TRABZON Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu ,“Yıllardır aslında ‘İsrailliler, Almanlar geliyor bitkilerimizi topluyor, biz bir şey yapamıyoruz’ diyorduk. Çıkış noktamız burasıydı.
Bölgemizde 1500’ün üzerinde ticarileşebilecek bitki çeşidimiz var. Bu ürünlerin özel sektörün önünü açarak katma değeri yüksek ürünler haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz” dedi. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle kentte bir otelde basın mensuplarıyla bir araya geldi, odanın yürüttüğü projelerle ilgili bilgilendirmede bulundu.
4,5 yıl önce göreve geldiklerini aktaran Hacısalihoğlu, hiçbir çalışmayı plansız ve programsız yapmadıklarını belirtti. Geleceği planlayarak hareket etkilerinin altını çizen Hacısalihoğlu, kısa, orta ve uzun vadeli projeler hazırladıklarını söyledi. Karadeniz'de yetişen ve halk arasında 'kokulu üzüm' olarak bilinen siyah asma cinsi İsabella ile ilgili Avusturya İlaç Enstitüsü Kurumu'nda yapılan çalışmalar sonrasında hücre yenileme özelliğine sahip organik krem üretildiğini ve Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD'de de piyasaya sürüleceğini aktaran hatırlatan Hacısalihoğlu, bölgede yetişen diğer ürünlerle de çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.
“KOKULU ÜZÜMLE BAŞLADIK, KARAYEMİŞ VE ZİFİN ÇİÇEĞİ İLE DEVAM EDİYORUZ”
Bölgede 1500'ün üzerinde ticarileşebilecek bitki çeşidi bulunduğuna dikkati çeken Hacısalihoğlu, “Biyoteknoloji alanında bölge ürünlerinin ticarileşmesi ve özel sektöre örnek pilot projelere başlamak adına adımlar attık. Bunlardan biri bölgedeki kokulu üzümle ilgili. Avusturya İlaç Enstitüsü ile ortak çalışma ile etken maddesinin nerelerde kullanılabileceğini tespit ettik. Kozmetik sektöründe ticarileşecek duruma getirdik. İkinci projemiz yine Avusturya İlaç Enstitüsü ile karayemiş konusunda oldu. Karayemiş için etken madde çalışmaları yapıldı.
Kanser ilacı konusunda çalışmalar başlamış oldu. Yine bölge ürünlerinden zifin çiçeği ile Japonya Tokyo üniversitesi ile çalışarak kas ve Alzheimer hastalığının tedavisinde güçlü bir etken maddeye sahip olduğu tespit edildi. Bu konuda da çalışmalar sürdürülüyor. Yıllardır aslında ‘İsrailliler, Almanlar geliyor bitkilerimizi topluyor, biz bir şey yapamıyoruz’ diyorduk.
Çıkış noktamız burasıydı. Bölgemizde 1500’ün üzerinde ticarileşebilecek bitki çeşidimiz var. Bu ürünlerin özel sektörün önünü açarak katma değeri yüksek ürünler haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz” diye konuştu.
‘GELENLERE SADECE TURİST DEĞİL YATIRIMCI OLARAK DA BAKMAK GEREK’
Trabzon’da turizmin bugünlere gelmesinde oda olarak katkılarının büyük olduğunu söyleyen Hacısalihoğlu, “Şehrimizde turizm 2009 – 2010 yıllarında durmuştu. Bunun harekete geçmesi, şehri sıcak paranın girmesi adına çalışmalar başlattık. Özellikle sıcak iklimdeki insanların bölgemize gelmesi üzerine planlamamızı kurduk.
Daha önce Körfez ülkeleri 7 saatlik uçuşla Malezya’ya gidiyordu. Bunu görerek Valiliğimiz, kalkınma ajansımız ve diğer kamu kurumlarıyla hızlı bir çalışma başlattık. Tanıtımlar, fuarlar, ikili görüşmelerle adım adım hızlı bir gelişmeyle bugünlere geldik. Şehrimize gelen turist, direkt uçak sayısına baktığımızda, şehre bırakılan sıcak para ve yatırımları dikkate aldığımızda şehrimizin ne kadar büyük bir ekonomik kazanım elde ettiğini görebiliyoruz.
Önemli olan bunun sürdürülebilir olmasıdır. Çeşitli ülkelerde tanıtım yapmak için çalışmalarımız devam ediyor. Gelenlere sadece turist değil yatırımcı olarak da bakmak gerek. Burada birçok yatırım da yapıyorlar ve gelecekte bu konuda da ekonomik girdimiz fazla olacaktır” dedi.
‘İHRACATTA 1.6 DOLARLIK KİLO BAŞINA RAKAM ENDÜSTRİ BÖLGELERİYLE YUKARILARA ÇIKACAKTIR’
Ülkelerin birbirlerine yaptığı kısıtlamalar ve stratejik çalışmalar nedeniyle dünyadaki üretim merkezlerinin yerlerinin değişmeye başladığını vurgulayan Hacısalihoğlu, “Çin’deki üretim batıya kaymaya başladı. Ülkemiz burada büyük potansiyele sahip. Yeni girişimcilerle özellikle teknolojik konularda üretimi destekleme adına altyapı olması gerekiyor. OSB’lerin geleneksel üretim yapılan yerler olduğunu biliyoruz.
Ülkenin kalkınmasında gerçekten olması gereken endüstri bölgeleridir. 2013 yılında bu konuda hazırladığımız projeyi Başbakanlığı döneminde Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduk. Bunun kanununun çıkarılması ve gerekli çalışmaların yapılması konusunda bizi teşvik etti. Biz de 2017 yılında kendisine projeyi sunarak kanunun çıkarılması ve Trabzon Yatırım Adası Endüstri Bölgesi projesinin hayata geçmesi konusunda büyük bir adım attık. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde altyapı projesini bizim yapmamız halinde daha hızlı tamamlanacağı bildirildi. Biz üzerimize alarak ihalesini 2.5 yıl önce yaptık.
Sonuç olarak Yatırım Adası Endüstri Bölgesi altyapı projesi yatırım programına konuldu. Bundan sonraki süreç ihale sürecidir. Kanun altyapının kamu tarafından yapılacağı şeklinde çıkmıştır. Fakat B planı olarak bizler sürecin uzamaması adına özel sektörle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Trabzon’da başlattığımız Endüstri Bölgesi Yatırım Adası ve Zonguldak Filyos Endüstri Bölgesiyle birlikte kanun çıktı. 23 adet endüstri bölgesi başvurusu var.
İhracatta 1.6 dolarlık kilo başına rakam endüstri bölgeleriyle yukarılara çıkacaktır. Ülkenin gelişmesi böyle olur. 23 Endüstri Bölgesi başvurusu ülkemizin orta vadede hızlı gelişim içinde olduğunu göstermektedir. Bu duruma öncülük ettiğimiz için mutluyuz. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bakanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Teknolojik şehrin 4’üncü ve 5’inci adımı Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Yüksek Teknoloji Üniversitesi’dir. Bunlar gençlerimizin üniversiteden mezun olduktan sonra sıradan iş arama yerine teknolojik ve girişimci bir iş yapmaları konusunda atılacak önemli adımlardır” dedi.
Haber :