Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin film sektörü için doğal bir platoya sahip olduğunu ve bunun tanıtılması gerektiğinin altını çizerek, "Bunun için de ünlü film yapımcılarının Türkiye'de film çekmesini sağlamanız gerekiyor." dedi.
Bakan Ersoy, Habertürk TV'de "Akşam Haberleri" programında Veyis Ateş'in kültür, turizm, sinema ve tiyatrolara ilişkin sorularını yanıtladı.
Bakan Ersoy, Antalya'da çekimleri devam eden ve dünyaca ünlü İngiliz aktör Jason Statham'ın rol aldığı "Five Eyes" film setine yaptığı ziyarete değinerek, şunları söyledi:
"Bu aslında bizim bir seneden fazladır üzerinde çalıştığımız projelerden bir tanesi. Projenin meyvelerini topluyoruz. 'Yabancı film yapım desteği' adı altında, bu projelerin gerçekleşmesi için geçen sene bir yasa değişikliğine gittik, yeni bir yasa çıkarttık. Dünyanın birçok ülkesinde de olan bir yasa. Yabancı prodüksiyonları ülkeye davet etmek için destek programı açıklıyorsun. Bu program kapsamında ülkenize geliyorlar. Romanya'da, Bulgaristan'da ve Arap ülkelerinde de var."
Düzenlenen yasaya ilişkin bilgi veren Ersoy, öncelikli olarak film sektörünün desteklenmesinin amaçlandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok büyük bütçeli uluslararası filmler bunlar. Türkiye'ye geldikleri zaman bütçenin büyük bir kısmını da Türkiye'de kullanıyorlar. Hem sinema sektörünü desteklemiş oluyorsunuz hem de ülkenin tanıtımında kullanıyorsunuz. Buradaki prodüksiyon firmalarında Türk oyuncular da oluyor. Figüranından tutun en üst seviyedeki oyuncu da görev alabiliyor. Yerel prodüksiyon firmaları da iş yapıyorlar. En son çekilen film, 60 milyon dolarlık bütçeli bir film. Yaklaşık 10 milyon doları Türkiye'de harcanıyor. Sanayi sitesindeki ustadan tutun da oyunculara kadar birçok kişi bundan etkileniyor. Şu an 'Ant-Man' var, o da Kapadokya dahil birçok bölgede çekiliyor."
"Ünlü film yapımcıların Türkiye'de film çekmesini sağlamanız gerekiyor"
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin film sektörü için doğal bir platoya sahip olduğunu ve bunun tanıtılması gerektiğinin altını çizerek, "Bunun için de ünlü film yapımcılarının Türkiye'de film çekmesini ve onların izlenimlerini diğer yapımcılarla paylaşmasını sağlamanız gerekiyor. Kanun aslında 'gel' kısmı için. Mesela Antalya gün ışığından en uzun süreli ve en iyi yararlanan yerlerden biri dünyadaki. Bunlar Türkiye için bir avantaj ve film sektörü için çok önemli bir konu." diye konuştu.
Türkiye'yi dünya sinemasında tanıtmak adına Sinema Genel Müdürlüğü ile "filminginturkey" adlı bir web sitesi hazırladıklarını aktaran Ersoy, şunları anlattı:
"Bu sitenin içinde Sinema Genel Müdürlüğümüzden bir ekip, yabancı yapım firmalarının Türkiye'deki işlemlerini kolaylaştırmak ve hızlandırmak için çalışıyor. Yurt dışından bilmediğiniz bir ülkeye geliyorsunuz ve çok fazla bürokrasi var. Yurt dışından devamlı sanatçı ve ekipman getiriyorsunuz. İşte bu bürokrasiyi o kadar hızlandırdık ki inanamıyorlar. Kendi ülkelerinde film çeker gibi şu anda Türkiye'de film çekiyorlar. Bu da işin cazip noktalarından biri. Biz ünlü prodüktörlerle Türkiye'ye geldikleri zaman Anadolu'daki gezecekleri yerleri organize ediyoruz. 'filminginturkey' web sitesinden tespit ediyorlar. Buraya geldikleri zaman da gösteriyoruz. Artık onlar istekli oluyor ve 'Burada daha fazla iş yapalım' diyorlar."
