Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, Kur korumalı mevduat uygulamasında Merkez Bankasını zarara sokan bir işlem olmadığını ifade etti, "Şu an, bu yıl itibariyle dünyada rezervleri artmış tek Merkez Bankası TCMB'dir." dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasında Merkez Bankasını zarara sokan bir işlemin söz konusu olmadığını belirtti.
Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu: Elimizdeki tüm araçları Liralaşma Stratejisi çerçevesinde kullanmayı sürdüreceğiz
Kavcıoğlu, banka faaliyetlerine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumun ardından, kur korumalı mevduat uygulamasının banka bilançosuna yansımasına ilişkin sorularını yanıtladı.
Uygulama başladığından beri bir tartışmanın devam ettiğini dile getiren Kavcıoğlu, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Kanunu Yüce Meclisimizin çıkardığı bir Kanun. Benim, milletvekilliği yapmış birisi olarak, Meclise karşı saygısızlık ya da bilgi gizlediğim gibi bir şey söz konusu olamaz. Kanunda bizim neyi açıklayacağımız, neyi açıklamayacağımız tarif edilmiştir." diye konuştu.
Kavcıoğlu, her gün analitik bilançoyu ve "dünyanın en şeffaf Merkez Bankası olarak" haftalık bilançoyu yayınladıklarını vurguladı.
Kanunda tanımlanmış görev kapsamında Bankanın kar ve zararını yıl sonunda açıkladıklarını belirten Kavcıoğlu, "Merkez Bankasının hiçbir kalemi gizli değildir. Dünyanın en şeffaf Merkez Bankası. Biz Yüce Meclisimizin çıkardığı kanunun verdiği yetkileri kullanıyoruz. Bu yetkilerimizi yeterli görmezseniz Yüce Meclisimiz tekrar bu kanunu tadil eder, bu yetki çerçevesinde de daha fazla açıklama yapabiliriz." dedi.
Devletin kasası, para basma yetkilisi bir kurum olarak gizliliği korumakla görevli olduklarını ifade eden Kavcıoğlu, "Bizi neden KİT Komisyonuna çağırmıyorsunuz? Neden hesaplarımızı diğer KİT'ler gibi araştırmıyorsunuz? Çünkü Merkez Bankasının, sizin verdiğiniz yetkilerle ve bize verdiğiniz sorumluluk kapsamında açıklayamayacağımız ve çalışma yapacağımız bir yapısı var. Ben de sizin verdiğiniz yetkiyle bunu korumakla mükellefim. TCMB Kanunu bizim her gün neyi açıklamamız gerektiğini emretmiş, burada bir ihmal varsa bu sorumluluk benimdir." değerlendirmelerinde bulundu.
"Bu bir döviz alım-satım ihalesidir"
Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankasının en önemli görevlerinden birisinin rezerv oluşturmak olduğunu, KKM işlemlerini, Hazine ve Maliye Bakanlığının işlevinden farklı olarak döviz rezervi oluşturma adına yaptıklarını anlatarak, şunları söyledi:
"Ben vatandaşa, 'Sen dövizini bana ver, Türk lirası olarak mevduatını al.' diyorum. Bu bir döviz alım ihalesidir. Döviz ihalelerinde hiçbir Merkez Bankası karını açıklamaz, biz de açıklamıyoruz. Çünkü bu işlemin açıklamasının kendi içerisinde bir mantığı yok. Örneğin, biz cevherden altın alıyoruz, rezerv yapıyoruz. 1850-1900 arasında altın aldım diyelim, altın 1650'ye düştü. Merkez Bankasının burada bir zararı olmaz. Bu kur yönetimi, rezerv yönetimi içerisinde, kendi içerisinde değerlendirilir, kar zarar hesaplarının hepsi yıl sonunda değerlendirilir. Altın da duruyor, döviz de duruyor. Ödeme yapmıyoruz. Ödeme yapsam hiçbir fark oluşmuyor. Vatandaşa burada artı bir değer sağlıyoruz. Vatandaşın dövizini alıyorum, Türk lirası olarak bankaya yatırıyor, bir de bankadan faizini alıyor. Gün sonunda faizi aldı cebine koydu. Dövizde bir kaybı varsa, dövizini ben tutuyorum, döviz karşılığı Türk lirasını kendisine veriyorum. Çünkü ben rezerv yapmak istiyorum. Bu bir döviz alım-satım ihalesidir."
