argümanları değerlendirecekler, dünya görüşlerin, yaşam tarzlarına, inanç ve değer önceliklerine, ihtiyaçlarına, beklentilerine ve problemlerine  göre bu eksileri ve artıları ölçüp tartarak bir adaydan yana karar verecekler. Milletimiz, devletimiz, vatanımız için seçim sonuçları inşallah hayırlı olur. 

1- Kemal Kılıçdaroğlu’nun güçlü, kararlı, umut veren, sürükleyici ve iddialı bir lider imajı çizememesi, kendi ortakları tarafından dahi kazanamayacak aday olarak nitelenmesi,

2- 6 ayrı partiyi bir araya getiren tek ortak noktanın Tayyip Erdoğan düşmanlığı olması,

3- Millet ittifakının ülkenin sorunlarıyla ilgili ikna edici ve umut vaad eden bir programa sahip olmamaları, bir gelecek tasavvuru ortaya koyamamaları,

4- 7 Cumhurbaşkanı yardımcılığı, oy oranına bakılmaksızın her partiye birer bakanlık verilmesi gibi yürütülmesi zor bir planın seçmen nezdinde  en kötü istikrar kaostan iyidir düşüncesini yaratma riski,

5-Aday belirleme sürecinde yaşanan acemice, trajikomik hadiselerin halkta bıraktığı olumsuz izlenim ile ittifak içinde devamlı yaşanan ve kamuoyuna yansıyan çatışma, tartışma ve anlaşmazlıkların yarattığı endişe,

6-HDP ile işbirliği yapılması, seçim sonrası için HDP’ye koltuk verilmesi gibi pazarlıkların konu edilmesi, hükümet politikalarında terörle mücadeleden taviz verilme, çözüm süreci benzeri uygulamaların yeniden gündeme gelme riski.

7-Ak Partinin devlette , yargıda yarattığı tahribatı gidermek için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin verdiği olağanüstü yetkilere ihtiyaç olduğu gerekçesiyle Parlamenter sisteme geçişten vazgeçilme ihtimali 5 partinin genel başkanının milletvekili olmayarak başkan yardımcısı olmayı seçmelerinin Parlamenter sisteme geçiş niyetlerinin olmadığını işaret etmesi,

8-Ak Parti yandaşlarından  rövanş, öç alma amacıyla partizanca, hukuka aykırı, haksız uygulamalara gidilme ihtimali, yeni kamplaşma, çatışma ve düşmanlıkların, toplumsal gerilimin ortaya çıkacak olması,

9-Devlet kadrolarında komple bir tasfiye ve sonrasında  liyakate bakılmaksızın kadrolaşmaya gidilme endişesi,  

10-Geniş kitleleri iktidara bağımlı kılan sosyal yardım politikalarının terk edilecek olma korkusu,

11-Yandaşların, iktidara mensup siyasetçilerinin ve bugün muhalif olduğu için devletten iş alamayan müteahhitlerin; şimdiye kadar dışlandıkları kamu kaynaklarından zenginleşme sırasının kendilerine geldiğine dair beklentileri,

12-Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde; Stratejik Derinlik adlı ütopik saçmalıklarıyla yeni Osmanlıcılık açılımı yaptığını iddia ederek Ortadoğu ülkelerinin tamamının Türk Emperyalizmi endişesiyle Türkiye’ye düşman kesilmelerine , İhvancı politikalar güderek ve İhvan Siyasi Hareketini destekleyerek; Mısır, Suriye, Libya ve Lübnan gibi ülkelerle ilişkilerimizin bozulmasına neden olan , Mısır ve Suriye’nin yaşadığı karışıklıklarda vebali olan Ahmet Davutoğlu’nun yeniden Dış Politikada belirleyici olma riski.