"Kovid-19'u ülke genelinde tam bastırırsak yerli film içerikleri üretilmeye başlayacak"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sinema salonları açılsa dahi Kovid-19 sebebiyle yapımcıların haklı olarak filmlerini oynatmak istemediğine değinerek, şunları söyledi:
"Yapımcılar reyting endişesiyle içeriklerini oynatmak istemiyorlar. Filmler var ama rafta tutuyorlar. Çünkü 'Reyting alamayız.', 'Gişe yapamayız.' diye endişe duyuyorlar. Bu da sıkıntılardan biri. Yani pandeminin dünya genelinde bastırılması lazım. Ülke genelinde tam bastırırsak, yerli film içerikleri üretilmeye başlayacak. Dünya genelinde bastırılırsa dünya genelindeki iş yapacak olan içerikler sinemalara gelecek."
Sinemaların açılmasının sürdürülebilir olması için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Ersoy, "Birçok sinema salonu gerekli hijyen kurallarını, havalandırma sistemlerini sağlamış, bizden sertifika alabilecek durumda. Özel tiyatrolar gibi sinemalar da sertifikasyon programına dahil olacaklar ve başvurularını yaptılar. Mart ayında tekrar görüşeceğiz. Sertifikasyon gerekliliklerini yerine getiren salonlar açılacak seviyeye gelecek." değerlendirmesinde bulundu.
"234 projeye 47 milyon lira destek verdik"
Bakan Ersoy, yerli yapımcıların üretime devam edebilmesi için yapılan çalışmaları da aktararak "Pandemi döneminde 234 projeye 47 milyon lira destek verdik. Yani çekim desteği, bir ürün desteği. Projelerini gösteriyorlar ve çekim yapmaları karşılığında o destekleri alıyorlar. Yani o zaman yapımcısı da senaristi de çalışanları da onlardan maaş alıyor, karşılığını almış oluyor." ifadelerini kullandı.
Uluslararası etkinlik destekleri de verildiğini belirten Ersoy, şöyle devam etti:
"Özellikle 67'si yurt içinde, 9'u yurt dışında yaklaşık 25 milyon liralık destek ödemelerini de yaptık kendilerine. Üretim desteğinin yanı sıra bir de uzun süre kapalı kaldıkları için salonları ayakta tutabilmek adına, Anadolu'ya yayılmış olan küçük salonlar asıl hedefimiz oldu. Üç salona kadar işletmelere salon desteği verdik. Türkiye genelinde 3 salonunuz da olabilir, 1 salonunuz da olabilir. 10 salonunuz varsa, 3 tanesine biz destek veriyoruz, 15,9 milyon liralık başvuru oldu. Dosyalarını tamamlayanların ödemelerini yapmaya başladık."
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinden etkilenen müzisyenler konusunda yaşanan en büyük sıkıntının kayıt dışı çalışmalar olduğunu dile getiren Ersoy, "Pandemi bunları daha belirgin hale getirdi. Pandemiden sonra yapmamız gereken, onları kayıtlı hale getirmek. Bu sektör çok büyük bir oranda maalesef kayıt dışı çalışıyor. Çalıştıklarına dair bir belge olmadığı için kısa çalışma ödenekleri veya işsizlik maaşlarından yararlanamadılar." diye konuştu.
Ersoy, "Müzik Susmasın" başlıklı bir kampanya düzenlediklerinin altını çizerek, şunları söyledi:
"Kampanyayı, belli başlı müzik dernekleriyle birlikte yaptık. Başvuruları aldık. Değerlendirmeleri bu dernekler yaptı. Kayıtlı olmadıkları için sanatçı kimliklerini onlar daha kolay tespit edebiliyor. 31 bin başvuru oldu. Ocak, şubat ve mart ayları için 3 bin liralık destek programı vardı. İlk ödemeleri de yapıldı. Bu vesileyle güzel de bir haber vereyim. Kampanyayı 3 aydan 4 aya çıkartarak, nisan ayını da dahil ettik ve ücreti 4 bin liraya çıkarttık. Toplamda da 31 bin kişiye 124 milyon lira Bakanlık olarak kaynak aktarımı yapacağız."
"Amacımız hızlı bir şekilde Beyoğlu'nu eski canlılığına geri getirmek"
Yapımı devam eden Taksim'deki AKM'ye ilişkin son bilgileri de aktaran Ersoy, AKM'nin dünyanın sayılı kültür merkezlerinden birisi olduğunu vurgulayarak, "Dünyayla kıyaslandığında, çok hızlı bir inşaat yaptık. 2019'un Şubat ayında başladık. Sayın Cumhurbaşkanı'mız temelini attı. Muhtemelen bu yılın haziran ayında orayı açacağız. Yüzde 80'den fazlası tamamlandı, artık montaj işlemlerine başlandı." dedi.