Kavcıoğlu, artık rezerv yönetim şeklinin değiştiğine işaret ederek, "Bugün IMF açıkladı, OECD açıkladı, merkez bankalarının rezervlerini nasıl yöneteceğini ve bizim yaptıklarımızı açıkladı. Merkez bankalarının bugün bizim yaptığımız şeyleri yapmaları gerektiğini IMF açıkladı." dedi.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz'ın Merkez Bankası Başkanlığı dönemini anımsatan Kavcıoğlu, "Geçmiş dönemde bu kur hareketlerinin en önemli nedenlerinden biri Merkez Bankasının rezervlerinin zayıf olması. Sayın Başkanın dönemi de dahil. Dolayısıyla döviz alım ihalelerini o gün Sayın Başkan çok daha fazla yapsaydı belki 200-250 milyar dolar rezervle Merkez Bankası bu günlere gelecekti, böyle kur hareketleriyle de herhangi bir sıkıntı olmayacaktı. Bugün biz daha farklı kanallarla döviz rezervlerimizi artırıyoruz. Yeni oluşturacağımız kanallarla da artırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, kur korumalı mevduat uygulamasının aslında dövizin Türk lirasına çevrilme uygulaması olduğunu ve bunun, bankanın rezerv kaynaklarından sadece biri olduğunu anlatarak, "Rezervle ilgili yaptığımız işlemler de tamamen bir rezerv yönetimidir. Bu konularda Merkez Bankasının bilanço yapısı farklıdır. Bunların tüm değerlendirmesi yıl sonunda bağımsız denetimden geçerek açıklanır. Bugün vereceğim bir rakam yarın sabah farlı bir rakam olabilir. Vereceğimiz bir rakam, Merkez Bankası bilançosuyla ilgili sorumluluğumuz dışında sorumsuzca bir rakam açıklamak olur." değerlendirmesinde bulundu.
TCMB Kanunu'nun "Banka, her takvim yılı sonu itibarıyla düzenleyeceği bilanço ve kar ve zarar hesabı ile yıllık faaliyet raporunu Genel Kurulun içtimaından evvel Cumhurbaşkanlığına tevdi eder ve bilançoyu Resmi Gazete ile yayınlar" hükmünü anımsatan Kavcıoğlu,"Bundan önce bizim bunu açıklama şansımız yok, kar-zarar kalemlerini etkileyen kalemleri açıklama şansımız yok." dedi.
Liralaşma stratejisi
Kavcıoğlu, liralaşma stratejisi kapsamında firmalar ve bankaların bilançolarının da liralaşması noktasında adımlar attıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Bu dönüşümü sağlamak için bankalara hem ödül, teşvik veriyoruz hem de yapamayanlardan komisyon alıyoruz. Bu işlemler sonunda Merkez Bankasının muhtemelen çok daha fazla kar yazma şansı da var. Bankalar bu dönüşümü yapamazsa çok daha yüksek komisyon ödüyor. Bankalar bu dönüşümü yaparsa ben daha fazla rezerv yapıyorum. Kur aynı kaldığı zaman hiçbir şey ödemiyorum, kurda sıçrama olduğu zaman vatandaşın dövizini ödüyorum, lirasını ödemiyorum. Bunu döviz alım-satım ihalesi olarak düşünmek lazım. Eğer dövizini almak istiyorsa benden de alabilir, piyasadan da alabilir. Piyasada döviz kıtlığı olunca zaten ben piyasaya giriyorum. Her halükarda dövizin yönetimi bende olduğu için vatandaşın dövizi de bende olduğu için burada bir hazine işleminde olduğu gibi Merkez Bankasını zarara sokan bir işlem söz konusu değil. Bunu çok net ifade edeyim. Uygulaması da böyle. Sadece kur koruma değil, bizim böyle beş altı kalemimiz var, bu kalemlerle ilgili ödediğimiz veya aldığımız rakamlar var."
Merkez Bankası rezervlerini güçlendirmek için kanunun kendilerine yetki verdiğini belirten Kavcıoğlu, şunları kaydetti:
"Rezervlerimizin güçlü olması da en önemli görevlerimizden biri. Şu an, bu yıl itibariyle dünyada rezervleri artmış tek Merkez Bankası, TCMB'dir. 2022 yılının başından beri dünyada tüm merkez bankalarının döviz rezervlerindeki azalma 1,3 trilyon dolar civarında. Bilançolarımızda rezervlerimizin ne kadar olduğu, ne kadarının altın, döviz olduğu, ne kadar swap rakamları olduğu veriliyor. Bundan ne kadar ödediniz, ne kadar kar, ne kadar zar ettiniz, açıklamak bir şey ifade etmiyor. Çünkü 3 gün sonra değişiyor."
Merkez Bankasının, rezervleri güçlü olduğu zaman piyasa hareketlerini kontrol etme, bu hareketlere müdahale etme anlamında çok daha güçlü bir konumda olacağını ifade eden Kavcıoğlu, "Merkez bankalarının rezerv yapma amacı, piyasada dengesizlik olduğunda müdahale etmektir. Dünya merkez bankalarının yaptığı şeyi TCMB suç işlemiş gibi açıklamak doğru değil." diye konuştu.
Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında uyguladıkları makro ihtiyati tedbirler ve ekonomi politikasının, rezerv politikasıyla birlikte kur istikrarı ve kalıcı fiyat istikrarını sağlamak noktasındaki etkisini süreç içinde görmeye başladıklarını dile getiren Kavcıoğlu, "Hepiniz sahada da piyasada da hissediyorsunuz; cari fazla vereceğiz, rezervlerimizi yükselteceğiz ve piyasada kalıcı fiyat istikrarını sağlamış olacağız." dedi.
Kavcıoğlu, Merkez Bankasının faiz politikası yanında başka tedbirleri de uygulamaya koyduğunu belirterek, diğer tedbirleri BDDK gibi diğer yetkili kurumlarla istişare içinde hayata geçirdiklerini söyledi.
Bu uygulamanın sonuçlarını da aldıklarını aktaran Kavcıoğlu, "Bugün Hazine borçlanması yüzde 9-10'lara geldi, DİBS faizleri, piyasa faizleri 15 puan aşağı inmiştir, mevduat faizlerinde de bir noktaya gelindi. Kur, stabil ve belirli bir hale gelmiştir ve bu noktada devam etmektedir. Rezervlerimiz artarak devam etmektedir. Bütün bu uygulamaların sonucunda kalıcı, sürdürülebilir, fiyat istikrarının sağlanması kaçınılmaz. Dolayısıyla bu, enflasyona da yansıyacak." ifadesini kullandı.
Faiz artışına giden ülkelerin 2023 yılı enflasyon beklentilerinin şu anki enflasyon oranlarının yukarısında olduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, kendilerinin ise faiz indirimi ile yüzde 85 olan yıllık enflasyonu yüzde 22-24 olarak beklediklerini kaydetti. Kavcıoğlu, en muhalif olanların bile enflasyon beklentisinin yüzde 40'larda olduğunu aktararak, "Türkiye’de bu kadar yüksek bir enflasyonda beklentinin mevcut oranın altında olması, uyguladığımız politikaların ne kadar doğru ve uygulanabilir olduğunun göstergesidir." diye konuştu.
Şahap Kavcıoğlu, ödemeler dengesindeki net hata noksan kalemine ilişkin sorular üzerine de "Net hata noksan, tüm ülkelerde ve Türkiye'nin geçmiş döneminde hep olan bir şey. G20 ülkelerinin net hata noksanı 2022 ocak-haziran döneminde, en yüksek ABD sonra Almanya, Türkiye ve İngiltere'de. Batı ekonomilerinde de var. Bu her dönem olabilen bir şey. Net hata noksan Türkiye'de bazı dönemlerde artı, bazı dönemlerde eksi vermiş. Her dönemde var. Bunun önemli bir nedeni, bu rakamların sonradan geliyor olması. Yıl sonundan sonra normal rakamlara geriye dönük geliyor." değerlendirmesini yaptı.
"Altını bize rezerv olarak verene prim ya da faiz veriyoruz"
Yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması için enstrümanlar çıkarıldığını anlatan Kavcıoğlu, "Altını bize rezerv olarak verene prim ya da faiz veriyoruz. Merkez Bankasının 1 yıl öncesine göre altın rezervi 150 ton artmış durumda. Bizim planımız 800 ton civarındaydı, şu an 765 ton civarındayız. Bir ayımız var, 800 olmasa da buna yakın bir rakamla bu sene hedefimizi yakalayacağız. Bizim 40-45 tonluk bir rezerv var cevherden çıkarılan, orada eksik ama şu ana kadar 25 ton oradan geliyor." açıklamasında bulundu.
Kavcıoğlu, piyasadan altın aldıklarında piyasayı da dengelemiş olduklarını ifade ederek, "Savaş çıktığı gün Türkiye'de çıkmış gibi altın ve dövize talep oldu. Merkez Bankası olarak proaktif davranıyoruz, piyasada ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. Döviz karşılığı biz altın satıyoruz. O gün Türk lirası karşılığı altın satma kararı aldık. Altının bir anda fiyatları geride kaldı ve talep kesildi. Bunları yapmak zorundasın, bunlar rezerv yönetimi." dedi.
"Türkiye'nin 1 kuruş borcu yok"
Geçen yıl enerji maliyetlerinin 38,5 milyar dolar olduğunu, bu sene bunun 100 milyar doları bulacağını dile getiren Kavcıoğlu, bu kadar maliyetin Türkiye Hazinesi ve Merkez Bankası rezervlerinden karşılandığını söyledi.
Türkiye'nin 1 kuruş borcu olmadığını vurgulayan Kavcıoğlu, Merkez Bankası rezervinin 111 milyar dolardan 123 milyar dolarlara çıktığını söyledi.
Haber :