13-Sıcak paraya , aşırı borçlanma ve özelleştirme gelirlerine , ithalata bağlı  rant ve israf ekonomisinin uygulayıcısı Ali Babacan’a ekonominin teslim edilerek yeniden dışa bağımlı, İMF ve Dünya Bankası kontrolünde bir ekonomik model uygulanma ihtimali,

14-FETÖ ile mücadelede zaaf yaşanması ,yurt dışında kaçak örgüt yöneticilerinin aklanarak ülkeye dönmelerine izin verilmesi endişesi , KCK’lı ve FETÖ’cü KHK’lıların hiçbir şarta bakılmaksızın görevlerine iade edileceklerine dair söylemler , FETÖ’nun yeniden güçlenme ihtimali ,

15-SİHA, Milli Muharip Uçak, roket projeleri gibi savunma sanayii hamlelerinin engellenme, durdurulma ihtimali,

16-ABD / NATO yanlısı ve teslimiyetçi politikalara dönüş yapılarak yeniden ABD’nin çıkarları doğrultusunda politikalar izlenmesi, İsveç’in NATO üyeliğine kabulü, S400’lerin Rusya’ya iadesi gibi hamlelerde bulunulma riski,

17-Kemal Kılıçdaroğlu’nun Rize’de sorum  üzerine bizzat bana ifade ettiği ; Türkiye’nin yırt dışında ki askeri varlığının yayılmacılık olarak nitelenmesi , başka ülkelerin iç işlerine karışılmama bahanesiyle Libya , Irak , Suriye, Katar, Somali gibi ülkelerin tamamından askerimizin çekilecek olması, bütün bu tezkere oylamalarında red oyu vermiş olmaları, bu durumun Türkiye’nin terörle mücadelesini, ulusal güvenliğini, gelecekte ki varlığını ve Akdeniz’de ki hükümranlığını yok edecek olması,

18- Doğu Akdeniz ve Ege’de ki varlığımızı güçlendiren ve temellendiren  Mavi Vatan konseptinden ve Libya ile imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge / deniz yetki alanı anlaşmalarından bölge barışını tehdit ettiği gerekçesi vazgeçilecek olması, 

19-MİT’in Suriye ve Irak’ta üst düzey PKK yöneticilerini yok ettiği operasyonlara Devlet Terörü diyerek karşı çıkılması, terörle mücadelede SİHA kullanılmasının engellenmesi gerektiğine, bunun cinayet olduğuna dair bazı CHP’lilerin söylemlerinin yarattığı haklı endişeler,

20-CHP’nin Prof. İbrahim Kaboğlu’na hazırlattığı Anayasa taslağında belirtildiği ve siyasi söylemleriyle desteklediği şekilde Anayasa’da ki vatandaşlık tanımın değiştirilerek Türklük ibaresinin çıkartılması ve Türkiye vatandaşlığı kelimesinin konulmak istenmesi, Davutoğlu - Babacan - Karamoollaoğlu ve HDP’nin isteğinin de bu yönde oluşu,

21-Anadilde eğitim hakkı denilerek Kürtçe eğitim - öğretim hakkı ve bölgesel özerklikler tanınarak Kürt ayrılıkçılığının dönüşü olmayan kazançlar sağlamasına neden olacak sorumsuz söylemlerin iktidar olunduğunda eyleme dönüşme korkusu,

22-CHP’nin ulusalcılığı ve sosyal demokrasiyi dışlayarak TESEV güdümünde Amerikan yanlısı, neo liberal bir çizgiyi savunan politika ve söylemleri, 

23-İstanbul milletvekili  Ünal Çeviköz gibi açıkça manda ve himaye yanlısı bir adamın, CIA’nın TR705 şifresiyle ajan olarak kodladığı iddia edilen, Kürtçü Sezgin Tanrıkulu’nun , amansız bir Atatürk düşmanı ve laiklik karşıtı olan, “Andımız hayvanlara  yönelik bir uygulamadır” diyecek kadar Türklüğe düşman Cihangir İslam’ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kefere Kemal diyen Mehmet Bekaroğlu’nun CHP çatısı altında bulunması, 

24-Karma ekonomi modeline döneceğiz diyen CHP’nin Daron Acemoğlu, Jeremy Rifkin, Rafet Gürkaynak gibi neoliberal ekonomi ve sistem savunucularını vitrine koyma çelişkisi, 

25-Seçimi kazanınca Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı serbest bırakacağız diyerek yargıya müdahale edileceği, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünün tanınmayacağının ikrarı olan söylemler."