Mehmet Nur, Ersoy, AKM'de 2 bin 38 kişilik büyük bir opera-bale salonuyla 805 kişilik tiyatro ve müzik alanında kullanılacak çok amaçlı ikinci bir salon bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Beyoğlu Kültür Yolu projesinin bir parçası ama kendi içinde de bir kültür yolu var. Müzik ve güzel sanatlarla ilgili kütüphanesi, küçük müzik müzesi, galeriler, çok amaçlı salon, cep sineması, kafeler ve restoranlar gibi birçok kültürel aktiviteyi de içerisinde taşıyan, 24 saat yaşayan bir merkez gibi düşünebilirsiniz. 4 bin kişinin aynı anda kullanabileceği bir mekan olacak. AKM bir yaşam merkezi şeklinde konuşlanıyor ve Beyoğlu Kültür Yolu projesinin bir parçası. AKM ile sınırlamıyoruz, dünyanın enleriyle buluşturduğumuz bir güzergah aslında bu yol."
Kültür Yolu projesine dahil olan Galataport'un dünyanın en iyi cruise portu olduğuna dikkati çeken Ersoy, şöyle devam etti:
"Ama aynı zamanda hem yabancı turist hem de İstanbullular için bir cazibe merkezi. Yukarıya doğru çıktığınızda Galata Kulesi var. Eskiden eğlence ve restoran mekanıydı. Şimdi müze ve cazibe noktası şeklinde kullanılıyor. Bizim en çok ziyaretçi alan yerimiz, Topkapı Sarayı'dır. Fakat Galata Kulesi şu anda Topkapı Sarayı ile aynı sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'yle Beyoğlu'na bağlanıyorsunuz. Atlas Sineması'nı restore ettik ve orası Türkiye'nin ilk sinema müzesi olacak. Biraz daha ilerlediğinizde Mısır Apartmanı'nda Mehmet Akif Ersoy Müze Evi var. Onu da martta milli marşımızın 100. yılına yetiştiriyoruz. Taksim Camisi ramazan ayına yetiştirilmeye çalışılıyor, onun altında İslam Eserleri Kültür Merkezi yapılıyor ve orada da sergiler olacak. Devam edince de AKM'ye geliyorsunuz."
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, AKM'nin yönetim kuruluna, özel sanat kurumlarından temsilciler de alınacağını dile getirerek, "Pandeminin de zayıflamasıyla birlikte haziran ayı itibarıyla Beyoğlu Kültür Yolu'nda festivaller yoğun bir şekilde başlayacak. Amacımız hızlı bir şekilde Beyoğlu'nu eski canlılığına geri getirmek." diye konuştu.
"2020'de 16 milyon ziyaretçi aldık, 12,1 milyar dolar gelir elde ettik"
Mehmet Nuri Ersoy, 2020 yılının turizm verilerine de değinerek, şunları kaydetti:
"2020 sonuçlarımız netleşti. Yurt dışından 15 milyon turist hedefi koymuştuk. Ama 16 milyon ziyaretçi aldık. 12,1 milyar dolar gelir elde ettik. 'Bizim rakibimiz kim yurt dışında?' diyorsanız, aslında Yunanistan ve İspanya. Rakiplerimizle kıyasladığınızda, Avrupa genelinde Yunanistan ve İspanya'da kişi sayısında yüzde 80, gelirde yüzde 88 daralma olmuş. Bizim kişi sayısına baktığınız zaman yüzde 69, gelirde yüzde 65 daralma olmuş. Bu sonuçlara göre, geçen yıl biz daha iyi bir performans sergilemişiz. Biz bu performansı kamuyla ve özel sektörle hazırladığımız güvenli turizm sertifikasyonu ile yaptık. Turizm sivil toplum kuruluşlarıyla çok bilinçli ve yoğun bir çalışma yaptık. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu'nun da görüşlerini alarak, sertifikasyon programını çok hızlı bir şekilde hayata geçirdik ve çok disiplinli şekilde uyguladık. Kanunla da bunların düzenlemesini yaptık. İlk etapta 50 oda ve üzeri konaklama tesislerinde sertifikasyon mecbur tutuldu. 1 Ocak'tan itibaren 30 oda ve üzerine mecbur tutuluyor. Nisana kadar bir aşama daha geriye çekeceğiz. Kanunla da disiplinli bir şekilde uygulandığı için dünyaya örnek teşkil etti. Birçok ülke bunu kopyalamaya çalıştı ama beceremedi."
