İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesinde bilim insanları, istilacı bir tür olan deniz salyangozunun Karadeniz'deki dağılımını tespit etmek için sefere çıktı.
İÜ Su Bilimleri Fakültesinin, Dünya Gıda Tarım Örgütünce (FAO) destekli proje kapsamında, Karadeniz'de deniz salyangozlarının dağılımını belirlemek için 2 yıl önce başlattığı çalışma kapsamında bilim insanları, R/V Yunus-S araştırma gemisiyle İğneada ve Sinop arasında belirlenen 83 istasyonda örnekler alarak inceliyor.
İÜ Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık ve Su Ürünleri İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdes Saadet Karakulak, 2 yıldır süren projenin ayrıntılarını AA muhabirine anlattı.
Projeyi Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerle ortak yürüttüklerini belirten Karakulak, "Aynı zamanda aynı protokolü uygulayarak Karadeniz'de istilacı bir tür olan deniz salyangozunun stoklarının belirlenmesine çalışıyoruz. Deniz salyangozu Karadeniz'e özgü bir tür değildir. 1950'li yıllarda daha çok Japonya, Uzak Doğu'da olan bir tür. Fakat gemilerin balans sularıyla 1950'li yıllarda Karadeniz'e giriş yapıyor, giriş yaptıktan sonra Karadeniz'de aşırı çoğalıyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Karakulak, deniz salyangozlarının daha çok deniz kabukluları gibi canlılardan beslendiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"1980'li yıllardan sonra da artık yavaş yavaş Karadeniz ülkelerinde avcılık yapıldığı görülmekte. Japonya başta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerine ihracatı yapılıyor. Biz dahil diğer Karadeniz ülkeleri avlamakta. Bu tür Karadeniz için ticari bir tür. Sürdürülebilirliğinin sağlanması için hukuksal stok durumunun izlenmesi, gerekirse bazı düzenlemeler yaparak avcılığının kontrollü olarak yapılması hedeflendiği için ilk önce bilimsel araştırmaları yapıyoruz.
Deniz salyangozları Karadeniz'in endemik bir türü değil. Ayrıca deniz salyangozu balıkçılar için iyi. Çünkü avcılığı yapılıyor, ekonomik getirisi var. Fakat deniz ekosistemi açısından baktığımızda bunlar beyaz kum midyesiyle beslendiği için o canlılar üzerinde biraz olumsuz etkisi var. Bu canlı ilk başta çoğalsa da zamanla diğer faktörlerin de etkisi veya besin durumlarına göre şu an stokları en azından dengede sayabiliriz."
Deniz salyangozlarının dağılımı ve stok durumunun önemli olduğunu vurgulayan Karakulak, "Bir stoku yönetmek ve sürdürülebilir avcılığını sağlamak için önce o stokun popülasyon dinamiklerini iyi bilmek gerekir. Deniz salyangozu istilacı bir tür olduğu için dağılımı ve yoğunluğunu belirlemek çok önemli. Bu projede biz bunu yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Örnekleri farklı derinliklerden alıyoruz"
İÜ Su Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Uğur Uzer ise sefer kapsamında daha önce belirlenen 83 istasyonda incelemelerde bulunduklarını söyledi.
İstasyonlarda CTD cihazıyla su kalitesine baktıklarını anlatan Uzer, "CTD cihazıyla suyun içerisindeki çözülmüş oksijen değerini, sıcaklığı, tuzluluğu, PH'ı ve geçirgenliği farklı derinliklerde ölçüyoruz. Bu örnekleri farklı derinliklerden alıyoruz. Aldığımız bu örneklerin yanında algarna kullandığımız için çıkan diğer türlere de bakıyoruz. Onların da ağırlıklarını ve boylarını ölçüyoruz." diye konuştu.
Uzer, toplanan deniz salyangozlarını boy gruplarına ayırdıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ardından deniz salyangozlarının temizlenmeden önceki ağırlığını alıp sonra tel fırça yardımıyla üzerini temizliyoruz ve tekrar ağırlığını alıyoruz. Bu şekilde üzerindeki canlıların da miktarını elde etmiş oluyoruz. Sonra biz bu rapanaların yaşlarını okuyoruz. Yaş okuma protokolü var, onların yaşlarına baktıktan sonra her yaş baktığımız deniz salyangozunun farklı ölçümlerini alıyoruz. Daha sonra da dişi ya da erkek mi cinsiyetini bakıyoruz. Biz bunları 83 istasyonun hepsinde gerçekleştiriyoruz."