Ersoy, yaz sezonunu nisanda başlatmayı hedeflediklerini belirterke, "Tabii bu çok yoğun bir şekilde başlayacak anlamına gelmiyor. Soft bir açılış olacak. Özellikle Akdeniz'den başlayacak, sonra güney ve kuzey Ege'ye doğru yayılacak. İlk etapta yerli turist ve Avrupa'dan gelen belli başlı turistlerle başlar. Nisan sonunda Rus bayramı var. 27 Nisan gibi başlar ve 10 Mayıs'a kadar sürer. Bütün Rusça konuşulan ülkelerde tatil dönemidir. Hemen akabinde Ramazan Bayramı var." ifadelerini kullandı.
2021'de 31 milyon turist hedefi
Bu yıl 31 milyon turist hedeflediklerine dikkati çeken Bakan Ersoy, "Bu bizim hedefimiz. Biz, 'Bunu nasıl yaparız?' diye sektörle birlikte konsantre olduk. Amaç zaten buna konsantre olmak. 'Niye yapamayız?' diye konuşan bir kitle de var. Geçen sezon da 'Açılamaz.' dediler açtık. '10 milyonu bulamazsınız.' dediler, 16 milyonu bulduk. Önemli olan, sektör olarak bu azmi göstermek, gerekli kuralları disiplinli bir şekilde yerine getirip sonuç almak. Zaten çalıştığınız, dikkat ettiğiniz zaman sonuç alıyorsunuz. Biz 31 milyonluk turist hedefini bu sene mutlaka sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, yabancı turistlerin salgın döneminde özellikle Türkiye'den gidenlerin hasta olup olmadığıyla ilgilendiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Karşıdaki ülke, sizden dönüş yapan yolcunun sigorta kayıtlarına bakarak, hastalanıp hastalanmadığını tuşa basınca görüyor. Böyle bir otokontrol sistemi var. Geçen ay Alman Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nu ziyaret etti. Orada kendisinin söylediğini söylüyorum, 'Sizin protokolünüz çok iyi çalıştı. Bize çok az vaka döndü.' dedi. Türkiye'den geri dönenlerdeki vaka oranı Balkanlar'a göre çok daha düşük. İşinizi disiplinli yaparsanız, bu iş kontrollü bir şekilde gidiyor. Buna herkesin inanarak uyması lazım. Arada çürük yumurtalar her zaman olur. Onları tespit edip elemek de ilgili kurumların görevidir."
"Türkiye'de tanıtımda tek sesliliğe geçiyoruz"
Turizmde 2023 hedeflerine de değinen Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2023 yılına çok büyük bir turizm hedefi koyduk. 75 milyon turist, 65 milyar dolar hedefi. Bu anlamda 81 vilayete turizmi yaymamız gerekiyor. Çünkü Türkiye'nin her köşesinde bir şey var. Çok fazla da turistik ürünü var. Bizim Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın (TGA) 'goturkey' diye bir sitesi var. Türkçe ve 6 dilde daha yayın yapmaya başlayacak. Biz şimdi 81 vilayetimizi örgütlüyoruz. İl kültür ve turizm müdürlükleri ve valiliklerle birlikte 81 vilayetin tanıtımını 'goturkey' üzerinde şubat sonuna kadar yapacağız. 50'den fazla şehir kodlanmış durumda. İlk etapta 50'den fazla ürün, cruise, gastronomi, inanç turizmi, bisiklet turizmi, deniz, kongre... Çok rahat 100'e çıkarız. TGA, 81 vilayetin temsilcilerini mart ayında İstanbul'da toplayacak ve bunlara eğitim verilecek. Türkiye'de tanıtımda tek sesliliğe geçiyoruz. İlk kez Türkiye organize bir şekilde turizme giriyor."
"Kurallara harfiyen uymaya çalışalım"
Salgın sürecinin sürprizlerle dolu olduğunu dile getiren Ersoy, salgınla yaşamayı öğrenmek gerektiğini, bunun da toplum disiplinini sağlamakla olabileceğini söyledi.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, kurallara uyulduğunda salgın sürecinin çok daha rahat geçeceğini ifade ederek, "Tabii bundan zarar gören sektörlerimiz var. Daha az bencil olmamız lazım. Yani bizim kurallara uymamamız, hastalık taşımamız veya kapmamız, başka sektörlerin çok yoğun zarar görmesine sebebiyet veriyor." şeklinde konuştu.
Toplum disiplinine uyulması ve aşılamanın başlamasıyla birlikte sektörlerin yeni başlangıçlar yapacağını, böylece 2021'in daha az hasarla atlatılacağını kaydeden Ersoy, "Burada benim tek ricam, kurallara harfiyen uymaya çalışalım. Toplum disiplinini koruyalım. Şunun şurasında birkaç aylık bir işimiz kaldı." dedi.
Haber :